İSMET KÖSOĞLU Bakü’ye gitti, gördü yazdı
Rize’den Bakü’ye gidiş
İlk kez 17 yıl önce karayoluyla gittiğim Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’ye 2023 yılında Türkiye Gazeteciler Federasyonu delegesi olarak katıldım.
Daha önce karayolu ile yapılacağı söylenen seyahat Rize üzerinden Kemalpaşa-Batum geçilerek konaklama Gence’ de olmak üzere Bakü’ye varılacaktı. Ankara’dan başlayacak otobüs yolculuğunun karayolu ile uzun süreceği gerekçesiyle daha sonra iptal edilerek Ankara, İzmir ve İstanbul olmak üzere Havayoluyla gitmemiz kararlaştırılmıştı. Bende katılımcı olarak Rize-Artvin Havalimanını ilk kez kullanarak Anadolu Jet uçağı ile Ankara’ya gittim.
Ankara Esenboğa Havalimanında Türkiye Gazeteciler Federasyon üyesi arkadaşlar ile buluştum. Erzurum’dan kıdemli Gazeteci Kadir Sabuncuoğlu ile sohbet ettik. Bilet transfer sonrası Anadolu Jet ile 2,5 saatlik bir yolculuk sonrası Bakü Haydar Aliyev Havalimanına iniş yaptık. Havalimanında Bakü’den hazırlanan iki araç ile Hasan Aliyev Caddesindeki konaklayacağımız New Otele hareket ederek istirahate çekildik.
Aliyev ve Elçibey’e ziyaret
Programdaki ilk ziyaret Azerbaycan’ın iki eski Cumhurbaşkanının kabrini ziyaretti. Şehitler diyarındaki büyük mezarlıkta yağmur altında ziyaret ettik. Federasyon Genel Başkanımız Yılmaz Karaca başkanlığında katılan arkadaşlar Şehitler Xıyabanında bulunan kabirleri ziyaret ederek karanfil bıraktık.5 er kişi olarak Haydar Aliyev’in ziyaretine katılım sağlanırken 10 metre kadar uzağında bulunan Ebulfeyz Elçibey’in kabrine karanfil bırakma sonrası dualar ettik toplu fotoğraf çektirdik. Gerçek Türk dostu merhum Elçibey’e ayrı bir özen ve ilgi gösterildiğine şahit olduk. Bu Şehitlik çok özel korunuyor. Temizlik ve düzen mükemmel.
Elçibey’in Cumhurbaşkanı iken söylediği biz iki devlet tek milletiz, bundan sonra Dilimiz Türkçe olacak söylemi daha sonra Haydar Aliyev tarafından Dilimiz Azerbaycan dili olacak diye değişikliğe uğratılmış.
Türk ve Azerbaycan kardeşliğini birçok işyerinde yan yana asılan Türk ve Azerbaycan Bayraklarıyla gördük. Sokaklarda da aynı bayrakları birçok yerde gördük.
Diasporada toplantı
Türk Dünyasının birleşmesi gerektiğini Bakü’de bir kez daha gördük. Azerbaycan respublikasının Diaspora iş üzre devlet komitesi salonunda Türkiye Büyükelçisinin de katıldığı geniş kapsamlı bir toplantıya katıldık.
Toplantıda Büyükelçi Doç.Dr. Cahit Bağcı’’ Azerbaycan ile Türkiye’nin ilişkileri her alanda gelişmelidir. Biz iki devlet tek milletiz. Bizim Azerbaycan’la eğitim, kültürel ve ticari konularda daha çok alışverişimiz olmalı’ dedi.
TC Büyükelçiliğini ziyaret
Bakü’nün en güzel yerinde Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği bulunuyor. Haydar Aliyev’in Cumhurbaşkanlığı döneminde Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’e bu arazinin verildiği söylendi.18 dönümlük yemyeşil muhteşem bir arazi. Merkezi bir yerde. Burada 2003 sonrası Erdoğan hükümetleri döneminde Büyükelçilik binaları projeleri hazırlanmış.2007 yılında tamamlanarak hizmete açılarak Elçilik buraya taşındı. Bahçesinde zeytin, ladin ve çam ağaçları olan Elçilikte birçok Bakanlığın temsilcisi olarak 80 personel çalışıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Azerbaycan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan devlet olduğu için buradaki diplomatik plaka taşıyan TC Büyükelçiliği araçlarına 001 plakası verildi. Bu ayrıntı Azerbaycan Türk dostluğunun tek millet olması konusunda özel bir ayrıntıydı. Büyükelçilikte Elçimiz Doç.Dr. Cahit Bağcı’nın güzel bir sunumu ve sohbetiyle hoş geldiniz tanışması yapıldı. Büyükelçinin ‘’burası Türk toprağı istediğiniz gibi rahat edebilirsiniz’ ’deyişi bizlere ayrı bir güven verdi. Kuru pasta, meşrubat ve Çay ikramında tek kusur Rize Çayı bulunmamasıydı.
Bakü Şehitlerini anma
Bakü Şehitler Meydanında Bakü Kafkas İslam Ordusunda 105 yıl önce Ermeni ve Bolşeviklere karşı Bakü’yü kurtarırken şehit düşen 1130 şehidimiz var. Gazeteciler Federasyonu üyelerinin tamamı şehitlerimize karanfil bıraktı.
Her vilayetten birçok isim gördüm. Kosova, Şam, Ardahan, Rize, Sivas, Giresun, Trabzon, Zonguldak, Maraş, Erzurum, Erzincan’dan şehitler gözüme çarpanlar.
Enver Paşa’nın kardeşi olan Nuri Paşa komutasındaki 12 bin kişilik Kafkas İslam Ordusu 15 Eylül 1918 de Bakü’yü kurtarırken 1130 şehit verdi.
Büyükelçimizin katılımıyla Şehitlikte önemli bir tören yapıldı. Büyükelçimiz Cahit Bağcı Şehitler Anıtına çelenk koyarak toplu halde bando eşliğinde önce
Azerbaycan Marşı sonra gür bir sesle İstiklal Marşımız okundu. Deftere günün anlamını yazan Büyükelçi kısa bir konuşma yaparak Şehitlerimize rahmet diledi.
Anma programına Azerbaycan’ı temsilen kimsenin katılmaması herkesin dikkatini çekti.
Milletvekili Ganire Pashayeva yalnız bırakmadı
Azerbaycan parlamentosunun önemli Milletvekili Ganire Pashayeva 4.Türk Dünyası Gazeteciler Şurası için Türkiye’den Bakü ye gelen Gazetecilere gerçekten samimi ilgi yakınlık gösterdi. Türkiye’yi dört bir bucak yakından bilen Milletvekiline Türk dünyasının birliği konusunda gösterdiği üstün başarı ve gayretinden dolayı tebrik ettim başarılar diledim, ‘’Rize’deki kardeşlere selamlar edirem’’ dedi.
Pashayeva ‘ya Azerbaycan’da Türkiye’yi çok iyi tanıdığı için Türk Milletvekili diyorlarmış.
Bakü Fatihi Nuri Paşa
Ağabeyi Enver Paşa’nın talimatıyla henüz 28 yaşındayken, 12 bin kişilik Kafkas İslam Ordusunun başına geçerek Bakü’yü Ermeni çeteleri ve Bolşevik birliklerinden kurtardı.
Şunu rahatlıkla yazabiliyorum, Nuri Paşa Azerbaycanlılar tarafından saygı ve minnetle hatırlanıyor. Yaptığı mücadele hiç unutulmayacak gibi. Osmanlı Paşası Enver Paşa, Azerbaycan ve Dağıstan’ın Osmanlı’dan yardım talep etmesi üzerine kurdurduğu Kafkas İslam Ordusunun kumandanlığına kardeşi Nuri Paşa’yı getirmişti.
Gence ‘ye 25 Mayıs 1918’de ulaşan Kafkas İslam Ordusundaki asker sayısı, Azerbaycan kolordusundan yapılan bin kişilik takviyeyle 12 bine ulaştı. Güzergâhındaki Göy Çay, Salyan, Ağ su ve Kürdemir’i de Bolşevik birlikleri ve Ermeni çetelerinden temizleyen Kafkas İslam Ordusu, 15 Eylül 1918’de Bakü’yü kurtardı.
Kafkas İslam Ordusu, Bakü’nün kurtuluşu için 1130 şehit verdi.
Nuri Paşa, Azerbaycan’da gittiği her yerde saygı ve hürmetle karşılandı. Azerbaycanlılar, kurtarıcıları olan ordunun kumandanını evlerinde misafir etmek için birbirleriyle yarıştı. Bakü’de büyük coşku ile karşılanan Nuri Paşa, Tezepir Camisi’nde minbere çıkarak halka hitap etti. Söz konusu minber, “Nuri Paşa minberi” diye anılıyor ve camide korunuyor. Paşanın Gence ‘de konakladığı ev de müze olarak faaliyet gösteriyor.
Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra Kafkas İslam Ordusu Bakü’yü terk etmek zorunda kalırken, Nuri Paşa İngilizler tarafından Batum’da tutuklandı. Nuri Paşa, 8 Ağustos 1919’da yargılanmak üzere götürülürken Kafkasyalıların yardımıyla hapisten kaçmayı başardı.
Kurtardığı Bakü’nün daha sonra Bolşevikler tarafından işgal edilmesi Paşa’yı çok üzdü. Azerbaycanlı Cabbar Ertürk, 1956’da kaleme aldığı “Anayurtta Unutulan Türklük” isimli kitabında Nuri Paşa’nın şu ifadesine yer verdi.
“Ağabeyimin (Enver Paşa) şehit olması kalbimi ne kadar sızlattıysa, Azerbaycan’ın istilası kalbimi ondan daha çok sızlattı. Ağabeyim bir faniydi. Fakat Azerbaycan’daki Türklük ebedidir. Keşke hayatımı kaybetseydim de Azerbaycan Türklüğün dışında kalmasaydı.”
1921’de Berlin’e giden Nuri Paşa, burada çiniciliği öğrenerek 1924’te İstanbul’a döndü ve Kütahya Çinicilik Anonim Şirketini kurdu. Askerlik hayatı kahramanlıkla geçen Nuri Paşa, bir süre sonra fabrikasını devrederek savaş sanayisine yöneldi.
İstanbul Sütlüce’de bulunan bir fabrikayı satın alarak ordu için silah ve cephane üreten Nuri Paşa “Nuri tabancası” adını verdiği Türkiye’nin ilk 9 milimetrelik silahının seri imalatını gerçekleştirdi. Arap-İsrail Savaşı’nda Arap ordularını ve Filistin halkını destekledi. İsrail’in kuruluşundan sonra da Arap direnişçiler için silah ve cephane üreten Nuri Paşa, Sütlüce’deki fabrikasında 2 Mart 1949’da meydana gelen büyük patlamada can verdi. Patlama, kimileri tarafından kaza, kimileri tarafındansa İsrail istihbaratı tarafından organize edilen suikast olarak değerlendirildi ama muammasını halen koruyor.
Bakü de hayat pahalı
Petrolün % 96 sını Hazar Denizinden çıkaran Azerbaycan’ın toplam nüfusu 10 milyon.
3 milyonluk Başkenti Bakü merkezi çok modern bina ve caddeleriyle Türkiye’deki büyük şehirlerden ilerde. Muhteşem geniş ve temiz caddeleri var. Yeşili mümkün olduğunca koruyarak şehirleşme yapılmış. Taş binalar korunmuş ve taş mimariye önem veriliyor.
Devasa 30 katlı iş merkezleri de var. Hazar Denizi kenarındaki muhteşem AVM’de gördüğüm en temiz tuvaletlerle karşılaştım. Azerbaycan’da para çok seviliyor ama bu tuvaletler ücretsiz.
Hazar Denizi kenarında ki güzel sahil bandında gezerken kenardaki çöp kutusunda İstanbul’da yapıldığı adresi gördüm. Burada üretim yok gibi.
Caddelerde doğalgaz boruları açıktan geçiyor. Araçların plakası neden bilmiyorum çoğunlukla 10-77-90 ve 99 olarak başlıyor. Trafikte akan çok modern otomobiller olduğu kadar Türkiye’de trafikten men edilebilecek yani muayeneden geçemeyecek kadar kötü halde giden araçlara da rastladık.
Bakü’de 1996 yılında Diyanet İşleri Başkanlığının yaptırdığı Cami açık ve namaz kılınıyor. Temsilcilik var.1646 yılında yapılan bir Mescit var. Minare sayısı çok az olan mescitler varmış. Bir Camiye Cuma Namazı için gittik kapıda tamirat var diye kâğıt yapıştırılmış yani Cami ibadete kapalı.
Hanlı Pazar ismiyle muhteşem bir inşaat malzemeleri mağazası açan Iğdırlı işadamlarımızın işyerinde yemeğe davet edildik. Mübalağa etmiyorum böyle kapsamlı geniş bir mağazayı Türkiye’de görmemişim. İşadamlarımız ticaretin gelişmesi için daha çok ilgi ve destek bekliyor.
Bakü’de Azerbaycan şivesiyle İşadamına Sahipkar denildiğini öğrendik.
1 manat 17 TL. Milletvekili maaşı 80 bin manat, Benzin 2 Motorin 1 manat. Süt markette ortalama 2 manat, Öğretmen maaşı 500 manat civarında, asgari ücret 200 dolara denk, sokaktaki susamlı simit 1 manat, kemiksiz et 14 manat, Manda Yoğurdu 800 gramlık kutuda 5.5 manat.
Bakü’de Türk parası TL geçmiyor maalesef. Hiçbir esnaf TL almadı. Ya Dolar istiyor ya da Manat. Kredi kartı için her yerde Post makinesi yok. Makine olanlar anında alacağını Manata çevirerek tahsil ediyor.
Caddelerde Haydar Aliyev rüzgarı hakim. Aliyev’in 2023 yılı 100.doğum yılı olduğu için yoğun bir kampanya var.
Karabağ Savaş Ganimetleri sergileniyor
Azerbaycan Ordusunun Karabağ’da 44 gün devam eden savaş sonrası kazandığı zaferle ele geçirdiği Ermeni silah ve araçlarının sergilendiği s Ganimetler Sergisini gezdik.
Hazar Denizi kenarında büyükçe bir alanda sergilenen Ermenilerden kalan silah ve araçlar, toplar, tanklar uçak hurdaları ilgi çekerken malzemelerin büyük çoğunlukla Rus malı olduğunu gördük.
Ganimetler arasında bir vadide aylar sonra bulunduğu belirtilen savaş uçağı hurdası, çeşit çeşit asker ve malzeme taşıyan kamyonlar, tanklar, toplar ibretle sergilenmiş.
Karabağ Azerbaycan’dır sloganıyla 44 günde önemli bir zafer kazanan Azerbaycan ordusunu ve kardeşlerimizi bende kutluyorum.
Ana görev doğru ve hızlı haber vermektir. 15.6.2021 tarihinde sona eren 44 günlük Karabağ zaferini dünya medyası Türk Gazetecilerden öğrendi. Atatürk’ün söylediği Nahçivan Türk Kapısıdır sözünün yakında gerçekleşmesini bekliyoruz.
Programda olmasına rağmen Şuşa’ya gidemedik. Karabağ zaferiyle Azerbaycan’a katılan Şuşa kadim bir belde ama görmek nasip olmadı. Can güvenliği tehlikesi var, güvenliğinizi sağlayamayız gerekçesiyle Şuşa gezi programı iptal edildi.
Türk Dünyası 4.Gazeteciler Şurası önemli bir programdı. İnşallah Türk Dünyası Gazetecileri arasında önemli bir faaliyet olarak kültürel ve sosyal sahada katkı olmuştur.
Katılımda emeği geçenlere başta Genel Başkanımız Yılmaz Karaca olmak üzere teşekkür ediyorum. Unutulmayacak anılarla yurda dönerek çalışmaya devam etmeye başladık.