KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, kamuoyunun ve öğrencilerin merak ettiği soruları yanıtladı. Prof. Dr. Çuvalcı, açıklamalarında üretimin ve proje geliştirmenin önemine vurgu yaptı.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, KTÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü Radyo/TV Birimi’nin konuğu olarak kamuoyunun merak ettiği ve öğrencilerden gelen soruları içtenlikle yanıtladı. Rektör Prof. Dr. Çuvalcı önce kamuoyunun merak ettiği sorulara cevap vererek Çocuk Hastanesi’nin akıbetinden, KTÜ Sahil Tesisleri’nin geleceğine kadar önemli konularda bilgilendirmede bulundu. Röportajın ikinci bölümde ise öğrencilerden gelen soruları yanıtlayan Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, “Üniversiteler sadece bilginin değil, yaşam tarzının da oluşturulduğu bir yerdir.” diyerek önemli mesajlar verdi. İşte Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı’nın dikkat çeken açıklamaları:
“ULAŞILABİRLİĞİ ÖNEMSİYORUZ”
KTÜ, şehrin içinde başlı başına bir ilçe gibi… Trabzon ve bölge ile Üniversitemizin bağları yeterince kuvvetli mi?
Evet, bir ilçe gibiyiz. 5 bin 675 personelimiz, 31 bini aşkın öğrencimiz var. Büyük bir kurum… Kent ve bölge ile çok sağlıklı bir iletişimimiz ve kopmaz bağlarımız var. %100 sağlıklı bir bağ mı derseniz; eskiye göre kıyaslama yapabiliriz ancak. Mesela; “Şehir-Üniversite İş Birliği Komisyonumuz var. Direkt kamu kurumları ve Sivil Toplum Kuruluşları ile yakın temasta olmayı arzuluyoruz. Bununla ilgili gerek üniversitedeki mekânların kullanımına gerekse şehrin veya bölgenin problemlerine yönelik çalışmalarımız var. Tabii bu çalışmaların tek taraflı olmaması gerekir. Bizim gösterdiğimiz yakın ilgi ve alakanın, diğer kurumlardan da karşılık bulması lazım. Bu yolda devam ediyoruz. Bizim, üniversite olarak tüm kapılarımız açık. Ulaşılabilir, erişilebiliriz. Bu konuyu önemsiyoruz. Gerek ben, gerekse Rektör Yardımcılarımız ve gerekse de Genel Sekreterliğimiz ulaşılabilirlik konusunda hassas… Daha iyi olacağımızı düşünüyorum.
“PROJE YAPILMASI İÇİN TEŞVİK EDİYORUZ”
“Yerli ve Milli Üretim” hassasiyetinizi her platformda dile getiriyorsunuz… KTÜ’de bu yönde yapılan çalışmalara, ne tür destekler veriyorsunuz?
Her bir bireyin “Yerli ve Milli Üretim” noktasında hassasiyeti olabileceğini düşünüyorum. Çünkü kendimiz üretmedikçe dışa bağımlılığımız hız kesmeden devam ediyor. Buna bağlı olarak ülkemizden çok büyük miktarlarda döviz çıkışı oluyor. Biz, bu konuda gerek akademisyenlerimiz gerekse öğrencilerimiz ile ülkemizde sürdürülen “Yerli ve Milli Üretim” seferberliğine destek olmaya çalışıyoruz. Akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin proje çalışmalarını önemsiyoruz. Ülkemizde marka değeri artan Silah, Savunma ve Uzay Sanayii alanına yönelik çalışmaların yanı sıra medikal cihazlara ve ilaç geliştirme projelerine destek vermemiz gerekiyor. Bu anlamda Üniversitemiz bünyesinde daha önceki yönetimler zamanında kurulan “Medikal Cihaz Tasarım ve Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi”ni takviye ediyoruz. Yine,“İlaç ve Farmasötik Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi”ne destek oluyoruz. Bunun yanında geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ta, daha önce var olan deprem gerçeği ile bir kez daha acı bir şekilde yüzleştik. Depremle ilgili olarak Üniversitemiz bünyesinde “Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi”ni kurduk. Ayrıca yine Üniversitemiz bünyesinde Afet Yönetim Enstitüsü kuracağız. Bununla ilgili girişimlerimizi başlattık ve YÖK’e yazı gönderdik.
“KIYMETLİ GERİ BİLDİRİMLER ALDIK”
Özellikle öğrencilerimizi proje yapma, proje hazırlama ve üretim kültürü kazanmaları yönünde teşvik ediyoruz. Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) kapsamında öğrencilerimize destek veriyoruz. Bu da önemli bir mali kaynak… Birçok üniversitede olmayan, TÜBİTAK’ın verdiği miktardan daha fazla bir destek. “Bu projeler neler?” diye soracak olursanız; öğrencilerimizin bu kapsamda geliştirdiği projeler, ülkemizce üretilmeyen fakat üretilmek istenen ürünlerin ön çalışmaları oluyor… Öğrencilerimiz de bu noktada proje yazma ve yapma kültürünü benimsemiş oluyor. Ayrıca akademisyenlerimizin için de proje yapma ve kurum dışı projelerini özendirecek teşvik ve ödül sistemini getirdik. Bu konuda kıymetli geri bildirimler aldık. Bildiğiniz gibi üniversitelerin kuruluş amacı; iş gücü piyasasına eleman yetiştirmek, ikinci amacı ise bilgi üretmek ve bunu topluma kazandırmaktır… Bu manada hem akademisyenlerimiz hem de öğrencilerimizi destekliyoruz.
BAKANLIK İLE GÖRÜŞME YAPILACAK
Trabzon Havaalanı’nın yeni pist projesinde, KTÜ Sahil Tesisleri zarar görecek mi?
Trabzon artık önemli bir turizm kenti haline geldi. Özellikle yaz aylarında Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden çok sayıda turisti şehrimizde ağırlıyoruz. Malumunuz turistler hava yolu ile geliyor ve bizim pistimiz çok eski ve pistin boyu kısa. Özellikle Dış Hatlar Terminali yetersiz kalıyor. Yeni bir havaalanı yapılması gerekiyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın projesi kapsamında, mevcut havaalanına paralel bir şekilde denize dolgu yapılacak. Bu projenin uzantısı, KTÜ Sahil Tesisleri’ne doğru gelecek. Geçtiğimiz hafta Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Abdulkadir Uraloğlu beyefendiyle görüştüğümüzde bizleri, projenin başında münazara etmeye davet etti. Proje ile ilgili KTÜ Sahil Tesisleri’nin zarar görmeyecek şekilde tasarlanabileceği noktasında görüşlerini bildirdiler. Kendilerine teşekkür ediyorum. Bu konuda duyarlılar. İnşallah KTÜ Sahil Tesisleri bu çalışmadan olumsuz anlamda etkilenmeyecek.
“ÇOCUK HASTANESİ’Nİ ÖNÜMÜZDEKİ YIL AÇMAYI PLANLIYORUZ”
KTÜ, 3’üncü basamak bir bölge hastanesine sahip… Ancak kamuoyu, Çocuk Hastanesi’ni merakla bekliyor. Bunlarla ilgili çalışmalar ne aşamada?
Çocuk Hastanesi önem verdiğimiz projelerimizden. Daha önceki yönetim tarafından ihale edildi. Şu anda % 85 oranında bitme durumu söz konusu. Bu yıl bitirmeyi planlıyoruz. Bütçemiz de var. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na teşekkür ediyoruz. Müteahhit tarafında zaman zaman işler aksıyor. Tabii büyük bir yatırım. Hastane 228 yataklı olacak. Seneye açmayı düşünüyoruz.
“GİRİŞİM EVİ’Nİ KURACAĞIZ”
Rektör olarak atandığınız ilk günden bugüne hedeflediklerinizi, düşüncelerinizi gerçekleştirebildiniz mi? Üniversitede hayata geçirmek istediğiniz en özel proje hangisi?
Birçok projeyi hayata geçirmeyi hayal ediyorsunuz fakat bunların pratikte hayata geçmesi vakit alıyor. Belirli mevzuatlar, yönetmelikler, ihale süreçleri var. Belki özel sektörde çalışmalar daha hızlı gidebiliyor ama kamu kurumlarında belli mevzuatlara uymanız gerekiyor. En büyük hayalim öğrencilerimiz için bir “Girişim Evi” kurmak. Bu konuda da bir banka ile anlaştık. Oradan mali destek alıyoruz. Amacımız, öğrencilerimizi bu Girişim Evi’nde, daha güzel ve nezih şartlarda çalıştırmak. Orada imalat atölyeleri, konferans salonları, toplantı salonları hatta uyku odaları olacak. Şu an TEKNOFEST yarışmalarına katılan öğrencilerimiz, hiç uygun olmayan ortamlarda çalışıyor. Onları, daha güzel bir noktaya alacağız. Orada hem girişimci olacaklar hem de projelerine katkı sağlayacak güzel bir mekân çalışacaklar. Şu anda proje bitmek üzere. İnşallah onun da ihalesini 2 ay içerisinde açacağız. Bu proje, Üniversitemizin marka değerini de artıracaktır.
Öğrencilerimizden gelenler…
“GURUR DUYACAĞIMIZ BİR ESER OLUR”
Mühendislik Fakültesi önüne Milli Muharip Uçağı Kaan’ın prototipini kuracağınızı söylemiştiniz. Bununla ilgili bir çalışma var mı? Şu an çalışmalar hangi aşamada?
Tabii, bu çalışma da benim “Yerli ve Milli Üretim” anlayışına olan hassasiyetim ile ilgili bir konu. Şu anda Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nün önünde Kıbrıs Barış Harekâtı’na katılmış bir F-104 uçağı var. Malum o uçak bizim değil. Hollanda’da yapılan bir uçak. Biz de bizim yaptığımız bir uçağın prototipini oraya koymak istiyoruz. Hem Rektör olarak benim hem akademisyenlerimiz hem de öğrencilerimizin gurur duyacağı bir eser olması nedeniyle Milli Muharip Uçağı Kaan’ın prototipini kurmayı çok arzuluyorum. Bu konuyu Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ile görüşeceğiz. TUSAŞ ile “Sektör Kampüste” Programı kapsamında iş birliği protokolümüz var. Ayrıca TUSAŞ’ın bir irtibat ofisi var Makine Mühendisliği Bölümü’nde… İHA ve Termal Sistem Teknolojileri Laboratuvarı var. Kaan’ın prototipini kurmak için de yakında bir çalışma yapacağız.
“KTÜ’LÜ OLMAK BİR AYRICALIKTIR”
“KTÜ mezunu ve KTÜ ekolüne dâhil olmak” sizde nasıl bir anlam ifade ediyor?
Üniversitemiz Türkiye’de kurulan 4’üncü ve 2’nci teknik üniversite… Köklü ve kendine ait bir kültürü var. Bölge üniversiteyiz ve şu ana kadar 254 bin mezun vermiş bir eğitim yuvasıyız. Büyük bir aileyiz. Büyük bir marka değeri var. Bugün nereye giderseniz gidin KTÜ ekolüne mensup kişilerle karışılabiliyorsunuz. Ben de bir KTÜ mezunuyum, Trabzonluyum ve KTÜ mezunu olmaktan gurur ve şeref duyuyorum. Öğrencilerimizi güzel yerlerde görmek bizleri mutlu ediyor. “KTÜ’lü olmak bir ayrıcalıktır.” diyebiliriz.
“TALEP GELİRSE SİSTEMİ KURARIZ”
Kampüsümüzün ana girişlerinde kart otomasyonu sistemini aktifleştirmeyi planlıyor musunuz?
Öğrencilerimizde şu an itibariyle Kampüs Kart var. Bunun için giriş kapıları daha sıkı hale getirmeli, geçişleri daha dar alanlardan yapmalıyız. İlerde olabilir ama şu anda öğrencilerimizden girişlerle ilgili olumsuz bir geri bildirim almadık. Fakat öğrencilerimiz isterse girişlerde Otomasyon Sistemi kurabiliriz.
BİR HAFTA BOYUNCA BİLİM, KÜLTÜR VE SANAT KONUŞULACAK
Üniversitemizin kuruluş yıl dönümü kapsamında düzenlenecek Bilim, Kültür ve Sanat Haftası’nda, öğrencileri ne tür etkinlikler bekliyor?
Daha önce kuruluş yıl dönümleri birkaç saatlik programlarla bitiyordu. Biz, bu organizasyonu bir haftaya yayarak “Bilim, Kültür ve Sanat”ın konuşulduğu festival havasına dönüştürmek istedik. İlkini geçen yıl yaptık. Bu yıl ikincisini düzenleyeceğiz. Bu yıl daha organize ve daha planlı bir şekilde kültür ve sanat etkinlikleri yapacağız. Eğlenceli bir hafta olacağı kanaatindeyim. Programda spor, şiir yarışmaları, konser ve sergiler de yer alacak.
“BOL BOL KİTAP OKUMALARINI ÖNERİYORUM”
2023-2024 Eğitim-Öğretim Dönemi Bahar Yarıyılı için öğrencilere bir mesajınız var mı?
Bahar, yeni umutların filizlendiği, tabiatın canlandığı bir dönem. Öğrencilerimize şunu söylemek istiyorum; vakit, çok hızlı geçiyor. Derslerine devam etsinler. Bunun yanında kendilerini geliştirmek için Üniversitemiz bünyesinde yer alan “Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi” ve “Teknoloji Transferi Uygulama ve Araştırma Merkezi”nde güzel faaliyetler gerçekleştiriliyor. Özellikle Teknoloji Transferi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde proje yazma, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde ise kişisel gelişim kursları oluyor. Bunlara katılmalarını istiyorum. Üniversiteler sadece bilginin değil, yaşam tarzının da oluşturulduğu bir yer. Bunun yanında kültür, sanat ve spor faaliyetlerini önemsiyorum. Her öğrencimizin bir spor dalı ile ilgilenmesini ayrıca bir müzik aleti çalmasını tavsiye ediyorum. Okullarını zamanında bitirmelerini ve kitap okumalarını öneriyorum. Okumak, büyük bir güçtür. “Eğer kitap okumazsanız meydan okuyamazsınız!” diye güzel de bir slogan var… Hepsine başarılar diliyorum…