Şahintaş, “Asgari ücret, ekonomik verilerle değil, insaf ve vicdanla hareket edilerek belirlenmedikçe, hiçbir anlam ifade etmeyecektir” dedi.
Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığına dikkat çeken Şahintaş, şu açıklamalarda bulundu:
ASGARİ ÜCRETİN AÇLIK SINIRININ ALTINDA KALMASI KABUL EDİLEMEZ
Yapılan son hesaplamalara göre açlık sınırı, 14 bin liranın üzerine çıktı. Asgari ücret ise 11 bin 400 lira. Yani açlık sınırının minimum 2600 lira altında kaldı. Açlık sınırı, 4 kişilik bir ailenin hayatta kalabilmesi için yapması gereken gıda harcamasını gösterir. Bu durumda asgari ücretli bir çalışanın kazancı, 4 kişilik ailesini sağlıklı bir şekilde hayatta tutmaya yetmemektedir. Bu durum, kabul edilemez.
ASGARİ ÜCRETE YAPILACAK ZAM, ENFLASYONUN DURMASIYLA ANLAM İFADE EDER
Türkiye’de ister asgari ücretli, ister işçi, ister emekli olsun, maaşlara yapılan her zammın ardından piyasada bir zam rüzgarı estirilir ve yapılan zamlar kısa sürede silinir gider. Son birkaç yılda bu zam rüzgarı, adeta bir zam fırtınasına dönüşmüş durumdadır. Yapılan zamların bir anlam ifade etmesi için, bu zamların durdurulması gerekir. Burada da iş, denetimi yapması gereken iktidara düşmektedir.
ASGARİ ÜCRET EKONOMİK VERİLERLE DEĞİL, İNSAF VE VİCDANLA BELİRLENMELİDİR
Asgari ücret belirlenirken çok derin istatistik hesapları yapan iktidar mensupları, maalesef iş, israfa ve gereksiz harcamalara, milyarderlerin vergi aflarına gelince bütün istatistik hesaplarını unutuyor. Asgari ücret belirlenirken kılı kırk yaran iktidar, iş zenginlere gelince bol kepçeyle kotarıyor. Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı, ortalama kiraların asgari ücret düzeyine çıktığı bir ülkede asgari ücret belirlenirken ekonomik verilerle değil insaf ve vicdanla hareket edilmelidir. O rakamları belirleyenler, kendilerini asgari ücretle hayatta kalmaya çalışanların yerine koymadıkça, o masadan çalışanı da, Yaradanı da razı eden bir sonuç çıkmayacaktır. Bütün mesele, vicdandadır.
İŞVERENİN ÜZERİNDEKİ YÜK DİKKATE ALINMALIDIR
Asgari ücrete yapılacak zam, işvereni zorda bırakmamalı, çalışma barışını daha da bozmamalı ve çalışanlarımızın işlerini kaybetmesine de yol açmamalıdır. Bu da ancak, yapılacak zam sonrası asgari ücreti ödemekte zorluk çekecek işverenlerin desteklenmesiyle mümkündür. Seçimleri kazanmak için popülist adımlar atarak işverenlerin büyük kısmının yükünü artırmak size seçimi kazandırabilir ama çalışma barışını içinden çıkılmaz bir halde bozabilir. Bu nedenle, ülkeyi yönetenlerin gelecek seçimi değil, ülkenin geleceğini düşünerek adımını atması gerekir.