Milletin aklıyla dalga geçmek olduğunu belirterek “Bu millet size gereken cevabı sandıkta verecektir” dedi.
Saadet Partisi Trabzon İl Başkanlığı tarafından düzenlenen aylık İl Divan Toplantısında konuşan Kurt, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
MİLLET İNİM İNİM İNLİYOR
“Ülkemiz, tarihinin en kötü yönetimiyle karşı karşıyadır. Kullanılan imkan ve kaynaklar üzerinden bakıldığında, halkımız varlık içinde yokluk yaşamaktadır. Bir avuç yandaş, rantiyeci, spekülatör ve işbirlikçi zengin haricinde kimse bu iktidardan memnun değildir. Milli ve manevi değerlerin sömürüsüyle, kutuplaştırmalarla, algılarla gidebildiğiniz kadar gittiniz ama artık çıkış yolu kalmadı.”
ERBAKAN ÜCRETLERE ZAM YAPARKEN SİZ ÜRÜNLERE ZAM YAPIYORSUNUZ
“AKP’lilerin bir yandan ücretlere yaptıkları zamlarla övündüğünü, zaman zaman da Milli Görüş Lideri merhum Erbakan Hocamıza atıflar yaptığını görüyoruz. Merhum Erbakan Hocamızın Başbakan olduğu 54. Hükümet döneminde Bağ-Kur emeklilerinin maaşları % 300 artırıldı, asgari ücrette % 100‘den fazla artış sağlandı. Memurlara % 102.5 maaş zammı yapıldı. O yıl enflasyon oranı % 65 olarak gerçekleşmişti. Buna göre memurun alım gücü % 37.5 kadar artırılmıştı. Emeklilerin maaşlarında enflasyonun üstünde % 51 reel artış sağlandı. Peki siz ne yaptınız? Memuru, işçiyi, emekliyi, asgari ücretliyi inim inim inletiyorsunuz, enflasyona ezdiriyorsunuz. Erbakan kim, siz kim? Haddinizi bilin!”
“TÜİK’i baskı altına alarak istatistikleri istediğiniz kadar çarpıtın, millet yaşadığına bakıyor. Milletin hissettiği enflasyon yüzde 70’lerin üzerindedir. Yaptığınız zamların hangisi bu oranın üzerinde, söyler misiniz? Kendinizi Erbakan ile kıyaslamak hadsizliğinden vazgeçin, kafanızı deve kuşu gibi kuma gömmekten vazgeçin, milletin aklıyla dalga geçmekten vazgeçin. Bu millet size gereken cevabı sandıkta öyle bir verecektir ki, uzun süre kendinize gelemeyeceksiniz.”
“YANDAŞLAR VE ZENGİNLER KAZANDI, HALK KAYBETTİ”
“Bugüne kadar uygulanan yanlış ekonomi politikası sebebiyle, Türkiye ağır bir ekonomik kriz yaşıyor. Bunun son örneğini döviz fiyatlarında yaşanan artışlarla gördük. Hükümet dövize günlerce müdahale etmedi. Vatandaş da ne yapacağını şaşırdı. Sonra da çıkıp bir gecede dövizi düşüren kararlar aldılar. Bu gelişmelerden haberi olanlar büyük paralar kazanırken, kendini korumaya çalışan vatandaş ikinci bir darbe yedi ve yüzbinlerce insan büyük zararlara uğradı. Adına kur korumalı mevduat denilen şey ise hazinenin dolaylı olarak da vatandaşın sırtına binen ağır yük demektir. Bunun adı ekonomi politikası değildir, düpedüz zengini, yandaşı daha zengin, halkı ise daha da fakir yapmaktır.”
“İKTİDAR ÖNCE KENDİ YAPTIĞI ZAMLARI GERİ ALSIN”
“Döviz fiyatlarına günlerce müdahale etmediler ve piyasanın bütün dengesi bozuldu. Sonra bir gecede düşen fiyatların ardından, esnafa ‘fiyatları düşürün’ çağırısı yapmaya başladılar. Yaşanan fiyat artışlarının tek sorumlusu sanki esnafmış gibi bir algı yaratmak ve kendilerini aklamak peşindeler. İktidar eğer samimi ise önce TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranlarının üzerinde yapılan vergi, harç ve ceza artışlarını geri alsın, akaryakıta, elektrik ve doğalgaza gelen zamları indirsin, ondan sonra esnafa sıra gelsin.”
“BUNUN ADI ESNAFLA VATANDAŞI KARŞI KARŞIYA GETİRMEKTİR”
“Bir çuval unun fiyatındaki artıştan, enerjiye gelen zamlardan fırıncı esnafı mı sorumludur? A’dan Z’ye bütün üretim kalemlerine zam yapılırken esnaf ne yapacak? Zararına mı satacak? İktidarın esnaflara yönelik ‘stokçu, karaborsacı’ gibi tanımlamaları sorumluluktan uzak, esnafla vatandaşı karşı karşıya getiren açıklamalardır. Varsa karaborsacı gidip bulun ve cezalandırın, tehdit etmeyi bırakın, elinizi tutan mı var? Ama biliyorlar ki bu yöndeki bir girişim dönüp dolanıp kendilerine zarar verecek. Haliyle her zaman olduğu gibi algılarla durumu kurtarmaktan başka bir düşünceleri olmadığı ortadadır.”
