Yaş meyve ve sebze ihracatında yaşanan ve acil çözüm
CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya’nın, Rusya’ya yapılan yaş meyve ve sebze ihracatında yaşanan ve acil çözüm bekleyen sorunlara ilişkin basın açıklaması:
CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya’nın, Rusya’ya yapılan yaş meyve ve sebze ihracatında yaşanan ve acil çözüm bekleyen sorunlara ilişkin basın açıklaması:
Değerli Basın mensupları.
Türkiye yaş meyve ve sebze ihracatının yarısı, yani yüzde 50’si Rusya Federasyonu’na yapılmaktadır.
Kuzey komşumuzla her geçen gün giderek iyileşir gibi görünen ilişkiler, her nedense ticari alana olumlu olarak yansımamaktadır. Hatta yaş meyve ve sebze ihracatçılarımız, nisandan bu yana büyük sorunlar yaşamaktadır. İhracatçılarımızın deyimiyle ‘’Türkiye’den giden mallara sanki örtülü bir ambargo uygulanmakta’’dır.
İhracatçımız, nisandan bu yana değişik engelleyici uygulamalarla karşı karşıya kalmaktadır.
Bu nedenle ürünlerini zamanında Rus üreticisine ulaştıramamaktadır.
İhracat maddesi meyve ve sebze olunca, zamanla bir yarış söz konusudur. Çünkü yaş meyve ve sebze, tazeliği korunması gereken gıda maddesidir. Taşıma koşulları özel ortamlar gerektirmektedir. Bu ürünler üzerinde birçok test yapılmaktadır. Bütün bu süreci sıkıntısız geçip hedef piyasaya malını en taze biçimde ulaştırmak, büyük zorluklar ve risk demektir.
Rus gümrüklerinde büyük sorunlar yaşanmaktadır.
Ülkemizden Novorossiysk, Gelencik, Tuapze limanlarına yaş meyve ve sebze taşıyan gemiler, limanlara yaklaştırılmamaktadır. Rusya Federal Karantina Kurumu tarafından yapılan kontrol ve inceleme sonrası mallar gemilerden indirilmektedir. Ancak yapılan analizler en erken 4-5 günde çıkmaktadır. Gerek karantina ve gerekse laboratuvar kapasitesi ve görevlilerin eksikliği nedeniyle ürünler gemi üzerinde en az 6-7 gün bekletilmektedir.
Başka ülkelerin malları 1,2 saat gibi sürelerde çok çabuk bir şekilde geçerken Türk malları günlerce, bazen haftalarca bekletilmektedir. Bu nedenle mallarda bozulmalar yaşanabilmekte, ülkemize döviz olarak dönmesi gereken ürünler çöpe gitmektedir.
Bazı ihracatçılarımız, mallarını ulaştıramadığı ya da çöpe atmak zorunda kaldığı için iflas durumuyla karşı karşıya kalmıştır.
Bazı ihracatçılarımız iflas etmiştir. İflaslar da, mağduriyetler de sürmektedir.
Bu yılın ocak-ağustos döneminde Rusya’ya olan yaş meyve-sebze ihracatı 410 milyon dolara kadar çıkmıştır. Ancak bu sorunlardan dolayı ihracatta son 3 ayda, yani eylül-ekim-kasımda, yüzde 24’e varan bir gerileme yaşanmıştır.
Gerileme hızlanarak devam etmektedir.
Daha da vahimi, ihracatçıların bu durumu Ticaret Bakanlığı ve ilgili birimlere bildirmelerine karşın, hiç bir önlemin alınmamış olmasıdır.
Öte yandan Türkiye’den hastalıklı ürünler geldiği yolunda Rusya Federasyonu’nun şikayetleri olduğu söylenmektedir. Ancak bunun çözümeri gümrükler değil, üretim yerleridir. Devlet ve ilgili kurumlar
neden bu ürünlerin standartlara uygun olup olmadığını tespit edememektedir? Neden Türkiye ve Rusya bu konuda ortak bir çalışma gerçekleştirememektedir? Neden fatura ihracatçıya kesilmektedir?
Sayın Basın mensupları!
AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanı sıfatıyla Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanı Putin ile sık sık telefonla, zaman zaman da yüz yüze görüşmeler sonrasında bu ülkeyle ilişkilerin her geçen gün iyileştiği açıklamalarını yaparken, ihracatçımız Rus gümrüklerinde perişan bir durumda malını kurtarmanın, üreticiye olan borcunu ödemenin peşine düşmüştür.
Sayın Erdoğan Putin ile 15’in üzerinde yüz yüze, onlarca da telefon görüşmesi yapmıştır. Cumhurbaşkanlığı ve iktidar kaynakları bu sayıları övünçle anlatıyorlar. Anlatmalarına söyleyecek sözümüz yok elbette ancak önemli olan bu Görüşmelerin çokluğu değil, ne kadar süre yapıldığı da değil, bu görüşmelerde memleketin ve milletin hangi derdinin çözüldüğü çok daha önemli değil midir?
Bu görüşmelerde, İhracatçıların yaşadığı sorunlar ya ele alınmamaktadır, ya da alınsa dahi Türk ihracatçısının sorununu çözecek bir sonuç çıkmamaktadır.
Bu olay göstermektedir ki, iktidarın ya da ilgili bakanlık veya kurumların Rusya ile sorunları çözdük açıklamaları gerçek dışıdır.
Bir yandan ihracatı arttırıyoruz denilirken, diğer yandan ihracatçı yalnız bırakılmaktadır. İhracatçımız yalnızlığa terk edilmiştir!
Öte yandan, Rusya’nın Türk ihracatçısına ve mallarına yönelik bu tutumu özellikle son dönemlerde neden artmıştır? Bunun arkasında, Erdoğan yönetiminin dış politikadaki zikzaklarına karşı Rusya’nın Türkiye’ye yönelik bir güç gösterme politikası mı yatmaktadır?
Değerli basın mensupları!
Ülkemiz, siyasi iktidarın inkar ettiği bir ekonomik krizden geçmektedir. Ki bu ekonomik kriz, yıllardır uygulanan yanlış ekonomik ve tarımsal politikaların acı bir sonucudur.
Hükümetin geçici bazı önlemlerle sağlamaya çalıştığı yalancı bahar bir yana, Türkiye her geçen gün daha fazla dövize ihtiyaç duymaktadır. Ülkemiz, ekonomideki kötü yönetim, yok sayılan ancak önlem paketleri devreye sokulan krizle mücadelede başarısızlık sonrasında IMF kapısına muhtaç olmak dahil, büyük çaplı döviz borçlanmalarına ihtiyaç duyabilir.
Dövize böylesine ihtiyaç duyulan bir dönemde, ihracatçının yaşadığı bu ağır sorunları çözme noktasında hükümetin ve yetkililerin yaşanan olaya bu denli duyarsız kalması, her hangi bir adım atılmaması gaflettir.
Sayın Erdoğan’ı, Sayın Ticaret Bakanı’nı, Sayın Tarım Bakanı’nı ve ilgili kurumları, yüzlerce ihracatçı, on binlerce üreticimizi ilgilendiren bu konuya gereken ilgiyi göstermeye ve hızla çözüm üretmeye çağırıyoruz. Sayın Erdoğan’ı, telefonla ya da yüz yüze Sayın Putin ile ilk görüşmesinde konuyu gündeme taşımaya davet ediyoruz.
Saygılarımla.
Ahmet Kaya
CHP Trabzon Milletveki