“SAĞIR KURBAĞALARA SELAM OLSUN”
KEMAL ÖZDEMİR
Allah akıl vermiş, her bir insanı yaratmış. Herkesin yolu kendisine aittir. Ne var ki, günümüzde, kendi çıkarlarını her şeyin önünde tutan, kendisinden başka kimseyi düşünmeyen, huzuru ve güveni yalnızca kendi çevresinde görebilen bencil insanlar ve idareciler her an karşımıza çıkmaktadır. Onlar, kendilerinin dışında kalan herkesi düşünmektense, sadece kendi çıkarlarını savunur, insanları yönlendirirken yalnızca kendi egolarına hizmet ederler. Ancak asıl mesele, insanların birbirlerine huzur ve güven içinde yaşam hakkı tanıyıp tanımadıklarıdır.
Ve işte burada insanın özgürlüğü başlar. Akıl, insanın doğasında var. Her birey, aklı erdiği ve kafası çalıştığı kadar kendi yolunu çizmeli. Kendini tanımalı ve yalnızca kendi içinde bulacağı güce güvenmeli.
Dünyayı bir global köy haline dönüştürmek isteyen güç odakları, tüketim toplumları yaratıp, kapitalizmin çarklarını kendi lehlerine döndürmek için oldukça iyi planlar yapmaktadırlar. Dün olduğu gibi bugün de ve hâlâ daha aynı düzeni sürdürmek isteyen insanlar ve sistemler var. Ama her zaman olduğu gibi, insanlar birilerinin çıkarlarına hizmet etmenin ötesinde, kendi iç gücünü ve aklını kullanarak daha özgür ve bağımsız bir yaşamı hedeflemelidir.
Bencil insanlar, bu düzende kültürlü, donanımlı ve bilinçli insanları istemezler. Çünkü insan, okudukça, öğrendikçe dünyayı, hayatı ve insanları daha iyi tanır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insan, sadece başkalarının söylediklerine değil, kendi doğrularına göre hareket eder. Bu insanlar, başkalarına bağımlı kalmazlar, kendi kaderlerini kendileri çizerler. Ancak okuma ve eğitim, bireyi güçlendiren, özgürleştiren bir anahtardır.
Hepimiz zaman zaman “ne yaptık da bu kadar boş vaatlere, bu kadar gereksiz sözlere kulak verdik?” diye düşünürken buluruz kendimizi. Ama işte, o an, farkına varmamız gereken şey şudur: Eğer sürekli başkalarının söylediklerine kulak verirsek, bu sadece bizi ve milletimizi değil, evlatlarımızı ve gelecek nesilleri de olumsuz etkiler. Günümüzde gördüğümüz gibi, kendini geliştirmeyen, aklını kullanmayan, yalnızca başkalarının sözcüklerine kulak veren insanlar, kaybetmeye mahkûmdur.
İçsel bir güç kazanın, kendi sesinizi duyun, başkalarının ne dediğini değil, ne yaptığını takip edin. Kendinizi sürekli geliştirin, bilgi sahibi olun, geçmişle gelecek arasında karşılaştırmalar yapın. Sadece başkalarının söylemlerine değil, icraatlarına bakın. Çünkü gerçek başarı, insanların söylediklerinde değil, yaptıklarında gizlidir. Unutmayın; söylenen her söz değer taşımaz ama her eylem bir anlam ifade eder.
Bundan sonra ne olursa olsun, olumsuz düşüncelere karşı sağır olun! Sağır kurbağa misali, sizi durdurmak isteyen, umudunuzu çalmaya çalışan her sesi duymazdan gelin. Özgürlüğünüz, yalnızca ve yalnızca bu şekilde kazanılır. Ve sonunda, hedeflerinize ulaşabilirsiniz.
Bir gün, kurbağaların yüksek bir kuleye tırmanmak üzere yarıştığı bir hikâyeyi duydum. Birçok kurbağa toplandı, birinci olmak için çaba gösterdi ancak herkesin içindeki sesler, “Zavallılar, asla başaramazsınız!” diyordu. Yarış başladı ve hemen hemen her biri pes etti. Ama bir kurbağa vardı ki, inatla ve yılmadan kulenin tepesine doğru tırmanmaya devam etti. Diğer kurbağalar, bu kurbağanın başarısını anlamak için yaklaşmaya çalıştı ve fark ettiler ki… Kuleye çıkan kurbağa sağırmış!
İşte olumsuz düşünceler de tam olarak budur. İnsanları motive etmeye çalışan, fakat kalplerindeki ümitleri çalmaya çalışan bu seslere kulak asarsak, hedeflerimizden uzaklaşırız. Bunlar, bizim içsel gücümüzü kırmak isterler. Fakat sağır olmak, sadece dışarıdan gelen olumsuz düşünceleri duymamak değil, aynı zamanda içsel gücümüzü keşfetmek demektir.
Aziz insanlarımız Aziz Sancar, Oktay Sinanoğlu, Selçuk Bayraktar gibi büyük insanları örnek alalım. Onlar, kimsenin güdümünde olmadan, sadece kendi iç seslerine ve bilgiye güvenerek yola çıktılar ve çok büyük başarılara imza attılar. Onlar ne dediler? Yaptılar! Bu kişilerin başarılarını, hayatta kendine hedef koyan her insanın örnek alması gerekiyor.
Şimdi soruyorum: Siz, çevrenizdeki “başaramazsınız” diyenlere karşı ne kadar dayanabilirsiniz? Ümitlerinizi kıran insanlara karşı koymaya ne kadar devam edebilirsiniz? Olumsuz düşünceler hedeflerimize nasıl engel olur? Ve bir adım daha ileri gitmek için ne kadar cesaret gerektirir?
Sonuç olarak, bu gürültü patırtının içinde sağır kurbağa olmak en iyi seçenek gibi görünüyor. Çünkü sağır kurbağa, sadece kendi yolunda yürür. Ve o yürüyüşte, hedefe ulaşan tek kurbağa olur. Toplumumuzdaki sağır kurbağaların yolu açık olsun.