PROF. DR. ERSAN BOCUTOĞLU YATIRIMLARINA KARŞI ÇIKMAK, KENDİ AYAĞIMIZA KURŞUN SIKMAKTIR.
TRABZON’A YÖNELİK DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARINA KARŞI ÇIKMAK, KENDİ AYAĞIMIZA KURŞUN SIKMAKTIR.
Son dönemlerde, genel olarak Doğu Karadeniz Bölgesinde özel olarak ta Trabzon ilinde, yabancı sermayenin kaynağı hedef gösterilerek, ilimize yönelen Körfez menşeli doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına tepki gösterildiğine şahit olmaktayız. Dünya ekonomisinin genel bir durgunluk dönemine girdiği son on yılda, bütün ekonomiler portföy yatırımları gibi sıcak para giriş-çıkışlarına karşı, kalıcı doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını ülkelerine çekebilmek için büyük uğraş vermekte; başta körfez sermayesi olmak üzere Çin sermayesinin dikkatini çekmek için politikalar geliştirmekte ve teşvik tedbirleri almaktadır.
Bu arada Trabzon ili de son 30 yıldır, ilin ve bölgenin kalkınması için, Trabzon Valiliğinin önderliğinde bütün kent paydaşları ile birlikte Trabzon ili ve bölge ekonomisi için “Lokomotif Sektörler” araştırması yapmaktadır. Bu araştırmalardan yükte hafif pahada ağır orta-üst teknolojik sanayi yatırımları ile turizm, eğitim, sağlık, lojistik, demiryolu-liman, ticaret gibi alanlardaki hizmet sektörü yatırımlarının kenti iktisadi bakımdan ileriye taşıyabileceği değerlendirilmektedir.
Bu bağlamda Trabzon ilinin Körfez turizm potansiyelinden dikkate değer bir pay aldığı, hatta bu gelişmenin bütün Doğu ve Orta Karadeniz Bölgesi illerine yayılma eğilimi gösterdiği gözlenmektedir.Turizm sektörünün, Trabzon ilinin ve Doğu Karadeniz Bölgesinin “Lokomotif Sektörü” olarak seçimi, kendiliğinden gelişen bir durum olmayıp, kent paydaşlarının Devlet önderliğinde tasarladığı, planladığı, uyguladığı girişimlerin, çabaların, projelerin bilinçli bir sonucudur.
Turizm projesinin mayası tutmuş, bir yandan Körfez turizm hareketliliği olarak ortaya çıkan bu gelişme öte yandan kent paydaşlarının teşviki ileKörfez doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının bölgede filizlenmesiyle sonuçlanmıştır.
Gelişmenin bu aşamasında, hem ilin ve bölgenin iktisadi gelişmesi hem de Türkiye’nin Ödemeler Bilançosu açığının hafifletilmesi için son derece hayati rol oynayan ilimizdeki Körfez doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına karşı gösterilen reaksiyon, kendi ilimiz, bölgemiz ve ülkemizin ayağına kurşun sıkmakla eşdeğerdir. Uluslararası İktisat literatüründe en sağlam finansman türü olarak kabul edilen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına, sadece sermayenin kaynağı nedeniyle, karşı çıkmak sadece ideolojik bir duruş olarak değerlendirilebilir. Körfez sermayesine iktisat biliminin genel kabul görmüş ilkeleri açısından yaklaşmak ve sahip çıkmak ilimizin bütün bileşenlerinin ve paydaşlarının asli görevidir.