TURU GEÇMEK YİNE DE GÜZEL…
Galip sayılır bu yolda mağlup…
Ünal Karaman’ı, AEK ilk maçı ve Yeni Malatyaspor maçının kadrosuyla niçin oynadı diye sorgulayamayız. Zira oyuncularını en iyi o biliyor. Bunda, ilk maçın 3 – 1 kazanılması ile nasıl olsa turu geçeriz, bu yüzden bazı oyuncuları Pazar günkü Fenerbahçe maçına saklama fikri de olabilir, antrenmanlardaki performansları da olabilir. O bizi aşar ve çok da ilgilendirmez. Ancak, sahaya sürülen her oyuncunun, istenilen başarıyı göstermesi beklenir.
İlk yarıda Obi Mikel, bekleneni verdi mi? Veremedi. Yerinde bir kararla oyundan alındı. Ardından Abdülkadir’in talihsiz sakatlığı yine büyük kayıptı. Mikel başta olmak üzere bazı oyuncuların bireysel hatalarından 2 gol attı AEK. Bu skor onlara yetmiyordu. Yetmedi de nitekim.
İkinci yarı, bazı şeylerin değişeceği belliydi. Değişti de. Sörlot’un oyuna girmesiyle bir hareketlilik oldu. Ama maçın her iki yarısında da oyunu, kurallarına göre oynayan Vakayeme idi. Adını böyle yazdığıma bakmayın, çok farklı bir yazılışı var ve ben sizi onunla meşgul etmek istemiyorum. Herkes böyle diyor ona.
İkili mücadelelerde hiç hata yapmadı ve her seferinde rakip oyuncuyu geçti. Zaten geldiği günden beri istikrarlı bir oyun sergiliyor. Gol atamasa da, topu ayağından kolay kolay bırakmıyor. İlk maçta Ecuban ne ise, bu maçta Vakayeme o idi. O yüzden alkışı hak ediyor. Zaten maçı, o sol köşede bitirdi desek yeridir. Kaç kez topu taca attılar ve bir de son saniyelerde rakip oyuncuya kırmızı kart göstertti. Ve kazanılan serbest vuruşla oyun bitti. Mağlup olmak değil, turu geçmek önemliydi. Yunan takımını burada da yenmeyi kim istemezdi ki? Ama ne olursa olsun, gruplara kalan taraf oldu Trabzonspor. Bu, küçümsenecek bir durum değil.
Ancaak, o gruplar çok önemli. Orada böyle Abdülkadir Parmak’ın bariz hatalarıyla, Sosa’nın sahada gezmeleriyle bir başarı elde edemezsiniz. Sörlot’un mücadelesi, Ecuban’ın golleri, Vakayeme’nin rakip futbolcuları tren katarı gibi peşine takmasıyla sonuç alabilirsiniz. Bunun için daha çok çalışmalı, daha çok risk almalı ve futbolu futbol gibi oynamalı. Yoksa nal toplatırlar size.
Her şeye rağmen turu geçip gruplara kalmak çok önemliydi. Eleştirsek de futbolcuları kutlamak lazım. Tabii ki de teknik heyet ve taraftarı da. Zaten son 3 maçtır Şenol Güneş’te dolu tribünlere oynuyor Bordo Mavililer. Bu çok iyi. Aynı zamanda da taşkınlık yok. İnşallah nazar değmez ve bu stadyumda hiçbir zaman takım ceza almaz.
Dediğimiz gibi, şu anda bin bir güçlükle evlerine dönmeye çalışan taraftarlar, mağlubiyetin hüznü ile ama mutlu bir şekilde arşınlıyor yolları.
Olsun, mutlu olmaları önemliydi e çok şükür bu oldu.
Ha bir de yol boyunca yürüyen ne teknik direktörler var bir bilseniz. Nasıl bileceksiniz; onlarla yürümüyorsunuz ki… Ben yürüyorum ama…
Muhabbetle efendim!
TAHİR ORHAN