Lidyalılar Parayı Buldu Ama
Kim ne derse desin dünyayı asıl yöneten paradır. Dünya tarihine baktığımızda, dünyada yaşanan tüm olaylarda paranın ve paranın getirdiği gücün ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlarız.
Dünyadaki tüm savaşlar, krizler, yaşanan olayların ana sebebi; para ve paranın satın aldığı toprak, mal-mülk, hazineler… olmuştur. Yaşanan diğer konuların hepsi sadece bu gerçeği örtbas eden yan etkenlerdir.
Tarihin ünlü sıradışı liderlerinden Korsikalı Napolyon Bonapart, o ünlü sözüyle durumu özetlemiştir; “Savaşı kazanmak için üç şey lazım: Para, para, para!”
Dünyayı yöneten paranın nasıl ortaya çıktığına bir bakalım. Lidya; Anadolu’da Tunç Çağı’nın sonlarından başlayıp, MÖ 6. yüzyıla kadar hüküm süren Lidya medeniyetinin merkezini oluşturan tarihi bölgedir. Yani Lidyalılar; Ege Bölgesinde, Gediz Nehri ve Küçük Menderes vadilerini kapsayan, günümüzde yaklaşık olarak Manisa ve Uşak illerinin çevresine denk gelen tarihi bölgede yaşamışlardır.
Lidya; Altın ve gümüş rezervleri açısından zengin bir bölgeydi. İlk olarak M.Ö.580 yılında, Kral Kroisos döneminde bu değerli madenler işlenmiş ve bir bölümü madeni para olarak basılmıştır.
Altın ve gümüşün karıştırılmasıyla elde edilen ve “Elektron” denilen bir madenden basılan bu paralar kolay taşınabildiği ve saklanabildiği için kısa sürede dünyadaki “Takas” usulü ticaretin yerini almıştır.
Lidya ülkesinde para icat edildikten sonra, Sikkeler; Anadolu’nun sınırlarını aşarak Akdeniz’e ve çevredeki diğer tüm uygarlıklara hızla yayılmıştır. Ve dünyayı para yönetmeye başlamıştır.
Paranın bulunması ve ticarette bir değişim aracı olarak kullanılmaya başlanmasıyla birlikte; ”Lidyalıların dünya tarihine bıraktıkları en büyük armağan Para olmuştur.” İyi mi yaptılar kötü mü yaptılar bilinmez ama sonuçta paranın her şeyden önemli olduğu bir dünya bıraktılar.
Günümüzde yaşamak için paranın değerini tabii ki bilmek gerekir. Kaliteli yaşamak için, birikim yapmak, tasarruf yapmak önemli… Ama İnsanoğlu doyumsuz, her şeyin daha fazlasını istiyor. Anlamsızca daha fazla para için insanlar çalışıyor. Ahlaksızca daha fazla para için insanlar başka insanlara zarar veriyor ve daha fazla para için acı çekiyor…
İnsanoğlu para için sağlığından oluyor, sonra para ile sağlığına kavuşmaya çalışıyor. Yani sonuçta, yaşamak için sadece nefes almanız yetmiyor. Para için sağlık, sağlık için para gerekiyor. Acayip bir kısır döngü yaşanıyor.
Bu dünyada paranın satın alamayacağı değerlerde var; Ahlak, gurur, sevgi, namus, onurlu bir yaşam… yani insani değerler. Zamanın bile satın alındığı bu devirde, insani değerlerinizin satın alınmamış olması, değerlerinizi koruyor olmanız, “insan gibi insan” olduğunuzun göstergesidir. Çünkü sadece gerçek insanların, insanlığı satılık değildir ve değerlerini koruyabilirler.
Hepinize hayırlı cumalar.
Haftanın Sözü: Lidyalılar parayı buldu ama sanırım onu bulamayalım diye de sakladılar.