Geçtiğimiz günlerde Trabzon’da bir tören gerçekleştirildi. Uzun zamandır planlanan ve kısmi olarak sonuçlandırılan, Trabzon havalimanı dış hatlar gelen yolcu terminali ve CIP binası açılışı yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanımız Sn. Mehmet Nuri Ersoy, Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız, Sn. Abdulkadir Uraloğlu, milletvekilleri ve yerel yöneticilerin katılımı ile.
Bu konuda değerli başkanımız Volkan Kantarcı Bey bir açıklama yapmıştı. Her yönüyle görüşlerine katılarak, konunun hassasiyetine binaen, daha detaylı bir basın açıklaması yapma gereği duydum.
Bendeniz, neden çağrılmadık, niye katılmadık, olmalıydık, olmazsa olmazız demeyeceğim. Bu programın organizasyonu kimler yaptı, öncelikle bunu merak ediyoruz. Derdimiz üzüm yemek olduğu için, konuya sorunlarla ve çözümlerle değinmek istiyoruz.
Bu aylar, bölgemizde ilimizde turizmin yoğun olduğu ve herkesin turizm konuştuğu bir dönemde, turizm öncelikli bir programda kimler olmalıydı sorusunu akla getiriyor. Buradaki açılışta iki tane bakanımız vardı. Sayın bakanlarımız bizleri, yani TÜRSAB’ı orada merak etmediler mi? Öncelikle kamuoyu önünde bunu sormak istiyorum.
Neden sormak istediğimi biraz sonra rakamlarla, Trabzon’ a bölgeye kazandırdığımız katma değerlerle aktarmış olacağım. Sonrasında, buradaki yanlışları hataları toplumun ve kamuoyunun vicdanına bırakacağım.
Kısa birkaç bilgi ile devam etmek istiyorum. Günde yaklaşık 35 tane yabancı uçağın indiği, yılda yaklaşık Trabzon’a eşdeğer yerel nüfusumuz kadar yani 700 bin civarında yabancı turistin ağırlandığı bir şehirde yaşıyoruz.
Yine sorulara devam edelim. Acaba şehrimize gelen günlük 35 yabancı uçak ve yıllık 700 bin civarındaki yabancı turisti Trabzon şehrine kim getiriyor. Bu misafirler, oturduğu yerde haritadan bir yer seçip yahu Trabzon çok güzel bir şehir gidelim mi diyorlar. Yoksa burada ciddi bir emek mi var? Soruyoruz? Elbette var.
Bedel ödüyoruz!
Tabii ki şehrimizin birçok katma değeri var. Bunları yok saymamız elbette yanlış olur. Herkesin katkısı var şehrin kalkınmasında. Fakat burada bizim üzüldüğümüz detay başka. Bizler, yaz kış demeden ciddi anlamda yatırım yapıyoruz. Fuarlara katılıyoruz, seyahatler yapıyoruz, tanıtımlar yapıyoruz, adeta bedel ödüyoruz. Bu bedelin karşılığında şehrimizde elbette ekmek yiyoruz. İş insanları olarak ciddi anlamda istihdam sağlıyoruz. Şehrimize katma değer katıyoruz. Biz bir aileyiz demek varken neden yok sayılıyoruz. Aslında işin özünde feryadımız buna.
Yıllardır söylenmesine rağmen birçok eksikleriyle Trabzon havalimanına yapılan bu yatırım adına tekrar teşekkür ediyoruz. Hâlihazırda havalimanının çok eksikleri var. Bunları da dile getirmeden geçemeyeceğim. İç hatlarda, dış hatlarda, pislerde ve otoparklarda ciddi anlamda sorunlar yaşıyoruz, yıllardır. Keşke bu açılışta, bunlarda giderilmiş olsaydı.
Ülkemizin iki değerli bakanı şehrimize geliyor. Bir açılış gerçekleştiriliyor. Valimiz, belediye başkanımız, turizm il müdürümüz, STK temsilcilerimiz, topyekûn bir Trabzon halkı ile eksikleriyle beraber bir açılış gerçekleştiriyor. Fakat işin lokomotifi TÜRSAB burada yok. İşte biz bunu soruyoruz. Neden?
Bu arada şunu da hatırlatmak gerekiyor. Trabzon şehrinin yıllardır turizm il müdürlüğü koltuğunun nasıl idare edildiğini de belirtmek isterim. Yani şehrimize bu kadar katma değer katan bir sektörün, Trabzon’daki yönetimi, Trabzon şehrine verilen kıymetin de kısmen göstergesi diyebiliriz. Geçtiğimiz günlerde yapılan açılış dışında, Karadeniz’in incisi Trabzon şehrimize, turizm bakanımızın 2019’dan beri 1 defa gelmesi de manidardır.
TÜRSAB kimdir?
Türkiye genelinde 20 bin, Trabzon’da 450 acentesi olan, ülkemizde binlerce iş insanının, binlerce insana iş aş sağladığı, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarıyla kurulmuş güçlü bir STK’dır. Ayrıca her yıl ülkemize milyarlarca döviz getiren büyük bir ailedir. Bu ailenin bir ferdi olmaktan da gurur duyuyorum. Basın açıklamamızda belki birçok defa aynı soruyu soracağız. Böyle büyük bir aile neden yok sayılıyor? Neden? Dillerde liyakatin olduğu bir ortamda, liyakatli insanların yok sayıldığı bir şehir. O yüzden yazık oluyor Trabzon’a.
Nasıl bir yatırım olmalı?
Trabzon’a gelen bakanlarımız, Ortahisar’ dan sonra ilimizin en büyük ilçesi olan Akçaabat ve Düzköy’ü ziyaret ettiler. Akçaabat’ta hıdırnebi, orta mahalle akçatepe’yi ziyaret ettiler. Düzköy’de de çal mağarasını. Yapılacak olan projeleri anlattılar kamuoyuyla paylaştılar.
Tekrar ediyorum bu işin yükünü taşıyan TÜRSAB ailesinin dışarıda tutmak nedir? Acaba yapılacak olan yatırımları, birilerine hediye etme anlamına mı gelir diye düşünmüyor değiliz.
Örneklemeyle birkaç detaylı bilgi vererek, konuyu kamuoyuyla paylaşalım. Öncelikle şunu ifade edelim. Trabzon’da yatak kapasitesi çoktan haddini aşmış durumda. Son iki yıldan beri turizm yatak kapasitesi yaz sonunda otel odalarının ancak %50, %70 doluluğa ulaşıyor. %100’e kimsenin ulaşmadığı bir sezon yaşadık yaşıyoruz. Böyle bir ortamda hıdırnebi yaylasına 500 yataklı otel projeden bahsetmek, planlamak çok yanlış bir yatırım olur. Yıllardır bu işin mutfağında olan birey olarak, kurum olarak uyarmak istiyoruz.
Bunun yerine hıdırnebi yayla kente, doğa turizm ile alakalı 20-30 tane dağ evleri, bunun yanında 30-40 odalı butik oteller şeklinde bir yatırım, hem yaylamıza hem ilçemize hem de ilimize çok daha fazla katma değer kazandıracaktır. Hem şehrin yapısına uygun, hem de dağ aktiviteleri ile güzelleştirmek adına bir bütünlük ifade eder.
Önce altyapı!
Bu arada o kadar çok eksik var ki, nereden başlasam diye düşünüyorum. Çal Mağarası, hıdırnebi, Haçkalıbaba ve Kayabaşı yaylalarında maalesef hiç altyapı yok. Söylemeye imtina ediyorum maalesef söyletiyorlar. Buralara giden turistler, tuvalet ve temizlik ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Yani bu çağda bunları konuşmak bize yakışıyorsa buyurun 500 yataklı otel yapmaya devam ediniz. Projeleri sunarken bu temel eksiklikleri görmezden gelemeyiz. Herhalde bunları söyleyeceğimiz için davet edilmedik. Dedik ya nedeni çok soracağız. Herhalde bunları dile getireceğimizden ötürü ki davet edilmedik.
Bunların yanı sıra ifade etmekten üzüntü duyuyorum. Fakat hatırlatmak istiyorum. Geçtiğimiz yıllarda hıdırnebi yayla yolunda, maalesef 6,7 yabancı misafirimizi kazada kaybettik.
Neden mi? Kötü yol güzergâhlarımız, virajlı yollarımız, bariyeri ve güvenli olmayan yollarımız bu kazalara sebep. Adeta yama mantığıyla yapılan yol onarımlarından da mahrum bir turizm yayla yolu. Böyle olduğu sürece sadece misafirlerimize aman dikkat diyoruz. Bu şekilde sayacağımız onlarca problemimiz çözülmediği müddetçe bu şehrin turizmi bir adım ileri gitmez. Aksine her geçen yıl eriyerek azalır. O yüzden yazık oluyor bu şehre diyoruz.
Soruyoruz !
TÜRSAB ailesi olarak, 450 acentesi adına soruyoruz. Bu şehre, nüfusu kadar insanı 700 bin yabancı misafiri getiren kim? Ülkemize, bölgemize, ilimize, ilçelerimize milyonlarca TL’yi, binlerce dövizi getiren kim? Binlerce esnafımıza can suyu olan, binlerce misafirin şehrimize gelmesine sebep olan kim? Yüzlerce, binlerce insanın ekmek yediği iş aş bulunduğu, 3- 4 aylık sezonda şehre hayat katan kim? Adeta esnafımızı ayakta tutan kim? Ve bu soruları artırabiliriz.
Cevabı da biz verelim. Milyonlarca yatırım yaparak, her türlü ulaşım altyapısını kurarak, istihdam sağlayarak, yurt dışına fuarlara giderek, ülke ülke, kapı kapı dolaşarak, adeta bu işin hamalı, amelesi gibi, şehrimizi tanıtarak, ülkemize, bölgemize, ilimize katkı sağlıyoruz. O yüzden TÜRSAB. O yüzden biz bir aileyiz. Elbette eksiklerimizle hatalarımızla bu şehre hizmet etmeye devam edeceğiz.
Şunu da sormak isterim. Sokakta esnafta bir anket yapılmış olsa, turizmin olmadığı bir Trabzon şehri ne olur acaba? Yine soralım. Acaba biz bu kadar gayret etmemiş olsak, Trabzon şehrimize kaç bin yabancı misafir gelir, soruyoruz? Bu hakkın teslim edilmemesi için bizleri yok sayıyorlar, bunu da biliyoruz. Günün sonunda Trabzon’da oluşan bu ekonomik turizm pastasını kendilerine mal edecekler, o yüzden yok sayılıyoruz. Bunu da biliyoruz. Şu kadar ifade edelim, ülkemizin ekonomik olarak ciddi sıkıntılar yaşadığı bir dönemde, siyaset yapmaya gerek yok. O yüzden önce Trabzon önce Trabzon önce Trabzon.
Trabzon’un kaderi yine siyasete mi kurban ediliyor?
Bizler, TÜRSAB ve My Turizm ailesi olarak, yıllardır Trabzon turizmi için mücadele eden, bedel ödeyen, ekmek yiyen, bu şehre ciddi anlamda katma değer katan, yüzlerce kişiye iş veren, yaz kış çeşitli ülkelere charter ile uçak seferleri düzenleyen bir aile olarak kamuoyuna soruyoruz. Trabzon’un kaderi yine siyasete mi kurban ediliyor?
Sadece “Trabzon’a yazık oluyor” diyoruz. Etmeyin!