AK Parti Trabzon Milletvekili Salih CORA, 27 Mayıs 1960 darbesinin 62. yıl dönümünü dolayısıyla açıklamalarda bulundu. CORA, yaptığı açıklamada, “Bundan tam 62 yıl önce demokrasi tarihimiz adına, millet adına, gerçekten utanç verici bir hadise yaşandı” dedi.
27 Mayıs 1960 darbesinin kara bir gün olarak tarihe yazıldığını bildiren CORA, “14 Mayıs 1950 tarihi nasıl milletimiz için bir demokrasi bayramı ise 27 Mayıs 1960’da bir matem günüdür. 14 Mayıs bu milletin tek parti zulmünden kurtuluş günüyse, 27 Mayıs ise millete rağmen, iktidarı gasp etme günüdür.” diye konuştu.
CHP, 1950 SEÇİMLERİNİN SONUCUNU YILLARCA HAZMEDEMEDİ
Merhum Adnan Menderes’in, ‘yeter söz milletindir’ diyerek, iktidarı devraldıktan sonra Türkiye’ye çok hizmetler verdiğini söyleyen CORA şunları söyledi: “Anadolu ve Trakya, ilk defa onun döneminde özlemini çektiği yatırımlarla tanıştı. Türkçe ezan garabetine onun döneminde son verildi. İmam hatip okullarının Kur’an-ı Kerim eğitiminin önü, onun döneminde açıldı. Bu milleti özünden koparmaya, tarihine, kültürüne, medeniyetine, yabancılaştırmaya dönük uygulamalara bu dönemde son verilmeye başlandı. Peki sonra ne oldu? Milletin desteği ile iktidara gelen Adnan Menderes’i darbe ile indirdiler. Yetmedi, bir de daracığına gönderdiler. CHP, 1950 seçimlerinin sonucunu yıllarca hazmedemedi.”
CHP’NİN SUÇLAMALARINA KURBAN GİTTİ
CORA, Yassıada mahkemelerinin tutanaklarında Adnan Menderes’e yönelik suçlamaların çoğunun merkezinde CHP’nin bulunduğunu kaydederek, “Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu, suçlu oldukları için değil, ibretialem olsun diye asıldılar. Bir daha hiçbir siyasetçi vesayet odakları ile mücadeleye giremesin, milletle devleti barıştırmanın gayreti içerisinde olmasın diye bunu yaptılar. 27 Mayıs günü bu ülkede, milletle alay edilircesine, 20 yıl boyunca ‘hürriyet ve anayasa bayramı’ olarak kutlandı. Menderes’in akıbeti tıpkı Demokles’in kılıcı gibi siyasetçilerin tepesinde sallandı. Rahmetli Özal, rahmetli Erbakan bunu bizzat yaşadı, iliklerine kadar hissettiler. AK Parti de siyasi hayatı boyunca böyle tehditlere, aba altından sopa göstermelere maruz kaldı.” dedi.
DEVİR DEĞİŞSE DE DARBECİ ZİHNİYET DEĞİŞMEDİ
CORA, bugün de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın benzer şeyler yaşandığını ifade ederek “Aynı şekilde birileri çıkıp Cumhurbaşkanımızı tehdit ediyor. CHP Grup Başkan Vekili çıkıyor, yanında PKK’nın siyasi uzantıları, DHKP-C’nin siyasi uzantıları, FETÖ’cüler hepsi birlikte hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan hapis cezası alan Osman Kavala için, terörist Selahattin Demirtaş için bu ülkenin cumhurbaşkanını tehdit ediyor. Başka bir gün çıkıyorlar; Erdoğan’ın akıbeti de Menderes gibi olacak diyorlar. Başka bir gün tıpkı 1960’da yaptıkları gibi Cumhurbaşkanımıza, ailesine iftira atıyorlar, ülkeden kaçıp gideceklerini iddia ediyorlar. Devir, aktörler değişse de darbeci zihniyet değişmedi. Milletin kalbine giremeyenler, onu fethedemeyenler, maalesef hep kumpaslardan, darbelerden medet umdular. Milletin evlatlarının iktidarda olmasına, milletin söz sahibi olmasına tahammül edemiyorlar. Türkiye, CHP ile yaşadığı kabusları unutmadı. CHP, devrim diye bayram ettiği günlerde, milletin yas tutmuştur. Türkiye’yi aynı kabuslara bırakmayacağız. Onlar istemese de biz yolumuza devam edeceğiz.” diye konuştu.
CORA son olarak şunları söyledi: “İdam sehpasındaki son sözü ‘Devletime ve milletime edebi saadetler dilerim.’ olan rahmetli Menderes’in aziz hatırasına sahip çıkmak, hepimizin boynunun borcudur.
İdama götürülürken, önce iki rekât namaz kılıp, ardından altındaki sandalyeyi kendisi iterek düşüren Fatin Rüştü Zorlu’nun hatırasına sahip çıkmak, hepimizin boynunun borcudur.
Başarılı bir Maliye Bakanı olduğu halde, sırf geçmişte darbecilere istedikleri imtiyazları sağlamadığı için kendisine kin beslenen Hasan Polatkan’ın hatırasına sahip çıkmak, hepimizin boynunun borcudur. Her birini rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun.”