MATT DİLLON’DAN TÜRKİYE’YE ÖVGÜ:
TÜRKİYE, SURİYELİ MÜLTECİLER KONUSUNDA HARİKA BİR İŞ YAPTI
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nünKültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlediği Uluslararası Göç Filmleri Festivali, dördüncü gününde ABD’li oyuncu, yönetmen ve aktivist Matt Dillon’ı ağırladı. Ünlü oyuncu, festivalin Instagram hesabında katıldığı söyleşide Türkiye’nin mülteciler konusunda harika bir iş çıkardığını söyledi. Matt Dillon ‘’Türkiye, bölgede mültecilere en çok yardım eden ülke, özellikle Suriye’den gelenlere. Harika bir iş yaptılar’’ dedi.
‘’Kamplarda büyük bir acı vardı’’
Rumble Fish, Wild Things ve Factotum gibi filmlerdeki performanslarıyla tanınan ve “Crash” (Çarpışma) filmindeki performansıyla 2006’da Oscar ve Altın Küre ödüllerine aday gösterilen Dillon, 2015’te Myanmar’da askeri baskı ve etnik şiddetten kaçan binlerce Arakanlı Müslümanın (Rohingyalar) yaşadığı mülteci kamplarını ziyaret eden ilk ünlü isim olmuştu. ‘’Kampları ziyaret ettiğimizde yaşananları ilk elden gördük. Büyük bir acı vardı’’ diyen Matt Dillon, Bangladeş’te 600 binden fazla Arakanlı mültecinin yaşadığı dünyanın en büyük mülteci kampını da ziyaret etmek istediğini ancak şu an salgın nedeniyle bunun mümkün olmadığını söyledi.
‘’Topluma katkı sağlamak istiyorlar’’
Aynı zamanında mülteci haklarını savunan Uluslararası Mülteci Örgütü Yönetim Kurulu üyesi olan Matt Dillon şans verildiği takdirde mültecilerin yapılan yardımların karşılığını vermek istediğine dikkat çekti: ‘’Kanada’da yaşlı bir çift, Suriyeli mültecileri evinde misafir ediyor. Ve pandemi sürecinde evlerinde misafir ettikleri mülteciler, o yaşlı çift için can simidi oluyor. Mülteciler, yaşlı çifte ailelerinden bile daha çok destek oluyor. Bu süreçte şunu sık sık hatırlamalıyız. Suriyeli mülteciler, yapılan yardımların karşılığını vermek istiyor. Hepsi olmasa da onların da almış oldukları eğitimler, yapabildikleri işler var. Senden benden farkları yok. Şans verilirse onlar da katkı sağlamak ve toplumda yer almak istiyorlar. Bu insanlar evlerine dönemez, dönerlerse ölürler. Başka seçenekleri yok. Bu gerçeği asla unutmamalıyız.’’