İKİZDERE-Rize-İkizdere Gürdere köyünden Harun Tat’ın okuduğu açıklama şöyle;
Değerli basın emekçileri, doğa sevenler, mücadelemizi başından beri destekleyen İkizdereli hemşerilerimiz ve doğa koruyucuları;
İkizdere, Eskencedere vadisinde yapılması planlanan taş ocağına karşı başlattığımız direnişin 145. günündeyiz. Yarın, direnişe başladığımız Taş ocakları için bilirkişi heyeti rapor düzenlemek için bölgemize gelecektir.
Dünyanın sayılı vadileri arasına giren İkizdere vadisinde HES lerle başlayan yıkım, Taş ocakları ile devam ettiriliyor.
Şimşirli/Komes de başlayan ve ciddi yıkımlarla devam eden taş ocağının olumsuz etkileri her geçen gün Ayvalık ve Şimşirli köylerinde hissediliyor. Bu yıl ortalarında toprak kaymalarından etkilenen yaşam alanlarında ki yıkımlar yerinde görülebilir.
2019 yılı sonlarında ruhsatı alınan SR inşaatın ve 2020 de ruhsatı alınan ve yol açma çalışmalarına başlanan Cevizlik Taş ocağında ormanlarımıza derelerimize ve çevreye verdiği yıkıcı etkilerler devam ediyor.
Mücadelemizin önemli bileşenlerinden olan hukuk sürecimiz her üç Taş ocağı için yıllardır süren başvurularımız, çok geçte olsa ocaklar açılmaya başladığından sonra bilirkişi atanarak belli bir aşamaya ancak gelebildi. Elbette adaletin süzgecinden geçmesi gereken bu davalar maalesef ormanlar tahrip edildikten sonra gündeme alınmaktadır.
Doğa için geç bir karar olsa da yine de sevindirici bir gelişme olan bilirkişi atanması yapılmış fakat bilimsel kriterler ve hukuksal normlara uyulmamıştır.
Örneğin İkizdere vadimizde yapılacak Taş ocaklarının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini araştıracak ve analiz edecek insan sağlığı uzmanının heyette bulundurulmaması düşündürücüdür.
Diğer taraftan bölgede ve yurt genelinde çevre mühendisliği alanında bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda şüphe duyulmayacak pek çok uzman, akademisyen var iken bir kamu kuruluşunda çalışan, bağlı olduğu kurumun üst makamlarından
gelen emir ve talimatlara uygun olarak görev yapan/yapmak zorunda olan bir çevre mühendisinin davamızda görevlendirilmiş olması yargının tarafsızlığına gölge düşürecek mahiyettedir. İşbu davada, karşı taraf Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olup bir kamu kurumu olan Trabzon Valiliği bünyesinde görevli kişinin, bilirkişi olarak görevlendirilmesi, AHİM kararları doğrultusunda “adil yargılanma” ilkesi’nin ihlali anlamına gelecektir. Bu ve benzeri bilirkişi görevlendirmeleri maalesef adil yargılama yapılması ile beklentimizi karşılamaktan çok uzak gözükmektedir.
İNSAN HAYATI RANT KARŞISINDA BU KADAR DEĞERSİZ Mİ?
Değerli basın mensupları ve halkımız;
Özellikle Ulaştırma bakanlığı tarafından ruhsatı alınarak yapımı büyük bir müteahhitlik firmasına verilen Cevizlik taş ocağının yol inşaatlarına başladığında Gürdere ve İkizdere halkımız ciddi bir direniş sergilemiştir. Bu direnişin ortadan kaldırılması ve halkımızın yanlış yönlendirilmelerine yönelik idarece bölgemizde pek çok ziyaretler ve toplantılar gerçekleştirilmişti. Proje tanıtım dosyalarında (PTD) aksi yazmasına rağmen İkizdere’mizi ziyaret eden idare ve yürütme tarafından yalan yanlış bilgiler aktarılmıştır. İkizdere vadisinde 2 adet Taş ocağı ruhsatı verilmesine karşın ve bunların toplam ruhsat alanın 117 hektar (1.170.000 m2 / 163 top sahası genişliğinde ) olmasına rağmen, yıllık alınacak taş miktarı 15.824.800 tondur. Proje ömrünün yani Taş ocaklarının proje ömrü 79 yıl olmasına rağmen bu yöneticiler halkımızı yanlış yönlendirmişlerdir.
İkizdere, yine devletimizin geçmişte yaptığı planlarda turizm bölgesi olarak seçilmiş bir bölgeydi. Bölgede yaşayan halkımız çeşitli nedenlerle İkizdere’den göçmüş olan insanlarımız yeniden nefes almak için ata topraklarına geldiği de vadinin Taş ocakları ile inşaat sahasına çevrilmesi, ekolojik dengenin bozularak yaşam alanlarının ortadan kaldırılması hangi gerekçeye dayanılarak yapılırsa yapılsın kabul edilebilir bir yaklaşım değildir.
Sevgili hemşerilerimiz;
Bizler yaşam alanlarını, toprağını, ağacını ve taşını kısaca bütün yaban hayatını korumaya ve kollamaya çalışan İkizdereliyiz.
Elbette ki Türkiye’nin her köşesinden ekosistemi savunan onurlu ve şerefli insanlar destek için gelmişlerdir / geleceklerdir.
Gelin sesimizi olabildiğince yüksek çıkararak haykıralım ve bu doğa katliamlarına karşı hep beraber duralım.
İKİZDERE TAŞ OCAĞI OLMASIN,denildi.
İSMET KÖSOĞLU