“Taşlar yerine oturmaya başladı. Ülkemizde aylarca Cumhurbaşkanı seçilemediği hatta 430. Turları gördüğü dönemler vardı bu dönemde ülkede. Ülkemizde kitap fırlatılıp hükümetler yıkılırdı. Ülkemizde post modern darbeler olurdu bir gecede. Ülkemizde durmayan kardeş kavgası bir sabahtan duruverirdi! Suçlu suçsuz demeden bir sağdan bir soldan asıverirlerdi sorgusuz sualsiz gençlerimizi. Ülkemizde küresel güçlerin istemediği davranışları sergilerse, mevcut koalisyon hükümeti, bir gecede devrilirdi. Ülkemizde meclis kilitlenir kanunlar çıkmazdı, kararlar alınmazdı, bütçe bağlanamaz hükümet düşerdi. Ülkemizde birileri Vatan derdi, Bayrak derdi, Türk milleti derdi, faşist sayılırdı. Ama ülkemizde misyonerlik yapan kulüp ve derneklere üye olanlar, işi götürür yolu açık olurdu. Yıllar geldi geçti, iktidarlar, koalisyonlar, güç odakları, kendini sorumlu bilen yetkin apoletli etkinler, kaoslar, belirsizliker. Ve yıllar önce, Türk milleti için en uygun sistem Başkanlık sistemidir diyen, Rahmet Başbuğ Alparslan Türkeş’in bu sözleri hayata geçti.”
HALKIN SEÇTİĞİ İLK BAŞKAN
“Bilge Liderimiz’in destekleriyle Başkanlık sistemi oylandı ve halkın seçtiği İlk Başkan sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan oldu. Peki oldu da ne oldu? Oldu da, kılıç hakkıyla alınan Ayasofya Cami oldu. Oldu da, kırk yıldır esir toprağı olan Karabağ Türk Toprağı oldu. Oldu da, kendi doğal gazımızı petrolümüzü arar bulur olduk. Hem de terörden temizlenen yerlerde yüksek kalite yeraltı zenginliklerimiz gün yüzüne çıktı. Şimdi anladık mı neden terörle uğraştık yıllarca. Oldu da terörü bitirdik, teröre harcanan bir trilyon dolar artık savunma sanayine eğitime sağlığa harcanıyor. Oldu da, bize sattıkları savunma sanayi ürünlerini biz üretiyoruz, pazarları olmaktan çıkıp, onları pazar haline getirdik. Vermedikleri silahları yaptık, ortağı olduğumuz projelerden bizi çıkarttılar ama yılmadık ve biz yaptık çünkü. Kararları artık Başkan veriyor. Mecliste aylarca tartışılmıyor. Milletin seçtiği Başkan, önemine binaen adım atıyor ve uyguluyor Başkanlık sistemini. Oldu da, bugün elli ülkede ve üslerimiz var.”
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
“Oldu da, Akdeniz’de petrol arayamazsınız diyenlere, Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önderimizin söylediği “geldikleri gibi giderler “lafına atfen, Fransız uçak gemisi geldiği gibi gitmek zorunda kalmış, Marmara, Eğe mavi vatan olmuştur. Oldu da, 61 yıllık baas rejimi yıkılmış kendi insanına kin kusan, zulüm eden, Ortadoğu’da istikrarsızlık abidesi olan, başta bize ve komşularına teröristan olan, Eset rejimi gitmiş, suriye halkı kendi kendini yönetme hakkına kavuşmuş, Türkiyenin oyun kuruculuğu ile desteklediğimiz güçler iktidara gelmiş, surlara, evlere Türk bayrağı asılmış, yıllardır misafir ettiğimiz Suriyeli komşularımız evlerine dönmeye başlamışlardır. Oldu da, uyuşmazlığı bulunan ülkeler Dünya Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın nezaretinde barışa hizmet eder olmuşlar. Oldu da, Türkün yüzyılı hedefi önümüze geldi. Kendi uçağını, kendi gemisini, kendi tankını, kendine lazım gelen silah sistemlerini yapar ve satar oldu. Kendi uzay sistemini kurar hale geldi. Bunları çoğaltabiliriz ancak bir hakkı teslim etmemiz lazım gelir.”
HEP TARTIŞILDI, HEP SORGULANDI
“Bilge Lider Devlet Bahçeli. Hep tartışıldı, hep sorgulandı, koltuk için dendi, çeşitli imtiyazlar için dendi. Dendi de dendi. Fakat o hep haklı çıktı. Her konuşması bir mesaj, her sözü manidar, her rozeti ve yüzüğü bir işaret, her bakışı hatta yürüyüşü bile okuyabilene mesaj, görebilene ufuk oldu. Hele Dem partililerin elini sıkması, ardından İmralı çıkışı hep tartışıldı. Aslında Alevi açılımından okumak lazımdı Bilge Lider Sayın Devlet Bahçeli’yi. Aleviler öz be öz Türk’tür, bizim kardeşlerimizdir. Terör örgütlerinin istismarlarını alevi kardeşlerimizin üzerinden kurtarmak için, onlara şahsi arazisini bağışlayıp, gerçek inançlarını Devlet eliyle, Türkmen kimliği ile yaşasınlar diye, Cem evi Külliyesi yapılmasına öncülük etti ve Alevi vatandaşlarımızı bilinçlendirdi. İçte defansı sağlam tutma gayreti içinde oldu. Aynı şekilde Kürt kardeşlerimizin bilinçlenmesi ve PKK’dan soyutlaması için yaptığı sistemin içine girin, Türkiye partisi olun mesajını da yanlış okuyanlar, şehitlerimiz üzerinden Liderimize saldırıp, oy kaybı hesabıyla kendilerince güler oldular.”
HALBUKİ ONUN DERDİ OY DEĞİLDİ
“Halbuki onun derdi oy değildi. Onun derdi ülkesinin bekasıydı. Onun derdi Türk milletiydi. Onun derdi ülküsüydü, Turandı, Kızıl Elma’ydı. Onun derdi, Türk’üyLe, Laz’ıyla, Kürdüyle, Alevisi Sunnisiyle güçlü Türkiye idi. Terör örgütü silah bırakacaksa, kendini lağvedecekse, ülkenin bir parçası olacaksa, elebaşı içinde çıkıp örgütüne konuşabilir dedi, kendisine de insani hak verilebilir dedi. Çünkü ülke bütünlüğü bekası uzlaşı gerektiriyor, bunu bile anlamadılar. Ortadoğu’da önümüze çıkan fırsatı görmezden geldiler. Zalim İsrail’in bitmez bilmeyen yayılmacı politikası, armegedon hayalleri, bizim de önümüze, hatta dibimize kadar gelen, katil İsrail’e karşı içte defansı sağlam tutma mesajlarını bile okuyamadılar. Eğer İsrail’e ve beraberindeki küresel güçlere karşı bir mecburiyet oluşursa ve bir bedel ödeyeceksek karşılığını da almamız gereken hamlelerdi oysaki bu mesajlar. Onun için diyor ya Bilge Lider, Kudüs’ün güvenliği Şam’dan geçer. Şam alındıysa Küdüs’e sıra gelmiş demektir. Vakit tamamdır Söz konusu Vatandır. Sen çok yaşa Bilge Liderim. Rabbim sana sağlıklı uzun ömürler versin. Bu ülkenin sana çok ama çok ihtiyacı var. Öngörülerin Turanı çağrıştırıyor. Bakışın kızıl elma diyor. Türkiye, Şam, Kudüs, Mescidi Aksa İlahi Kelimetullahı tarif ediyor. Sen dedin ya bize Allah yeter diye. Rehber kuran Hedef Turan geliyoruz ardından.”
