Bu kara günleri mümkün olan en az hasarla atlatmanın yolu planlı ve bütüncül hareket etmekten geçer. Bu bağlamda illerde tarım sektörünün bütün paydaşlarının bulunduğu “Tarımsal Seferberlik Komisyonu” kurulmalı. Bu komisyon eşgüdüm halinde, stratejik sektör olan tarımsal üretim için üreticiden tüketiciye kadar sektörün bütün paydaşlarıyla planlanmalıdır.
Virüs insanı, açlık insanlığı öldürür. Bu günlerde herkes sağlığını koruma, hayatta kalma sevdiklerini kaybetmeme telaşı içindedir. Sağlıklı ve hijyen içinde yaşama arzusuyla bağışıklık sistemini güçlü kılmak için sağlıklı gıdaya erişim sağlamak zorundayız.
Bu durumda herkeste önümüzdeki günlerde gıdaya ulaşabilecekmiyim korkusu ile market raflarına yönelir. Ya bulamazsak duygusuyla ihtiyacın çok üstünde alım yapılır. Bu düşünce ile hareket eden tüketiciler ihtiyaç fazlası gıdayı evlerinde depolayarak arz talep dengesinin bozulmasına neden olmaktadır. Eğer bu süreci iyi yönetemezsek aşırı fiyat dalgalanmaları, açlık, kıtlık, yoksulluk ve sonrasında gıda krizi yaşamamız kaçınılmaz olacaktır.
Tarım sektörünün ihtiyaçlarının giderilmesi ve üretimin sürdürülebilirliği için acil ihtiyaçların karşılanması ve çiftçilerimizin Tarım Kredi kooperatifi, ziraat bankası borçlarının ertelenmesi gerekmektedir. Aksi durumda üreticilerin bir kez üretimden koptuktan sonra tekrar tarımsal üretime dönmeleri oldukça zor, hatta olanaksızdır.
İlimizde, bölgemizde ve ülkemizde meyvelerimiz çiçek açarken, meralarımız tüm biyoçeşitliliği ile hayvanlarımızı cezbederken, tohumlarımız ve fidelerimiz toprak ile buluşmayı beklemektedir. Çiftçilerimiz ise bir yandan sağlık tehdidiyle uğraşırken, bir yandan da geçimi için üretim telaşında. Önümüzdeki günler, gelecek yılın mahsulü için ekim, dikim, bakım,ilaçlama,gübrelleme,hasat ağır aksakta olsa devam ettirilmelidir. Aksi durumu düşünmek bile istemem.
Seralar ve açık sebze alanları için fide ihtiyacı için il dışından gelebilecek fidelerin sağlanması için harekete geçilmeli. Fideler üreticilere zamanın sağlanması için gerekli önlemler alınmalıdır. Gübre ve zirai ilaçlar çiftçilerin kullanacağı zamanlarda zirai ilaç bayilerinde bulundurulması için gerekli girişimler ve destekler yapılmalıdır. Tedarik zincirinde aksama olmaması için üretici firmalar ve dağıtıcılar nezdinde girişimlerde bulunulmalıdır.
Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Bütün planlarımızı yeni durumuna göre yapmalıyız. Mayıs ayında açılacak çay sezonu ve ağustos ayında başlayacak fındık hasatı için gerekli olan işçi ihtiyacının temini ve çalışma sırasındaki riskleri en aza indirmeliyiz. Bunun konu uzmanı ziraat mühendislerinden tarım işçisi tedarik firmaları kurulması ve bu firmalar devlet tarafından teşvik edilmeli. Yetkilendirilmiş bu kurumlar, işçilere takip kartları oluşturularak hastalık ve yer değişiklikleri bu firma aracılığı ile takipleri sağlanmalıdır. Bu firmalar aynı zamanda tarımsal anlamda işletmelere işçi temini sağlayacaktır. Böylelikle profesyonel bir ekip çalışması ile birim alandan elde edilen gelir ve ürün kalitesi yükselecektir. Aksi durumda çayımız, fındığımız hasat edilemezse fabrikalar durur ve çiftçimiz gelir kaybına uğrar.
Fındığımız,çayımız,buğdayımız,mısırımız,lahanamız,tereyağımız,sütümüz,meyvemiz, sebzemiz kesintisiz üretilmeli, halkımıza ulaştırılmalıdır.
Salgın gösterdi ki İthalat yapacak paranız olsa dahi, sınırların kapalı olması ve diğer ülkelerin ihracatı yasaklaması nedeniyle tarımsal ürünlere ulaşmakta zorluklar yaşanacaktır. Salgın ile tarımın stratejik bakımdan ne kadar önemli bir üretim olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Onun içindir ki, üreticinin bu dönemde daha fazla desteklenmesi ve yerli ve milli üretimin önünü açmalıyız.
Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen tarım ülkemizin, bölgemizin stratejik potansiyelidir. Fakat umutsuz olmayalım hep beraber çalışarak sıkıntılı günleri aşacağız, aşmalıyız.
Saygıyla duyurulur.