İstanbul’un yeşil alanlarından birisinin daha betonlaştırılmasına karşı çıkanlara reva görülen amansız şiddete duyulan tepki milyonların ekolojik bir yaşam, eşitlik, özgürlük, laiklik, adalet ve demokrasi talebi ile birleşerek o ağaçların yeşeren dalları gibi kısa sürede tüm ülkeyi sardı. Yıllardır süren antidemokratik ve baskıcı ortamda bu ülkede yaşayan milyonlar yaşam alanlarına ve yaşam tarzlarına dönük saldırılarla karşı karşıya kaldı.
Kaç çocuk sahibi olacaklarından, çocuklarını hangi okullara göndereceklerine, nasıl giyinip ne yiyip içeceklerine kadar yaşamlarının her hücresine müdahale edilen, en temel sendikal hakları tek tek ellerinden alınan milyonlar kölece çalışma koşullarına “yeter artık” diyerek omuz omuza verdiler. Demokrasiye, adalete, özgürlüğe susamış her yaştan, her kimlikten, her düşünceden, her inançtan, her meslekten milyonlar dayanışmayı, karşılıklı saygı ve sevgiyi, kardeşliği temel alan bir toplumsal direnişe, GEZİ’YE imza attılar.
Siyasal iktidar ve yandaşları, farklılıkları zenginlik olarak gören, hiç kimseyi ötekileştirmeyen, dışlamayan GEZİ’nin değerlerine, demokrasi, özgürlük, adalet, eşitlik talebine adeta savaş açtı.
Olmadık yalanlara, iftiralara sığındılar.
Bir toplumsal direnişten gizli örgüt, darbe senaryosu çıkarmaya çalıştılar.
Çünkü daha da otoriterleşmek ve OHAL’e varacak yeni bir süreci başlatmak için asılsız gerekçelere, senaryolara ihtiyaçları vardı.
Askeri darbelerden alışık olduğumuz hazırlıklara benzer kendi sivil darbelerinin ön hazırlıklarını yapıyorlardı!
Dava açtılar. Olmadı. Yargılananların tümü iki kez beraat etti. Yargıya müdahale ettiler, aynı iddianame ve iddialarla bu kez müebbetler, onlarca yıllık cezalar verdiler. Çünkü muktedirler hükmünü vermişti, bu topraklarda “ayakların baş olmasına izin verilmeyecekti”!
Ancak ne yaparlarsa yapsınlar milyonların eseri GEZİ’Yİ hafızlarımızdan silmeye, GEZİ’NİN değerlerini, ruhunu yok etmeye güçleri yetmedi, yetmeyecek!
Gezi; yalanlarla, iftiralarla, karalanamaz. Gezi memleket sevgisidir. Memleketi “paradan puldan” ibaret görenler vatan toprağına “satılık arsa” gözüyle bakanlar ne geziyi anlayabilirler nede bizim gezi mücadelemizi sorgulayabilirler. Bizler ülkemizin dağını, taşını, toprağını, ırmağının akışını gerçekten ama gerçekten sevenleriz.
Sevip koruyanlarız. Bizim yurt sevgimiz, şiirlerin mısralarında, türkülerin tekrarında saklı kalmayıp yaşamın her alanında pratik mücadelelerimizle ortaya koyduğumuz gerçek sevgidir. Bu nedenle, milyonların demokrasiye, adalete, özgürlüğe, insanca yaşamaya olan özlemi sürdükçe GEZİ hep yaşayacak.
Sevgili Basın Emekçileri, Sevgili Dostlar, Yine bundan 11. Yıl önce özellikle Hopa Artvin ve Rize’den başlayarak tüm Karadeniz’de ve ülkemizde derelerimize, ormanlarımıza ve yaşam alanlarımıza yönelik talan ve rant politikalarını yıllardır karşı çıkıp mücadele yürüten öğretmen Metin LOKUMCU’nun 31 Mayıs 2011 tarihinde bir seçim sürecinde Cumhur Başkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN Hopa ziyaretinde tüm Hopa’lıların, Artvinlilerin, Rizelilerin hatta Karadeniz’in sorunlarını Cumhur Başkanına ve kamu oyuna duyurmak için yapılan basın açıklamasında, polisin şiddet ve gaz kullanarak halkı dağıtması sırasında gaz bombasının etkisiyle kalp krizi geçirerek ölmüştü.
Metin LOKUMCU arkadaşımız öğretmenliğinin yanında bir toplumsal aktivist olarak halkın sorunlarıyla bire bir ilgilenen haksızlıklara, adaletsizliklere karşı çıkan toplumsal dayanışmayı örgütleyen naif kişiliğiyle doğal bir ağabeylik konumunda bir insandı.
Dereler, ağaçlar, kuşlar tanıktır ki bir memleketin nasıl yürekten sevildiğine ve “memleket kurtarılacaksa beni de alın” haykırışına. Bu güzel insanımız Metin LOKUMCU’nun ölümüyle ilgili çok geç de olsa 10 yıl üzerine Hopa adliyesinde sorumlularının tespit edilip adalet önüne çıkarılması için dava açıldı.
Dava geçen yıl güvenlik gerekçesiyle Trabzon Adliyesine alındı. Beş duruşmadır dava devam ediyor.
Sorumluların tümü henüz adliyeye çıkarılmadı. Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu olarak davanın tüm süreçlerini takip ediyor,
Metin LOKUMCU için adalet arayışımız devam ediyor. Sevgili Basın Emekçileri, Sevgili Dostlar Eşitliğin, özgürlüğün, barışın, laikliğin, dayanışmanın, insanca ve ekolojik bir yaşamın hâkim olduğu bir ülke için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Hopa sürecinde kaybettiğimiz Metin LOKUMCU, Gezi sürecinde aramızdan koparılan Berkin Elvan’ın, Ethem Sarısülük’ün, Ali İsmail Korkmaz’ın, Abdullah Cömert’in, Medeni Yıldırım’ın, Hasan Ferit’in, Ahmet Atakan’ın, Mehmet Ayvalıtaş’ın anıları önünde saygıya eğiliyoruz.
Milyonların Demokrasi, Eşitlik, Adalet Mücadelesinin Eseri GEZİ’Yİ VE GEZİ TUTSAKLARINI bir kez daha selamlıyoruz!
BU DAHA BAŞLANGIÇ MÜCADELEYE DEVAM! KARANLIK GİDER GEZİ KALIR!
31.05.2022 Engin NUR Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu Adına