Trabzonsporlu Nwakaeme ile A’dan Z’ye
Kariyer hikayesi film olacak kadar ilginç bir futbolcu Anthony Nnaduzor Nwakaeme. Aynı zamanda alışkanlıklarıyla da… Sıcağa olan düşkünlüğü yüzünden sürekli kombi arızasıyla karşılaşan, tuzlu fıstığı düşkünlük derecesinde seven, sevdiği şarkıcılarla düet yapmayı hayal eden, annesiyle yaptığı bir görüşmeyle hapşırık krizini sonlandıran Nijeryalı oyuncumuz Nwakaeme’yi dergimizin Mart sayısında konuk ettik Hayatı her haliyle kucaklamayı bilen genç oyuncumuz, ilginç kariyer hikâyesini, futbola dair görüşlerini ve yaşamı hakkında bilinmeyenleri anlattı.
1989’da Nijerya’nın Lagos kentinde doğdun. Ancak profesyonel kariyerine Romanya’nın Cluj takımında başladığını görüyoruz. Afrika’dan Avrupa’ya gelişin ve Romanya’da profesyonel futbol hayatına başlaman nasıl gerçekleşti?
İlk zamanlar sadece sokaklarda futbol oynuyordum. Sonra kardeşimin menajer olan arkadaşı beni gördü ve beğendi. Bunun üzerine de bazı kulüplere önermiş. Nijerya’da futbol akademisi olan bir antrenör beni görmek istemiş. Karşı karşıya geldiğimizde benim çok zayıf olduğumu, bu nedenle de futbolcu olamayacağımı söyledi. Menajer arkadaşımız beni sahada görmesi için ısrar etti. Davet edildiğim antrenman maçında 10 numara pozisyonunda oynadım ve antrenörü çok etkiledim.
Bu şekilde girdiğim futbol akademisinde kaptanlığa kadar yükseldim. Bir süre sonra antrenörümle birlikte transferim için önce Danimarka, ardından da İsveç’e gittim. Ancak iki ülkede de anlaşma sağlanamadığı için Nijerya’ya geri döndüm. Bir süre sonra bu kez İtalya’ya gittik. Bu ülkedeki çeşitli takımlara giden Nijeryalı oyuncular olmuştu. Burada İtalyan bir menajer bizimle ilgileniyordu. Roma takımında denemeye alındım. Her şey iyi gidiyordu, kulüp beni beğenmişti ve menajerimle görüşmek istiyorlardı. Ancak bu kez de antrenörüm ve İtalyan menajer arasında bir sorun çıktı. Her ikisi de menajerim olduğunu söyledi. Sonuç olarak transferim gerçekleşmedi. Başka takımlara transfer olabilmek için denemelere katıldım. Bu denemelerin birinde Marco Materazzi’nin babası beni izlemiş, beğenmiş ve kadroya katılmam için kulüp yetkililerine öneride bulunmuş. Sonra da benimle görüşerek üç seçenek sundu.
Bu seçenekler İtalya’da bir takıma teknik direktör olduğunda beni transfer etmesi ya da Yunanistan veya Romanya’da futbol oynamamdı. İtalya’da çok fazla zaman geçirdiğim için çok sıkılmıştım. Artık futbol oynamak istiyordum. Hatta ülkeme dönüp yine sokaklarda oynamaya bile razıydım. Sonunda kararımı verdim ve kendisiyle birlikte Romanya’ya gittik. Burada bizi İtalyan asıllı bir menajer karşıladı. Cluj takımında denemeye çıktım ama hoca tarafından beğenilmedim. Ben de bunun sorun olmadığını, ülkeme dönmek istediğimi söyledim. Bunun üzerine Cluj başkanından sürpriz bir telefon geldi ve bana, “Hoca seni beğenmemiş olabilir ama ben seni kaçırmak istemiyorum. Bize imza at, gerekirse seni ikinci ligde yer alan bir takıma kiralık olarak gönderelim. Bir süre orada oynarsın” dedi. Bu teklifi kabul ettim ve ikinci lig ekiplerinden Turda’ya transfer oldum. Bu takımda oynadığım beş maçta sekiz gol atmayı başardım. Sonra hocamız takımdan gönderildi. Bu gelişme sonrası devre arasında tekrar Cluj’a döndüm. Bu kez de başkan kulüpten ayrılıp başkentte bir takım almaya karar verdiğini açıkladı. Bu karar sonrası ben de yeni takımı Ploiesti’ye transfer oldum ama sakattım. Sakatlıktan döndükten sonra da oynama şansı bulamadım ve takımdan ayrılmak istedim. Çünkü kötü oyuncu olduğumu söylemeye başlamışlardı. Kardeşim Malezya Ligi’nde oynuyordu ve beni de oraya davet etti. Ancak para kazanmak yerine Avrupa’da kalmak istediğim için bu teklifi kabul etmedim.
Bir süre bekledikten sonra Romanya’nın Concordia takımında antrenmanlara katıldım. Sonrasında bir hazırlık maçında takımın teknik direktörü beni beğenmediğini söylemiş. Ligin devre arasıydı ve ülkeme dönme hazırlığı yaparken Cluj’dan dört aylık kontrat teklifi aldım ve kabul ettim. Bu şansı çok iyi kullandım. Sezon sonu olduğunda ülkenin bütün takımları bana talip olmuştu. Steaua Bükreş Kulübü’nün bir yetkilisi benimle görüşme yaptı ancak teklif beklentimin çok altındaydı. Bunun üzerine teklifi reddedip ülkeme geri döndüm.
Peki ya Nijerya’dan İsrail ekibi Hapoel Raanana’ya transferin nasıl gerçekleşti?
Ülkemde sırf futbol oynamak için amatör bir kulüpte maça çıkmıştım. Bu maçı izlemeye İsrail’den bir ekip gelmişti. Başka bir oyuncuyu transfer etmeyi planlıyorlardı. Ancak beni izleyip çok beğenmişler. Sonrasında onlardan gelen teklifi kabul ettim. Hapoel Raanana’da çok iyi iki sezon geçirdim. Sonrasından birçok takımdan transfer teklifi aldım. Teklifler arasından arkadaşımın forma giydiği Hapoel Beer Sheva’yı tercih ettim.
2015 yılında transfer olduğun Hapoel Beer Sheva’da en iyi dönemini geçirdiğini görüyoruz. Geçtiğimiz sezon 33 maçta toplam 14 gol atıp sekiz de asist yaptın. Burada bu istatistikleri bulmanı ne sağladı?
Hapoel Beer Sheva’ya transfer olduğumda kulüp yaklaşık 41 yıldır şampiyonluk yaşayamamıştı. Orada geçirdiğim üç yılda üç lig, iki süper kupa, bir kupa şampiyonluğu ve çeşitli başarılar elde ettik. Son sezonumda birçok sakatlıkla boğuşmama ve bir süre dinlenmeme rağmen bu istatistiği elde ettim.
Kariyerin boyunca hangi mevkilerde forma giydin?
Kariyerime 10 numara olarak başladım, Romanya’da forvet, İsrail’de hem forvet hem de sol açık mevkilerinde oynadım. Sol açık mevkiinde çok iyi sonuçlar aldığımı söyleyebilirim.
Kendini hangi mevkide rahat ve iyi hissediyorsun?
Sol açık mevkiinde.
Trabzonspor’a transferin nasıl gerçekleşti?
Aslına bakarsanız ben önce Çin’de bir kulüple anlaşmıştım. İş imzaya kalmıştı. Hapoel Beer Sheva kulübü başkanı benim takımda kalmamı ve Şampiyonlar Ligi’ndeki son maçta oynamamı rica etti. Onun bu ricasını kırmadım ve Çin’e transferim gerçekleşmedi. Sonrasında Trabzonspor’dan teklif geldi. Hemen Onazi ile görüştüm ve teklifi düşünmeden kabul ettim
Takımın şu anki durumunu nasıl değerlendiriyorsun?
Gayet iyi bir takımımız var. Hem yetenekli hem de genç oyunculardan kurulu bir kadromuz bulunuyor. Tüm mevkilerde çok iyi oyuncularımız var. İleride çok daha iyi olacağımızı düşünüyorum.
Bu sezon için hem senin kişisel hedeflerin hem de Trabzonspor’un hedefleri hakkında neler söylersin?
Kendime hedef koyan biri değilimdir. Sahaya çıkıp atabildiğim kadar gol atıp, takımıma elimden geldiğince katkı sağlamaya çalışıyorum. Kafanızda bir hedef olursa sahaya çıktığınızda yanlış oynayabilirsiniz. Örneğin kafanızda gol atmak varsa girdiğiniz pozisyonda daha müsait yerdeki arkadaşınıza pas vermek yerine gol atmaya çalışırsınız. Bu da takımınıza zarar verir. Takımım başarılı olduğu sürece başka bir şey düşünmem. Takım açısından olaya sadece bir açıdan bakabiliriz. Trabzonspor büyük bir takım. Sezonu kulübümüzün ismine yaraşır bir şekilde en iyi noktada tamamlamak istiyoruz.
Teknik Direktörümüz Ünal Karaman için neler söylersin?
Çok kararlı ve her zaman kazanmayı isteyen bir hocamız var. Bu kararlılığını bize de yansıtıyor.
Bu sezona başında belli bir süre yedek kaldıktan sonra iyi bir çıkış yaptın. Özellikle Galatasaray ve Beşiktaş’a attığın goller büyük beğeni topladı. Hem ortaya koyduğun performans hem de attığın goller için neler söylersin?
Galatasaray maçına çıktığımda kafamda hiçbir şey yoktu. Sadece sahaya çıkıp kendi tarzımda bir oyun ortaya koymayı düşündüm. İşler çok iyi gitti ve goller attım. Sonucunda da güzel bir galibiyet elde ettik. Sonrasında Aytemiz Alanyaspor maçı vardı. O maçta da benzer işler yapmaya çalıştım ama baktım ki işler düşündüğüm gibi gitmiyor. Çünkü ben çok ofansif bir oyuncuyumdur, hep ileriye gitmeyi düşünürüm. Ancak bu ligde geri de gelmeniz gerekiyor. O maçta hocamızın benden tam olarak ne istediğini anlamaya başladım. Daha önceki takımlarımda bu kadar geri gelmiyordum. Şimdi oyunun iki yönünü de oynamaya başladım.
Taraftarlarımızın sizlere verdiği desteği ve oluşturdukları atmosferi nasıl buluyorsun?
Harikalar. Bizi çok iyi destekliyorlar. Kendilerini çok seviyorum.
Yürüyerek rakiplerini eksiltebiliyorsun. Futbolculuk özelliklerini nasıl tarif edebilirsin?
Dışarıdan öyle görünüyor ama o anlarda vücudumu tam enerjiyle dolduruyorum.
İdolün var mı?
Ronaldinho.
Nijerya’da insanların futbol tarzının Ronaldinho’ya benzemesinden dolayı sana, “Tonydinho” diye seslendiği doğru mu?
Sokaklarda oynadığım dönemde genelde pas vermek yerine çalım atmayı tercih ederdim. Karşımda 10 kişi olsa bile hepsini çalımlamaya gayret ederdim. Yaptığım hareketler benzediği için arkadaşlarım bana bu lakabı takmıştı. Ancak Ronaldinho inanılmaz bir oyuncu. Onu kelimelerle anlatabileceğimi sanmıyorum. Ronaldinho’yu ilk izlediğimde ağlamıştım. Yaptıklarını normalde hiçbir canlının yapabileceğini düşünmüyordum. Ama o her zor hareketi çok basit yapıyordu.
Vatandaşın ve arkadaşın Onazi’nin burada olması ve yaşadığı sakatlık için nasıl bir yorum yaparsın?
Onazi çok iyi bir insan. Taraftarlarımızla da güzel bir ilişkisi var. Takımımız adına da önemli işler yapıyor. Yeri kolay doldurulacak bir futbolcu değil. Ancak futbolun içinde böyle durumlar olabiliyor. Bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyorum.
Türkiye’de forma giyen bir Nijeryalı olarak, Türk futbolcuları nasıl buluyorsun?
Türk oyuncuların çok yetenekli olduğunu düşünüyorum. Bunca zamandır futbol oynuyorum, birçok takım değiştirdim ama Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür kadar yetenekli genç oyuncu görmedim.
Futbolculuk kariyerindeki en unutulmaz hatıranı bizimle paylaşır mısın?
Cluj takımında oynadığım dönemde Lazio’da forma giyen Djibril Cisse ile tanışma hikayemi anlatabilirim. Cisse çok önemli ve birçok genç futbolcunun idolü olan bir oyuncudur. Kendisiyle tanışmaya gittiğimde beni inanılmaz karşıladı. Sanki 40 yıldır arkadaşmışız gibi davranmıştı. Bu anımı unutamam.
Bundan sonraki hedeflerin neler? Futbol kariyerinde neler bekliyorsun?
Futbolu bırakacağım güne kadar kendime asla hedef koymayacağım. Sadece anı yaşamak istiyorum.
Yaşam felsefeni ne özetler?
Evimden çıkacağım gün annem beni karşısına alıp bir konuşma yapmıştı. Bana, “Nereye gidersen git insanlar seni sevecektir. Tek yapman gereken başına ne gelirse gelsin her şeyi olgunlukla karşılamandır. Kötü bir olay yaşasan da sakın üzülme, demek ki bunun olması gerekiyormuş. Yolundan sapma” demişti. Ben de hayatın tüm getirdiklerini kabulleniyorum.
Söyleşimizin başında üst üste hapşırırken anneni aradın ve yaptığın konuşmanın ardından hapşırmanın kesildiğine şahit olduk. Bu bir tesadüf müydü?
Tesadüf değil. Ne zaman bu durumda olsam annemi ararım ve her şey normale döner. Benim için birinci sırada tanrı, ikinci sırada ise annem gelir. Beni doğurdu, her zaman yanımda oldu ve iyi öğütler verdi. Başıma ne gelse onu aradığımda işlerin normale döneceğini bilirim. Kendisi her zaman bana doğru yolu göstermiştir.
Ailenin diğer üyeleri ne yapıyor?
Toplam sekiz kardeşiz. Kardeşlerimden Dickson Nwakaeme Malezya’da futbol oynuyor. Diğerleri ise ülkemde çeşitli işlerle uğraşıyorlar. Babamı 1998 yılında kaybettik.
Özellikle tuzlu fıstığa büyük bir ilgin olduğunu, günde en az bir kilo tükettiğini öğrendim. Bu duyum için neler söylersin?
Tuzlu fıstığı çok seviyorum. Özellikle ara öğünlerde arkadaşlarım başka şeyler yerken ben tuzlu fıstığı tercih ediyorum.
Fıstığa karşı özel sevginden çorbayı bile fıstıklı içtiğin doğru mu?
Yediğim şey tam çorba gibi değil. Daha çok Türkiye’deki sütlaca benziyor. İsmi drinking gari olan bir yiyecek. Nijerya’da insanlar bu yiyeceği çok sever.
Sesinin çok güzel olduğu ve şarkı söylemeyi çok sevdiğin doğru mu?
Sesimin ne kadar güzel olduğunu bilmiyorum ama şarkı söylemeyi çok seviyorum. Genelde Nijerya şarkılarını dinliyorum ve söylüyorum.
Peki dans konusunda nasılsın? Maç sonları oynanan kolbastı oyunu için ne düşünüyorsun?
Dans etmeyi de çok seviyorum. Hatta futbol kariyerim öncesi en iyi dansçı olarak kendimi gösterebilirdim. Bir ara dans ve oyunculukla o kadar çok ilgilendim ki artık aktör olacağımı düşünmeye başlamıştım. Futbola odaklanınca biraz geri kalmış olabilirim. Kolbastı ise çok güzel. Bana göre geleneksel olan her şey çok güzeldir. Kolbastı oynayanları görünce hemen aklıma ülkem geliyor. Kolbastı oynamayı ben de istiyorum. Şu an yeterli seviyede değilim ama.
Futbolu bırakınca böyle bir kariyer yapmayı düşünür müsün?
Şu an bir planım yok ama belki futbolculuk kariyerim sonrası sevdiğim şarkıcılarla düet yapabilirim.
Sıcağı çok sevdiğini hatta dereceyi çok yükselttiğin için birkaç kombi bozduğunu öğrendim. Bu konuda neler söylersin?
Soğuktan nefret ederim. Kesinle kış bana göre değil. Bu nedenle evimin çok sıcak olmasını istiyorum. Bunun sonucunda da küçük kazalar oluyor. Çünkü evden çıkınca da kombi en üst seviyede çalışmaya devam ediyor.
Ayrıca yine yaptığım araştırmada özellikle kıyafet ve eşya satın alacağın zaman başka kimsede olmayacak model ve renk tercih ettiğini öğrendim. Bu hassasiyetinden bahseder misin?
Günümüz dünyasında bir ürüne sadece sizin sahip olmanız çok zor. Ben de elimden geldiğince en iyisini, en güzeli ve en nadidesini almaya gayret ederim. Hep böyleydim. Diğer insanlara göre daha seçiciyim.