Depremlerin öldürmediği, binaların öldürdüğü ülkemizde deprem başta olmak üzere tüm doğal olayların sonuçlarına karşı yeterli önlemler alınana kadar topluma ve yerel idarelere tekrar tekrar hatırlatılması gerektiği ifade edilen panelin moderatörlüğünü KTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilgün SAYIL yapmıştır.
Panelde KTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan KARSLI, AFAD Trabzon İl Müdürü Ömer KIRATLI ve Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Kürşad BEKÂR’ın sunumları yer aldı.
DEPREM TEHLİKE HARİTASI VE ZEMİN SINIFLAMASI ACİLEN GÜNCELLENMELİDİR
Prof. Dr. Hakan KARSLI sunumunda, depremden etkilenen Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya ve Hatay’da deprem sonrası yaptıkları ölçülerin sonucunu paylaşarak, yıkım ve hasarların büyük ölçüde deprem-yer-yapı ilişkisinin tam ve doğru olarak tanımlanmamış olmasından kaynaklandığını ifade etmiştir. Tahminlerin üzerinde bir büyüklüğe ulaşan depremler neticesinde Deprem Tehlike Haritası ve Türkiye Deprem Bina Yönetmeliği Zemin Sınıflamasının acilen güncellenmesi gerektiği ortaya konulmuştur.
KARSLI, 1939 Erzincan depreminde yaklaşık 50 kadar evin ve yapının hasara uğradığı Trabzon’da, güncel yapı stoğu ile benzer büyüklükteki bir depremde çok daha ağır bir hasar alacağının unutulmaması ve yapı stoğunun mutlaka gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
DEVLET KADAR VATANDAŞ DA DEPREME HAZIRLANMALIDIR
AFAD Trabzon İl Müdürü Ömer KIRATLI ise deprem bölgesine AFAD olarak yapılan hizmetlerden bahsederek, devletin yapacağı görevler kadar vatandaşların da kendisine düşen görevlerden bahsetmiştir. AFAD gönüllüsü olmanın önemine ve böylesine büyük depremlerde deprem bölgesinde olan kurtarma personelinin de depremzede olacağından dışarıdan kurtarma ekipleri gelene kadar eğitim almış vatandaşlarımızın büyük katkısı olacağına vurgu yapmıştır.
Depremlerin ülkemizin bir gerçeği olduğunu ve buna hazırlıklı olunması gerekliliğinden bahisle özellikle konut sigortasının önemine vurguda bulunmuştur. Trabzon’un deprem riskinin ise özellikle Bartın depreminin iyi incelenmesi sonucu yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ve afetlerin bir olayın kendisi değil, olayın doğurduğu sonuç olduğu gerçeğinin bilinmesi gerektiğini ifade etmiştir.
ZEMİN ETÜT ÇALIŞMALARINDA ARTIK YETKİN MÜHENDİSLİK KAVRAMI KONUŞULMALIDIR
Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Kürşad BEKÂR ise Antakya bölgesinde bilirkişi olarak yaptığı görevden elde ettiği bulguları paylaşmıştır. Konuşmasında “Özellikle Asi nehri yatağında yer alan alüvyonal alanlara yapılan binalar ya yıkılmış ya da çok ağır hasar almıştır. Birçok alanda sıvılaşma gözlenmiş ve özellikle eski binaların demir donatılarında çok ağır korozyon oluştuğu gözlenmiştir. Mahalli idarelerin zemin sınıfı çok kötü alanlarda yapılaşmaya izin vermesinin ve buralarda yapılan zemin etütlerinin sağlığı hakkında soru işaretleri olması nedeniyle denetim eksikliği kaçınılmazdır. Bu konularda artık işini bilen ve etik değerlere sahip Yetkin Mühendislerin yetiştirilmesi şarttır. Bir torba kanun ile alınan Meslek Odalarının denetim yetkisi tekrar iade edilmelidir. Tüm belediyelerde artık yapılan bu etütleri denetleyebilecek yetkinlikte mühendisler istihdam edilmelidir.” ifadelerini kullandı.
SİNSİ TEHLİKE KOROZYON
Kürşad BEKÂR konuşmasında özellikle korozyon konusuna detaylı değinerek şu ifadeleri kullanmıştır. “Rutubet nedeniyle korozyon olayının Karadeniz bölgesi ve Trabzon özelinde birçok binanın zemin katlarında etkili olabileceği ve bu durumun binaların ayakta kalabilme direncini ciddi ölçüde etkileme potansiyeli vardır. Bu durumun tespiti için binaların zemin ve bodrum katlarının kolon ve kirişlerinin jeofizik ekipmanlarla hasar vermeden rutubet yapısının ve demir donatılarının korozyona maruz kalıp kalmadığının incelenmesi gerekmektedir.”