Bu kapsamda Kobane davasında verilen yüzlerce yıllık cezalar; ülkemizin barışana, haklarımızın kardeşliğine, bir arada yaşama irademize ve siyasete vurulmuş ağır bir darbedir. Türkiye’de verdikleri kararlarda hak ve özgürlükleri temel alması gereken mahkemeler, hemen her dönem siyasi iktidarın etkisi ile hareket etmiştir. Evrensel hukuk kuralları yerine iktidarın siyasal amaçları doğrultusunda verilen yargı kararları ülkenin hukuk devleti olma iddiasını boşa çıkarmaktadır
Siyasi iktidar inşa ettiği yeni rejimin kurumsallaşması açısından yargıyı toplumsal muhalefeti sindirme, susturma aracı olarak kullanmaya devam etmektedir. Gezi davasında verilen kararda olduğu gibi Kobane davasında da hukuki dayanaktan yoksun siyasi bir karar vererek normalleşme ve yumuşama kelimelerini anlamsızlaştırmıştır.
Üstelik bu hukuk cinayeti, yapılan yargılamaların siyasi olduğu yönündeki ihlal tespitleri nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’yi mahkûm etmiş ve tutuklamalara son verilmesini talep etmiş olmasına rağmen işlenmiştir. Bu kararlarla birlikte hukuken bir gün bile hapis yatmaması gereken insanlara sadece siyasi kimliklerinden ve siyasi düşüncelerini ifade etmelerinden dolayı ağır hapis cezaları verilmiştir. Halkların demokrasi, eşitlik ve özgürlük taleplerine sırt dönülerek ülke demokrasisi adına utanç verici bir karara imza atılmıştır. Bu karar ile toplumsal kutuplaşmadan ve siyasal çatışmadan beslenen iktidar merkezli güç odaklarının isteği yerine getirilmiştir.
Oysa Türkiye halkı 31 Mart yerel seçimlerinde ülkenin dört bir yanında tercihini normalleşmeden, demokrasiden, barıştan ve özgürlüklerden yana yapmıştır. Yerel seçimlerde iktidarın baskıcı, otoriter ve ayrımcı uygulamalarına güçlü bir yanıt verilmiştir. Yerel seçimlerde aldıkları yenilgiyi hazmedemeyenler, siyasi davalar üzerinden verilen ağır cezalarla tüm toplumu susturmayı ve sindirmeyi amaçlamaktadır.
Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu olarak
Kamuda tasarruf paketleriyle emekçilerin boynuna geçirilmek istenen ilmeğin, siyasi davalar ve kararlarıyla demokratik siyasetin de boynuna geçirilmek istendiğini görüyoruz. Biz yoksul emekçilere yoksulluğu dayatan zihniyet ile demokrasiye tahammülü olmayan zihniyetin aynı yerden beslendiğinin farkındayız.
Son olarak, tek adam rejiminin yargı kararları üzerindeki belirleyici etkisi ve mahkemeler üzerinden hayata geçirilen antidemokratik, baskıcı, otoriter uygulamalara karşı memlekette barışı, adaleti, hakların kardeşliğini dayanışmayı büyüterek gerçekleştireceğiz. Tüm demokrasi güçlerini bu mücadelede birlikte hareket etmeye çağırıyoruz. 18.05.2024
Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu Adına
Mehmet AKCELEP
