YÜZYILIN ANLAŞMASI” DEĞİL, “YÜZYILIN SAFSATASI”
Bildiğiniz gibi “Yüzyılın Anlaşması” isimli plan, ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklandı.
Bildiğiniz gibi “Yüzyılın Anlaşması” isimli plan, ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklandı. Sözlerimizin başında, açıklanan bu süreci tamamıyla “YÜZYILIN SAFSATASI” olarak değerlendirmenin daha uygun olacağını belirtmek istiyorum. Planın detaylarına baktığımızda Kudüs’ün tamamının Siyonist İşgalci İsrail’e bırakılması ve Batı Şeria’daki işgalci Yahudi yerleşim birimlerinin büyük bölümünün varlığını sürdürmesi gibi detaylar, meselenin özünü ortaya koyması bakımından yeterlidir. Ancak diğer ayrıntılara baktığımızda da bu planın mevcut işgalin varlığını koruma altına alacağı ve Filistin topraklarındaki işgali daha da artıracağı bir gerçektir. Şu anda kendi öz vatanlarından uzakta yaşamak zorunda kalan 6 milyonluk Filistinli kardeşlerimizin dönüş imkânlarına hiç değinilmediği anlaşılan bu plan, vicdan sahibi hiçbir insan tarafından da muteber değildir. Bu güne kadar gelinen süreçten anladığımız kadarıyla Siyonist İşgalci İsrail’in günümüzdeki uygulamalarına hizmet eden “Yüzyılın Anlaşması”nı ABD Başkanının çevresindeki evanjelik kadro hazırlamıştır. Planın hazırlayıcıları olarak Trump’ın damadı Jared Kushner ile Trump’ın Uluslararası Müzakereler Özel Temsilcisi Jason Greenblatt’ın isimleri, bizlere bazı çağrışımlar yapmamızda yardımcı oluyor. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın eliyle 2 milyarlık İslam dünyasına dayattırmaya çalışılan bu planın, ne tarihle, ne mevcut gerçeklerle, ne de uluslararası hukukla bağdaşan herhangi bir yanı yoktur. Başta Kudüs ve Mübarek Mescid-i Aksa olmak üzere Filistin toprakları üzerinde söz söyleme hakkı, başta Filistinli kardeşlerimizin ve tüm Müslümanlara aittir. Bugün kendilerini Kudüs’ün sahibi sananlar, yarın arkasına saklanacak ağaç dahi bulamayacaklarını bilmelidirler. Hele hele Kudüs ve Mübarek Mescid-i Aksa üzerindeki hâkimiyetin zerresi bile bizim açımızdan tartışılması gereksiz bir konudur. Buradan bir çağrımız da başta Türkiye olmak üzere İslam dünyasının tüm fertlerinedir: Gelin bu yaşanan girdabın içinden hep birlikte çıkalım. Zalimlerin kendilerinde gördükleri cesaret, dağınık haldeki duruşumuzdan kaynaklanmaktadır. Neyi bekliyoruz? Kendini büyük gören sömürgecilerin bizim için belirleyeceği daire içinde rahat bir yaşam mı hayal ediyoruz? Hayır, bizim asıl istememiz gereken şey, Allah’ın ipine hep birlikte sımsıkı sarılmak olmalıdır. Zaman ayrılıkları değil, ittifaklarımızı güçlendirme zamanıdır. Kudüs bizi mutlaka ve mutlaka birleştirecek güç ve kuvvete sahiptir. İbrahim KARA TRABZON KUDÜS KARDEŞLİK DERNEĞİ BAŞKANI