Avrupa’da yaşayan Türklerin beyanı ile ;
“” Tabiki biz Avrupalı Türkler belirleyeceğiz Türkiye’nin kaderini! Çünkü biz Avrupalıyız!
Dünyayı görmüşüz! 62 senedir Avrupa’dayız ama evrim geçirememiş tek milletiz diyor dış mihraklar?
İnanmayın.
Biz…
Avrupa’yı kötüler ülkemizi överiz ama geri Türkiye’ye dönmeyiz. Sebebi ise kurulu düzenimiz tabiki.
Avrupa’da bütün sosyal haklardan faydalanıp çalışmadan bile para kazanırız ama “bu sosyal yardımlar Türkiye’mizde de olsa çok iyi olurdu” diyenlere ne haddinize, daha ne yapsın deriz.
Ülkemizi çok sevdiğimizi söyleriz ama döviz kuru artınca da çok seviniriz.
Fırsat bulunca Alman devletinden vergi kaçakçılığı yaparız ve bununla övünürüz.
Çünkü biz zeki akıllı ve çalışkanız.
Sürekli başkalarını suçlarız Avrupalıları kötüleriz hep bizi ezdiklerini söyleriz ağlarız sızlarız, biri çıkıp “gelin birlik olalım” dediğinde de ona da küfür ederiz.
Türkiye’de olduğu gibi burada da 40 çeşit tarikat kurarız camiler açarız bakkallar açarız dönerciler açarız ama aramızda fitne fesat yaymayı iftira atmayı da ihmal etmeyiz.
En iyi Müslüman olma konusunda yarışırız ama hiçbirimiz de bize yapılmadıkça; haksızlığa adaletsizliğe hukuksuzluğa karşı durmayıp beş vakit namaz kılarak kendimizi aklamaktan geri durmayız…
Haram yemeyi severiz ve harama da fazla takılmamak gerekir diye düşünürüz. Gavurun malı helal deriz…
Cuma namazını da asla aksatmayız. Aslında pek de gitmek istemeyiz ama millet görsün diye yine de gideriz.
Kur’an zaten okumuyoruz bırak Arapçayı Türkçesine bile bakmıyoruz. Cübbeli sarıklı gördüğümüz internet hocalarını dinler ve bir sürü sevap işleriz. Ve bu şekilde cennete gideceğimizi düşünürüz. Tabi ki biz dinimizi en iyi bilenleriz!
Kitap okumayız, kitap okuyanlar ile alay ederiz. Kitap okumak kadar saçma bir şey yok “sanki kitap okuyup profesör mü olacaksınız” demeyi çok severiz. Ama almanlar yaptı be kardeşim demekten de geri durmayız. Yine de kendimizden akıllısını görmeyiz
Dedikoduyu da çok severiz, araştırmadan bilmeden duyduğumuz birçok şeye kulağa hoş geliyor diye inanırız.
Birbirimizi hiç çekemeyiz.
Aramızdan iyi bir iş yapan birisi çıkınca onu sözlerimizle gömeriz ve doğduğuna pişman ederiz.
Samimiyetle iyi iş yapmak isteyenleri tekme tokat dövüp gününü gösteririz. Kendimizden akıllı birini gördük mü onu tarihe gömmek için elimizden geleni yapmayı çok severiz ve elimizden geldiğince onun akıllı olmadığına inandırmak için her şeyi yaparız.
Evet, Avrupa’da ırkçılıktan çok çektik ve biz de ırkçılığı çok severiz ama bize yapılmasını tabii ki istemeyiz. Müziğe göre dans etmeyi, yeri gelir ülkemizi çok severiz yeri gelir gizlice söveriz.
İnanın, canımızı alsınlar paramızı almasınlar. Hep ufak hesaplar peşindeyiz, büyük düşünemeyiz,’ lan ne büyük düşüneceksin’ deyip devletten üç beş kuruş alıp biraz da kaçak çalışıp Türkiye’de bir daire alıp bakarız keyfimize. Biz en çok parayı severiz. Ama dostumuzda olunca değil kendimizde olunca çok severiz. Biz böyle değiliz ama dünyayı yöneten dört aile yüzünden böyle olduk. Dış güçler, Amerika, İsrail’in oyunları bunlar. Yoksa biz çok asil bir milletiz arkadaşlar. Eeee Lozan da ki maddelerinde “yüzüncü yıl” nedeni ile hükmü kalmadığına göre değmen keyfimize! Vesselam… “”” Empati yaparak değerlendirmeniz ümidi ile;
Herkesin Dinine, Herkesin milliyetine, Herkesin malına, Herkesin adaletine, Herkesin hakkına/emeğine, Barışa, Kısaca herkesin özgür yaşamına saygı duyulan yaşanılır bir ülke olmamız için, hep birlikte ortak irade ile yönetilen; biz olmaya davettir 2023 Türkiye Seçimleri…
Yaşar Önder
DEVA Partisi Ortahisar İlçe Başkanı