SOKAK HAYVANLARI
Efendim günümüzün önemli bir sonu da “sokak hayvanlarımız” dır.
Öylesine önemli ki,
Yoğun trafik, kadar, otopark sorunu kadar, toplu taşımacılık kadar önemli bir konu.
Özellikle de “varoş” diye adlandırdığımız eski mahallerimizde büyük sorun haline geldi sokak hayvanlarımız.
Sokak köpekleri tarafından darp edilen çocuklarımızın sayısı az değil.
Akşam biraz geç kalınca eve, sabahtan camiye veya okula giderken köpeklerden tedirgin olmamak mümkün değil.
Hani her akşam televizyonlarda izliyoruz, bu hayvanlar için kavgalar yapılıyor. Dernekler kurulmuş Sokak hayvanlarının haklarını korumak için bu dernekler olumsuz bir olay olduğunda müdahale ediyor.
Ama sonuç yok. Sonuç alınamamasının en büyük sebeplerinden bir tanesi. İşleyişi bilmediğimizden kaynaklanıyor.
Sabah kalkıyorsunuz evinizden çıkmışsınız ortalıkta pis bir koku.
Adam gece köpeğini almış yürüyüşe çıkarmış köpek rast gele yere pisliğini bırakmış.
Kediler mahallelerde sayıları azımsanmayacak kadar çoğalmış.
Her önüne gelen ya kedi maması alıp besliyor ya da evindeki yiyecekten getiriyor. Ortalığı yemek kokuları almış gidiyor.
Öyle ki aracınızla gidiyorsunuz kedinin umurunda değil o yolun ortasında yemeğini yemekle meşgul.
Şahsım, birkaç kez arabadan inip kediyi kovduktan sonra yola devam ettim.
Mahalle sakinleri tarafından yapılan bilinçsiz beslemelerin önüne geçilmesi lazım.
Beşinci kattan aşağı nereye gideceğini bilmediği yiyeceği aşağıdaki kediye veya köpeğe atmak o hayvana karşı beslenilen bir sevgi değildir.
Siz böyle yapmakla sokakların kirlenmesine, pis olmasına katkıda bulunursunuz sadece.
Efendim, bu işe ilgili Belediyeler ve ilgili STK lar bir araya gelerek bir çözüm bulmaları gerekir.
Belediyeler bu konuda özellikle mahalle sakinlerini, site sakinlerini uyarıcı broşürler dağıtarak uyarmaları çok sayıda kedi bulunan mahallelerden fazlalık kediler alınıp, korunma merkezlerine getirilmeleri gerekir.
Köpek barındırılan evlerin adresleri ve sahiplerinin kimlik bilgilerinin Belediyeler de ilgili kısımlarda olması olası olumsuz durumlarda şikâyet edilince cezai işlem uygulaması yoluna gidilmesi ayrı bir çözüm yoludur.
Evleri müsait olmayanlar evinde özellikle köpek beslemesine izin verilmemeli. En azında bahçeli nizam olan evlerde köpek beslemesine müsaade edilmelidir.
Bu tür işlerin kayıt altına alınma zamanı geldi de geçiyor. Geç olmadan daha büyük sorunlarla karşılaşmadan tedbir alınmasını tavsiye ediyorum.
Trabzon’da durum farklı değil,
En son Trabzon’da, köpek ve kedilerin ısırmasıyla 9 ayda 2 bin 514 kuduz şüpheli temas vakası görüldüğünü kaydederek sahipli köpeklerin dışarıda ağızlık takılarak gezdirilmesi kararı aldı.
Vakaların yüzde 32’sine sahipli, yüzde 63’üne ise sahipsiz hayvanların neden olduğu belirtildi.
Ayrıca sahipli hayvanların yüzde 42’sinin aşılı, yüzde 58’inin aşısız olduğu belirtildi.
Tüm bu veriler bir tehlikenin yaklaştığının işareti değil mi.
Bu Konu da bizlere ışık tutacak bir hadisi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Resulullah (s.a.v) şöyle buyururlar:
“İçinde köpek ve canlı resmi bulunan eve melekler girmez!”
(Buhârî, Bed’ü’l-Halk, 7)
Hz. Âişe (r.a) şöyle anlatır:
Cebrail (a.s), Resulullah (s.a.v) Efendimize belli bir saatte geleceğini vaat etmişti.
Vakit gelmiş, fakat Cebrail (a.s) gelmemişti. Allah Resulü (s.a.v) elinde bulunan sopayı yere attılar ve:
“Allah da Resulleri de vaatlerinden caymazlar!” buyurdular.
Sonra etrafa bakınmaya başladılar. Bir de ne görsünler; sedirin altında bir köpek yavrusu! Bunun üzerine:
“−Ey Aişe! Bu yavru buraya ne zaman girdi?” diye seslendiler.
Ben de:
“−Allah’a yemin ederim ki bilmiyorum.” dedim.
Emir verdiler, köpek yavrusu evden çıkarıldı. Cebrail (a.s) da hemen geldi.
Resulullah Efendimiz (s.a.v):
“–Bana söz verdin, ben de bekledim ama gelmedin.” dediler.
Cebrail (a.s):
“–Gelmemi, evinizdeki köpek engelledi.
Biz melekler, içinde köpek ve suret bulunan eve girmeyiz.” cevabını verdi. (Müslim, Libâs 81, 82. Ayrıca bkz. Buhârî, Bed’ü’l-halk 7, Libâs 94; İbn-i Mâce, Libâs 44)
Biz Müslümanlar yapacak olduğumuz her işi Kur’an ve Sünnete dayalı olarak yapmalıyız.
Sevgimizin, işimizin, idealimizin, dayanağı Kur’an ve Sünnetullah olmalıdır.
Yanlış anlaşılmamak dileği ile , Bayramımız Mübarek olsun.