Türk milletinin tarihi boyunca şehitlerine, şehit yakınlarına ve gazilerine sahip çıkan bir millet olduğunu belirten Örs, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Anayasa’mızın 61’inci maddesinde ‘sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler’ başlığı altında aynen şu ibareler yer almaktadır: ‘Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.’ Anayasa’mızdaki bu hükme rağmen, maalesef bugün şehit yakınları ve gazilerimizin çözüm bekleyen birçok sorunu var. Şehitler hepimizin şehididir ve bütün Türk milletinin öz evladıdır. Kore gazisi, Kıbrıs gazisi, güney doğu gazisi, 15 Temmuz gazisi, vazife şehidi veya vazife malulü; hiç fark etmez, hepsi de Türk milletinin öz evladıdır.
DEVLET AYRIMCILIK YAPMAMALI!
Devlet, evlatları arasında ayrımcılık yapmaz, yapmamalıdır. Bütün bunların yanında, bir de terörle mücadele sırasında yaralanıp gazi kabul edilmeyenler var. Haklı olarak feryat ediyorlar ve şunları söylüyorlar: “15 Temmuz gazileri için KHK çıkarıldı. 15 Temmuz’da yaralananları yaralanma oranına bakılmaksızın gazi saydılar, biz güney doğuda yaralanan asker ve polisleri kapsam dışı bıraktılar. Bizler bu ülkenin üvey evlatları mıyız? 15 Temmuz’da tokat yiyen kamu görevlisi gazi sayılıyor da Beşiktaş Arena Stadyumu’nda bombalı eylemde yaralanan polisler neden gazi sayılmıyor?” Konunun önemine binaen, gazilerimiz arasındaki ayrımcılığa somut bir örnek vermek istiyorum. Bu örnek, İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkan Yardımcımız Hüseyin Özlük Bey’e ait. Hüseyin Özlük kardeşimiz, ağabeyimiz aynı zamanda 1993 yılında Şırnak Beytüşşebap’taki çatışmada yaralanan ve gazi olan bir kardeşimiz. Şöyle diyor Gazimiz Hüseyin Özlük: “Bizlere kimlik kartı verildi; kimisinde ‘gazi’ kimisinde ‘terör mağduru’ kimisinde de ‘vazife malulü’ yazıyor. Maalesef, Güneydoğu’da benim durumumda olan, gözünü, kolunu, bacağını kaybetmiş gazi arkadaşlarımıza verilen kimlikte ‘vazife malulü’ yazmasına rağmen, 15 Temmuz’da yaralanan arkadaşlarımızın kimlik kartlarında direkt ‘gazi’ yazıyor. Çok tuhaf bir durum, olmaması gereken şeyler bunlar.” Gazi bir tanedir; bunun 15 Temmuz’u, Kıbrıs’ı ya da Güneydoğusu olmaz. Gazi, bu ülkenin bekası için canını ortaya koyan, gerekirse canını verecek olan insandır.
ŞEHİT VE GAZİLER KANUNU ÇIKARILMALIDIR
Çözüm aslında bellidir; bu alandaki mevzuat dağınıklığına bir son verilmeli, şehit yakınları ve gazilere yönelik çıkarılan ve uygulanmakta olan kanun, yönetmelik ve genelgeler tek çatı altında toplanarak şehitler ve gaziler kanunu çıkarılmalıdır. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesindeki Şehit Yakınları ve Gaziler Genel Müdürlüğü müsteşarlık düzeyine eş değer başkanlık şeklinde müstakil bir kurum hâline getirilmelidir. Şehit ve gazi yakınlarımızın, vazife malulü kardeşlerimizin, terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmayan evlatlarımızın sesine kulak vermek Türk milletinin vekilleri olarak hepimizin boynunun borcudur.”