Sümela’yı Türkler inşa etti!
Büyük oyunu Yeni Mesaj bozuyor…
Yunanlıların uydurmalarına göre; güya kuzen papaz, Barnabas ile Sofhronios adlı Yunanlı iki keşiş aynı düşü göresilermiş.
Düşlerinde Hz. Meryem’i gördüklerini, Trabzon-Maçka’da, Karadağ’lara giderek oradaki mağarada bir kilise yapmalarını istediğini söylemiş miş!
Bu olay uydurma bir rivayete göre: M.S. 375-395 tarihleri arasında olmuş.
Bu iki keşiş de güya bu manastırı inşa ettirmiş.
Yalanın bini bir para ama maalesef bizim tarihçiler de bu uyduruk masala inanmışlar.
İşin en acı ve trajik kısmı ise, bu safsataya Kültür Müdürlüğü’nün bile inanmış olması.
Çok fena kandırılıyoruz milletçe!
Artık lütfen okuyalım ve araştıralım.
Her duyduğumuza ve okuduğumuza inanmak geleneksel ve örfi bir hal aldı coğrafyamızda.
Oysa bu yapının inşası ile manastır haline dönüşümü arasında geçen bin yıllık süre hakkında hiçbir bilgi yoktur.
Çünkü böyle bir olay yoktur.
Gerçekte ise bu yapının asıl kurucusu, III. Komenustur.
Yunanlılar, III. Komenus adlı Kıpçak Türk Kaanı’nın M.S. 1375-1395 yılları arasında yaptırdığı Manastırı avantadan sahiplenmenin en kolay yolunu bulmuşlar ve uydurdukları yalan tarih ile de bunda çok da başarılı olmuşlardır.
Bu tapınağın gerçek yapım tarihi olan M.S. 1375-1395 tarihini, M.S. 375-395 tarihi olarak değiştirerek kendilerine mal etmek istemişlerdir.
Dünya uluslarını hiç kimsenin gözünün yaşına bakmadan kandıran Yunanlılar, tereyağından kıl çeker gibi, asıl kurucuları olan Türklerin eserlerine ve tarihlerine kolayca konuvermişlerdir.
III. Komenus’un öz be öz Türkçe Sümela adıyla M.S. 1375 yılında Karadağ’da yapımına başlattığı bu Manastır ve Külliyesinin adını, Mela ve Melas şeklindeki sözleri ile değiştirmişlerdir.
Yetmedi, bu Manastırın adının Yunanca Kara dağ anlamına geldiğini, burasının da M.S. 375 yılında Yunanlılar tarafından yapıldığını yaymaya başladılar.
Oysa M.S. 375 yılında Doğu Roma devleti ile Yunanlıların hiçbir göbek bağları bile yoktu.
Yunancanın Anadolu’da yayılması bundan en az 3 yüz yıl sonra gerçekleşmiştir. Anadolu’da yaşayan halkların Anadilleri Yunanca değil, Türkçe idi.
Sümela Manastırı ve kompleksinin Yunan’a veya Rum’a mal edilmesi, sadece bir kurnazlık değil, büyük bir tarih hırsızlığıdır.
III. Komenus’un adı, hiç bir tevile hacet bırakmayacak kadar açık Türkçedir. Komenus, Kuman Türkleridir.
Kumanlar, Kıpçaklar en büyük İmparatorluklarını Deşt-i Kıpçak adıyla kurmuşlardır.
Kuman Türk’ü, Komenus adıyla 1349-1390 yılları arasında 41 yıl Trabzon’da İmparatorluk yaptı. Kuman’ların kurdukları bu Türk İmparatorluğunun adı “Rum İmparatorluğu” şeklinde takdim edilerek, Yunanlılara mal edilmiş oldu.
‘Trabzon Rum İmparatorluğu’ çakma adıyla tarihe mal edilmeye çalışılan bu devletin, Kuman Türk İmparatorluğu olduğu artık daha fazla saklanamayacaktır, saklanmamalıdır.
Türk İmparatorluklar listesine yeni bir Türk İmparatorluğu daha eklenmelidir. Bu imparatorluk, Trabzon Kuman İmparatorluğudur.
Tamamen tarihten yoksun ve bilim dışı safsatalarla uydurulan ve sözde Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü sayılan 15 Ağustos günü aslında hiçbir şey olmamış.
Tarihi gerçekleri bir türlü araştırmayan veya araştıranları da yerin dibine sokanlar, Fener Rum Patriği Bartholomeos’a ve onun derinlerinde gizli tuttuğu işgal projesine yeşil ışık yakmaktalar.
Böylece öz be öz Türk olan, Kuman Türklerinin tarihi eserleri Yunan’a peşkeş çekilmiş oluyor.
Anadolu’da Yunan diye bir ulus yoktur. Kaldı ki, Yunanlıların uluslaşmalarında ise en büyük katkı Türk boy ve oymaklarınındır.
Kuman; kutsal adam, kutlu kişi, mübarek insan anlamına gelen Türkçedir ve Türk demektir.
Türklerden bir Boy’a da Kuman Türkleri denmektedir. Ayrıca da Mısır’da kurulmuş, M.S. 1517 yılında Osmanlı Türk İmparatorluk topraklarına katılmış olan Mısır Kölemenleri de Kumanlardır.
Yunanlı kurnazlığı ile Kuman’ı, Komnenos şekline sokarak, sonra da Türk devletini Yunanlıymış gibi gösterip, Karadeniz’de hak iddia etmek, artık karşılıksız ve cezasız kalmamalıdır.
Yunanlılar dâhil Latinler, Romalılar ve bütün öteki Avrupalı ulusların hiç birisi kesinlikle ne kale, ne köprü, ne tapınak, ne şato, ne saray, ne köşk, ne hipodrom ve ne de sarnıç yapımını bilmezlerdi.
Roma’da, Atina’da, İstanbul’da ve öteki Avrupa ülkelerinde kurulan bütün mabet, köprü, Akrapol, saray, şato, kale ve sarnıçları Pelasglar, Lelekler, Brintler, Karluklar ve Etrüskler Qamunlar kurdular. Anadolu’da kurulmuş bütün kaleleri, köprüleri, tapınakları, akrapolleri Türkler kurdular.
Kuman’ların bir addı da, “Köprü yapan ve Büyük köprü mimarı” dır. Romalı’lar bu sözü, Pontifex olarak tercüme etmişlerdir.
Dolayısı ile de yıllar yılı Karadeniz üzerinde iddia edilen “Pontus” tezinin asıl kaynağı ve gerçek anlamı da budur.
Bu kadar büyük yalanlara nasıl inanır bir millet!
Hele bu milletin adı, Türk milleti olursa.