Değerli Basın Mensupları ve Kamuoyu,
Bahsini ettiğimiz bu sorun üst çerçevede pek çok insanın yaşamakta olduğu barınma sorunu olmakla beraber özellikle “Üniversite Öğrencilerinin Yaşadığı Barınma Sorunu”dur.
2023-2024 akademik yılına adım attığımız bu günlerde ülkemizde yaklaşık olarak 7 milyon üniversite öğrencisi bulunmaktadır. Bu sayı doğrultusunda ülkemizin nüfusa oranla üniversite öğrenci sayısı bütün Avrupa ülkelerinin üzerinde yer almaktadır. Bu verilerin eğitimde olumlu bir durum olarak lanse edilmesine rağmen elde edilen çıktılar doğrultusunda bu durumun aslında toplum düzeninde bir takım olumsuzluklara yol açtığı aşikardır. Bu veriler üniversite mezunu olan binlerce bireyin de nasıl işsiz kaldığını ve kalacağını gösterir niteliktedir. Aynı zamanda eğitim ve öğretimin niteliksizleştiğini de göstermektedir. Nitekim ülkemizde pek çok üniversite mezunu vatandaşımız eğitimlerinin sonucunda ya işsiz kalmaktadır ya da yetkinleştiği bölüm/meslek haricinde bir iş yapmaktadır. Yetkinleşilen ve sevilen mesleği yapmanın önemi inkâr edilemezken bu durum birey ve toplum bazlı olarak birbirini tetikleyen olumsuzlukları beraberinde getirmektedir. Aynı zamanda bütün bu durumlar eğitimdeki plansızlıkların ve eğitim sürecindeki bireyler ile toplumsal düzenin ilişkisindeki sistemin yeterince oluşturulamadığını ve bunun beraberinde çeşitli olumsuzlukları getirdiğini göstermektedir.
Bir insanın temel en temel hak ve ihtiyaçlarından birinin barınma olduğu ortadadır. Bugün ülkemiz genelinde vatandaşlarımızın önemli bir bölümü bu temel hak ve ihtiyaçları hususunda büyük sıkıntılar çekmektedir ve hatta bu hak ve ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Gerek besin kaynaklarına erişim gerek ev kiraları gerek alım gücü olsun insanlarımız kayıtsız kalınamayacak zorluklarla karşı karşıyadır. Bu hususta son dönemlerde ev sahibi vatandaşlarımız ile kiracı vatandaşlarımız arasındaki sorunların her geçen gün biraz daha artarak devam etmesi durumun vahametini göstermektedir.
Toplumlar pek çok farklı yapının bir araya gelmesiyle oluşur. Bu yapılar daima birbirleri ile etkileşim halindedir. Herhangi bir yapıdaki olumsuz süreçler toplumun diğer yapılarını da olumsuz etkiler. Nitekim toplumun temel yapı taşlarından olan eğitimdeki aksamaların, plansızlıkların ve olumsuzlukların negatif getirilerinin etkisi de çok büyük oranda olmaktadır. Baktığımızda bahsini ettiğimiz eğitimdeki olumsuzluklarla toplumumuzdaki barınma hususunda yaşanan olumsuzluklar bir araya geldiğinde bu toplumumuzun bütün yapılarında önemle ciddiye alınması ve çarelerinin bulunması gereken durumları oluşturmaktadır. Bugün ülkemizde binlerce üniversite öğrencisi olan vatandaşımızın yaşadığı barınma sorunları, bu vatandaşlarımızın eğitim öğretim süreçlerine büyük yıkıcı etkiler yapmaktadır. Özellikle talebi karşılayacak sayıda yurt olmaması, özel yurt fiyatlarının ve konut kiralarının bu bireylerimizin bütçesine büyük külfetler getirmesi ve hatta kiralık konut bulmakta yaşanılan sıkıntılar ilgili vatandaşlarımızın eğitim öğretim süreçlerini baltalamaktadır ve hatta kesintiye uğratmaktadır. Gençlik ve Spor Bakanlığının 24 Ağustos 2022 tarihli verilerine göre Türkiye’deki toplam yurt kapasitesi yaklaşık olarak 800.000 kişidir. Bugün üniversite öğrencisi sayısı yaklaşık olarak 7 milyon olan ülkemizde toplam yurt kapasitesinin neredeyse 8 öğrenciden 1’ine imkan sağlayabilmesi ciddi bir yetersizlik olarak karşımıza çıkmaktadır. Kapasitenin dışında kalan 6 milyon öğrencinin nasıl barınacağı sorusu, eğitimde önümüze çıkan ve cevaplanması bu şartlar altında çok güç olan bir sorudur. Evet, bu 6 milyon vatandaşımız ne yapacaktır? Buna bir cevap verilebilmekte midir?
Bu soruya cevap verilememesi bir takım sorunları da beraberinde getirmektedir. Nitekim üniversite öğrencisi olan vatandaşlarımızın bir kısmı barınma ihtiyaçlarını gidermek için yüksek kiralı dairelerde veya bakımı yapılmamış, güvenli olmayan evlerde kalmak zorunda kalarak ekonomik sıkıntılarla mücadele etmektedirler. Bu durum bu öğrencilerde psikolojik stres başta olmak üzere pek çok olumsuz etki yapmaktadır ve bu olumsuz etkilerin neticesinde de öğrencilerin eğitim, öğretim süreçlerinde başarısızlıklar yaşamasına veya eğitim öğretim süreçlerini noktalamasına sebep olmaktadır. Hatta çok daha ciddi sorunların ortaya çıkarmaktadır.
Biz Saadet Partisi olarak temel hak ve ihtiyaçlara erişimin herkes için adil ve eşit olması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle hükümetimizden ve ilgili yerel yönetimlerden üniversite öğrencileri için daha fazla barınma imkânı sağlamaları çağrısında bulunuyoruz. Nitekim tarihimizde eğitime çok ciddi bir şekilde önem verilmesi gerektiğini gösteren pek çok olay bulunmaktadır. Şehrimizin fatihi, Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul’u fethettiğinde kurdurduğu medreselerle bu hususta en güzel örneklerden birini oluşturmuştur. Bu medreseler ve bu medreselerdeki öğrencilere sağlanan imkanlar uzun yıllar boyunca Osmanlı Devleti’nin toplumsal düzenini sağlayan hakkaniyet çemberinin iyi bir şekilde işlemesini sağlamıştır. Eğer bizler de toplumumuzda benzer şekilde bir hakkaniyet düzeni, sağlam bir gelecek istiyorsak bu sıkıntılara ivedilikle çözümler bulunması elzemdir. Nitekim üniversite öğrencilerinin barınma sorununu ve bu sorunun beraberinde getirdiği diğer sorunları çözmek, genç neslin eğitimine ve ülkenin geleceğine yapılması gereken en önemli yatırımdır. Barınma, bir lüks değildir ve bütün vatandaşlarımız ve öğrencilerimiz için lüks olmaktan çıkmalıdır.
Biz, Trabzon’da üniversiteli gençler olarak, bu soruna dikkat çekmeye ve çözüm bulunmasını talep etmeye kararlıyız. Hep birlikte, üniversite öğrencilerinin daha iyi bir geleceğe doğru adım atmalarına yardımcı olabiliriz. Bu ülkemizdeki bütün vatandaşlarımızın tarihimizden aldığı bir görev, geleceğimiz için gözü gibi bakması gereken bir emanettir.
