Reklam
Haberim Hamsi | Trabzon Haber

TOPRAKLARIMIZI KARADENİZ’İN HIRÇIN DALGALARINDA BOĞUYORUZ,İLELEBET YOK EDİYORUZ!…

Yeryüzündeki kara parçaları, toplam yeryüzü alanının %29.2sini oluşturmaktadır. Dünyamız toprak bakımından çok fakir. Sınırlı olan topraklarımızı korumak ve verimli kullanmamız gerekmektedir. 

TOPRAKLARIMIZI KARADENİZ’İN HIRÇIN DALGALARINDA BOĞUYORUZ,İLELEBET YOK EDİYORUZ!…


TOPRAKLARIMIZI KARADENİZ’İN HIRÇIN DALGALARINDA BOĞUYORUZ,İLELEBET YOK EDİYORUZ!...

En uygun koşullarda 1cm’lik toprak oluşumu için en ekstrem şartlarda 100 ila 300 yıl geçmesi gerekirken, bu toprağın işlenebilir, verimli bir yapıya kavuşması için 4 bin ile 12 bin yıl geçmesi gerekmektedir. Bu bakımdan bunu kendi isteğimiz doğrultusunda arttırmak elimizde değildir. Fakat meydana gelmiş toprağı korumak elimizdedir.
Topraklar en önemli doğal kaynaklarımızdan yalnızca biri değil aynı zamanda ekosistemlerin en önemli taşıyıcı gücüdür.
21. yüzyılın stratejik sektörleri arasında gösterilen tarım ve gıda sektörü, 2050’de 10 milyara ulaşacağı dünya nüfusunun beslenebilmesi için doğaya daha hassas davranmalıyız. Araştırmalar, 2050 yılında dünya nüfusunu beslemek için en az %50 oranında fazla gıdaya ihtiyaç olacak. Oysa yağış rejiminin değişmesi nedeniyle bazı tarım alanlarının kuraklaştığı, tarımsal ürünlerin olgunlaşma sürelerinin değiştiği, tarım alanlarının sel suları altında kalarak kullanılamaz hale geldiği ya da deniz suyunun yükselmesi ile tuzlandığı ve verimin düştüğü bilinmektedir. Ayrıca yükselen sıcaklıklar da gıdalarda bakteri üretimini artırmaktadır. Bu nedenlerden dolayı gıda üretiminde verim ve kalite düşmektedir. Uzmanlar gelecek 30 yılda tarımsal verimlilik %50 artırılması gerekirken,%10 ila %25 arasında bir düşüş bekleniyor!
Tarım arazileri birer fabrikadır. Yüce yaratanın bizlere bahşettiği en değerli varlık topraklarımız insanlığın devamı için olmazsa olmaz olan gıda üretim alanlarıdır. Hayatın devamlılığı için gelecek nesillerin yaşam kaynağı olan gıda fabrikası topraklarımızı sonsuza kadar imha ediyoruz. Dünyada geleceğe yönelik göstergeler çok iç açıcı görünmemektedir. Ülke olarak gelecekte karşılayabileceğimiz sorunları öngörüp planlarımızı bu bağlamda yapmalıyız. Gerekli önlemler çok vakit kaybetmeden almazsak Ülkemizin de bu sorunla karşı karşıya kalması kaçınılmaz olacaktır. 
İnsanlığın devamı için olmazsa olmaz olan TOPRAK çeşitli vesilelerle deniz dolgu malzemesi olarak kullanılmaya devam ediyor.118 km olan Trabzon sahilinin 104 km’lik kısmı Kamu ve müteşebbisler tarafından dolduruldu, işgal edildi, edilmeye devam ediyor. İnatla denizin gözünü toprakla doyurmaya çalışıyoruz. Oluşumu yüzyıllar süren topraklarımızı acımasızca, vahşice geri dönüşümü imkânsız bir şekilde Karadeniz’in hırçın dalgalarında boğuyoruz, ilelebet yok ediyoruz. Bu yok ediliş devam ederken sorumlular gözleri görmez, kulakları duymaz halde sus pus olmuşlar. Sadece tarım toprağını değil, deniz canlılarının çoğalma ve yaşam alanlarının da yok edilmesine sebebiyet veriyorlar. Dolayısıyla en ucuz ve erişilebilir protein kaynaklarımızı kendi ellerimizle yok ediyoruz. Oysa en iyimser hesaplarla dünyadaki tarım alanlarındaki gıda üretimi 11 milyar civarında insanı besleyebilecektir. Bu rakamların yükselebilmesi için Dünyada besin üreten alanların ve 3 milyar ha’lık meraların sürdürülebilir şekilde kullanılması ve iyileştirilmesi gerekmektedir.
Bu minvalde tarım toprağını yaşatmak için planlar üzerinde çalışmalar yapmalıyız, imkânlarımızı zorlamalıyız. Çünkü toprak ana yoksa bizde yokuz. Yapılması gerekenler hiçte zor değil. Günü değil geleceği kurtarma yönünde planlar yapmak. Bu planları yapmak kurum ve kuruluşlara ilave çok aşırı maliyet getirmez. Yapılması gereken çok basit; bir plan dâhilinde kazılardan çıkan tarıma elverişli toprağı denize değil de tarımsal üretim yapılamasına uygun olmayan atıl durumda olan arazilere ıslah projeleri hazırlayarak tarıma elverişli hale getirilmesi için nakletmek ve bu arazileri üretim yapılabilecek hale getirmek. Belki bizim değil ama gelecek nesillerin bu tarımsal üretim alanlarına çok ama çok ihtiyacı olacak.
Dünyamızın ve ülkemizin tarımsal üretimin artırılmasına çok daha fazla ihtiyacı olduğu bu dönemde, Ülkemizdeki tarım alanları ve meraların reva görüldüğü muamele mutlu azınlığı da mutlu etmemeli!  Küresel ısınmadan dolayı artan Dünya nüfusunu beslemek için en küçük toprak parçasına ihtiyacımızın olacağının ilgililer tarafından çok yönlü olarak irdelenmesi, gelecek nesillere yaşam alanları bırakmamız için bizlerin çok büyük sorumluluğu var.                                                                     
                                                                                                                      Cemil PEHLEVAN                                                                   
                                                                                                                    ZMO Yönetim Kurulu Adına


 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Günebakış Trabzon Haber