İstanbul Gençlik Festivali
İçişleri Bakanı Soylu: “Şimdi yepyeni bir sisteme giriyoruz. Bu sistemin en önemi avantajlarından bir tanesi şudur; şu andaki sistemimizde muhalefet, engellemeye yönelik bir anlayış ortaya koymaktadır.
Oysa muhalefetin amacı engellemek değil, önermek, denetlemek, takip etmektir. Bütün bunları yapması gerekirken, engellemeye çalışan bir sistem, eski Türkiye’de ortaya konuyordu”
– “Yeni sistemde yürütme, yasama kendi işini yapacak. Muhalefet de engelleyebilecek bir mekanizması olmadığı için daha iyi denetleyecek ve önerecek. Yeni sistem kavgaların değil, üretimin, ilerlemenin, değişimin, önermenin daha doğrusu nesnelliğin dili olacak”
“24 Haziran’da oluşacak sistem, aslında bizim geçmişte yaşadıklarımızı bir daha yaşamamak üzere tüm tecrübelerden elde edilerek kurgulanmış bir sistemdir”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Şimdi yepyeni bir sisteme giriyoruz. Bu sistemin en önemi avantajlarından bir tanesi şudur; şu andaki sistemimizde muhalefet, engellemeye yönelik bir anlayış ortaya koymaktadır. Oysa muhalefetin amacı engellemek değil, önermek, denetlemek, takip etmektir. Bütün bunları yapması gerekirken, engellemeye çalışan bir sistem eski Türkiye’de ortaya konuyordu.” dedi.
Bakan Soylu, Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen İstanbul Gençlik Festivali’nde gençlere hitap etti.
Geçmişte yaşanan olumsuzlukların Türkiye’de bir daha yaşanmasını istemediklerini belirten Soylu, “Yüzümüzü ileriye bakmak istiyoruz, daha iyiye ve daha fazla demokrasiye ama maalesef bizi öyle travmalarla karşı karşıya bırakıyorlar ki kimimiz kimliğimizden, kimimiz inancımızdan, kimimiz düşüncemizden, kimimiz okulumuzdan dolayı hep farklılaşıyoruz. Farklılaşmak kötü bir şey değil. Onu kalıcı hale getirmek kötü bir şey. İnsanları böyle tanımlamak ve bunun üzerinden bir gelecek oluşturmaya çalışmak, doğru bir şey değil.” diye konuştu.
Kimsenin Ortadoğu’yu, Kafkasları Türkiye’siz dengeleyemeyeceğini anlatan Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
“Kimse Avrupa’yı, Anadolu medeniyetsiz yumuşatamaz ve kendi haline döndüremez. Hepsi sanaldır bunların. 1950’lerin ortalarından sonra başlayan Avrupa Birliği projesi bir özgürlük projesiydi, özgüven projesiydi ama özgüven, değişim, demokrasi, özgürlük, bugün kendini Paris, Londra sokaklarında ağır silahlı özel kuvvetlere mensup polislerin güvenlik tedbiri almak zorunda olduğu, herkesin renginden dolayı mimlendiği, özgürlüğün daraltıldığı, endişenin yükseldiği yepyeni bir dünya tablosuna döndü. Hiç kimse 21. yüzyılı böyle hayal etmiyordu.
Dünyadaki gelir dengesizliği yüzünden bir yerden bir yere göç etmek zorunda kaldığı, susuzluğun, açlığın, eğitimsizliğin insanların bir şekilde başka ülkelere gitmek zorunda bırakıldığı bundan da terörizmin istifade ettiği bir dünya tablosuyla karşı karşıyayız. Bir taraftan Batı’da kimyasal uyuşturucu üretiliyor, Ordadoğu’ya, Doğu’ya gönderiliyor. Bir taraftan yine Amerika dediğimiz memleketin neredeyse egemenlik alanında bulunan Afganistan’da ve o coğrafyada doğal uyuşturucu üretiliyor ve dünyanın başka taraflarına gönderiliyor. Dünya gençleri kendi köklerinden, geleneklerinden tamamen ayrılmak ve zihinleri uyuşturulmak için bir başka terörizm ve operasyonla karşı karşıya bırakılıyor.”
– “Bizi bize yabancılaştırmaya çalıştılar”
Bugünkü Türkiye’nin dünden çok daha iyi olduğunu dile getiren Soylu, “Gittiğimiz her yerde bunu görebiliyoruz. 2 bin dolardan bugün 11 bin dolar kişi başına gelir seviyesine geldik. Kimliğimizi kaybetmedik. Sırtımızı muhtaçlara dönmedik. Parayla şımarmadık. Milli ve yerli üretimimize daha fazla ağırlık verdik.” dedi.
Üniversiteleri, bütün illerde geliştirdiklerini aktaran Soylu, “Biz zengin bir geçmişin evlatlarıyız. Bizi bize yabancılaştırmaya çalıştılar. Cumhuriyet kurulduktan sonra bu ülkenin ötekileri vardı. Bu ötekilerin hepsini merkeze almak için ciddi bir çaba sarf etti ama buna müsaade etmediler. Dindarlar, köylüler, Kürtler, Aleviler bu ülkede ötekiydi. Türkiye, demokrasiyle bunların her birinin eşit vatandaş olması konusundaki iddiasını ortaya koymaya çalıştı.” ifadelerini kullandı.
– “Tecrübelerden elde edilerek kurgulanmış bir sistem”
Soylu, bugünkü Türkiye’nin geçmişteki Türkiye’den çok daha kuvvetli bir noktada olduğunu vurguladı.
Şimdi Türkiye’nin bir adım daha attığını dile getiren Soylu, “Bu adım demokrasiyi daha yükseltme adımıdır. 24 Haziran’da oluşacak sistem aslında bizim geçmişte yaşadıklarımızı bir daha yaşamamak üzere tüm tecrübelerden elde edilerek kurgulanmış bir sistemdir.” değerlendirmesinde bulundu.
Genç nüfusun Türkiye’nin en büyük avantajı olduğunu, Avrupa’nın ise yaşlandığını ifade eden Soylu, “Dünyada 2 ülke var, genç nüfusunu muhafaza edebilecek. Biri Amerika, diğeri Türkiye. İnanıyorum ki buna tam zamanında yetiştik biz. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu 81 ilde üniversite projesi, aslında Türkiye’nin gençlerini yalnız bırakmayan bir projeydi. Rekabetimizi dünyanın gençleriyle yapabileceğimiz bir projeydi ve biz burada geri kalmadık.” dedi.
Bakan Soylu, Türkiye’nin başarılı bir terör mücadelesi yürüttüğüne değinerek, “Dünyada demokrasi ve hukuk içerisinde yürütülen başka böyle bir terörle mücadele yoktur. Kasım ayından bugüne kadar yaklaşık 6 tane kırmızı listeden terörist etkisiz hale getirildi. İlk kez oldu bu. Bunu sağlayan bir mekanizma var. Sadece bununla mücadele etmiyoruz. PKK’nın terörden yıllık geliri bir buçuk milyar dolardır. Uyuşturucuyla, göç yollarıyla mücadele etmek zorundasınız.” diye konuştu.
– “İçişleri Bakanlığı’nı bir ‘teknoloji bakanlığı’ haline getirdik”
Şehirlerdeki asayiş olaylarını dengelediklerini anlatan Soylu, evden hırsızlık, mala karşı hırsızlık ve kapkaçla mücadelede önemli başarıları bir ölçütle beraber Türkiye’nin her yerine getirdiklerini aktardı.
İstanbul’da geçen senin ilk dört ayı ile bu yılın ilk dört ayında hırsızlığı yüzde 25 azalttıklarını, hırsızlık olaylarını aydınlatma oranlarını yüzde 10’un üzerinde yükselttiklerini söyleyen Soylu, Ankara’da bu rakamın yüzde 60’lara vardığını, sadece terör ve uyuşturucuyla mücadeleye bakmadıklarını, insanların rahat şekilde evlerine ve çocukların okullarına gitmeleri için ciddi çaba sarf ettiklerini dile getirdi.
24 Haziran seçimine değinen Soylu, “Görevimizi yeni hükümete ve yeni yapıya bırakacağız. Bana derlerse ki ‘İçişleri Bakanlığı döneminde ne yaptın?’ Bizim içeride yaptığımız ve milletimizin çok görmediği, İçişleri Bakanlığı’nı bir ‘teknoloji bakanlığı’ haline getirdik. Ne demek bu? 125 milli yazılım ortaya koyduk. Bunların bir kısmı bitti, bir kısmı bitiyor. ‘E-belediye’ diye bir sistem getiriyoruz. Şu ana kadar 21 milyon 300 bin yeni kimlik kartı verildi. Bunların kalitesini yüzde 20 yükselterek, daha kaliteli kimlik kartı haline getirdik.” ifadelerini kullandı.
Soylu, Türkiye’nin daha da gelişeceğini, büyüyeceğini ama demokrasiden vazgeçilmeyeceğini dile getirerek, “Ekonomik krizlerle, terörle bizi sınamak isteyenlere karşı eğer bugün ayakta duruyorsak, demokrasi sayesinde ayakta duruyoruz. 2011, 2014, 2015, 2016 ve 2017’de seçim oldu. Bu seçimler Türkiye’yi öyle bir ayakta tuttu ki herkes verdiği oya sahip çıktı ve 15 Temmuz aslında bunun sonucudur. ‘Ben karar veririm.’ dedi, millet.” değerlendirmesini yaptı.
– “76 vilayete 112’yi getiriyoruz”
Türkiye’nin dünden daha iyi bir Türkiye olduğunu vurgulayan Soylu, şu bilgileri paylaştı:
“Türkiye yarın, bugünden çok daha iyi bir Türkiye olacaktır. Güzel bir 112 Projesi getiriyoruz. 112 AK Parti’nin bir projesiydi. Ben İçişleri Bakanı olduğumda 18 vilayette vardı. Bir tuşa basıyorsunuz 112’ye, Türkiye’nin bütün acil sistemine oradan ulaşıyorsunuz. Allah nasip ederse 76 vilayete 112’yi getiriyoruz. Normalde 2022’de bitmesi gereken bir projeydi, teknolojinin yeni bir unvanını yakaladık. İçindeki sistemi kiraladık ve 2019’un Haziran ayında Türkiye’nin her yanında 112 olacak. Avrupa coğrafyasında bu sisteme ilk geçen ülke Türkiye olacak.”
Bakan Soylu, Türkiye’nin diğer ülkelere karşı en büyük üstünlüğünün gelenek, görenek, inanç, aile yapısı, tarihe ve coğrafyaya olan sadakat olduğunu ifade ederek, “Eğer bu böyle olmasaydı, 3 milyon 593 bin Suriyeli’ye sırtımızı dönerdik. Biz, Saddam’ın kimyasal gazlarla zehirlemeye çalıştığı Kürtlere, peşmergelere sırtımızı dönmedik. Ev olduk, ocak olduk, aş olduk, kardeş olduk, herkese sahip çıktık. 1800’lü yılların sonunda Osmanlı-Rus savaşından Türkiye’ye göç etmek zorunda kalanlara da sırtımızı dönmedik.” dedi.
Türkiye’de çok çalışılması, yeteneklerin daha çok ortaya konması, daha çok zenginleşilmesi gerektiğini belirten Soylu, onun için hedeflere 2023- 2053, 2071, 25 bin dolar kişi başı gelir seviyesi, 500 milyar dolar ihracatın konması gerektiğini vurguladı.
Soylu, verimliliğin arttırılmasının yanı sıra sanatın, estetiğin, şehirlerin farklı noktalara getirilmesi gerektiğini ifade etti.
Siyasetin bir çeşitlilik olduğunu belirten Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
“Siyaseti kutuplaştırma haline getirmek isteyenlerdir, tehlikeli olanlar. Siyaset kutuplu bir hal değildir, siyaset kendi fikrini, düşüncesini ifade ettiği bir alandır. Amerika öyle değil mi? Amerika’da Cumhuriyetçiler ve Demokratlar oluyor, onlar kutupluluk olmuyor. Bizde, iki ayrı anlayış, iki ayrı blok oluştuğunda Türkiye kutuplu bir hale geliyor. Bu bir yanılsamadır, aslında kötü niyetli bir tanımlamadır. Türkiye şu anda doğru istikamette gitmektedir. Bu doğru istikamet, bugünün istikameti değildir.
Şimdi yepyeni bir sisteme giriyoruz. Bu sistemin en önemli avantajlarından bir tanesi şudur; şu andaki sistemimizde muhalefet, engellemeye yönelik bir anlayış ortaya koymaktadır. Oysa muhalefetin amacı engellemek değil, önermek, denetlemek, takip etmektir. Bütün bunları yapması gerekirken, engellemeye çalışan bir sistem, eski Türkiye’de ortaya konuyordu. Yeni sistemde yürütme, yasama kendi işini yapacak. Muhalefet de engelleyebilecek bir mekanizması olmadığı için daha iyi denetleyecek ve önerecek. Yeni sistem kavgaların değil, üretimin, ilerlemenin, değişimin, önermenin daha doğrusu nesnelliğin dili olacak.”
Göreve geldiğinde “özgürlük” ve “güvenlik” kavramlarına değinen Soylu, “Özgürlük ve güvenlik dengesi diye bir şey yoktur. Özgürlük dengesi diye bir şey vardır. Yani herkes özgür olmalıdır, güvenlik sadece özgürlüğü sağlamaya yönelik bir alt bileşendir.” dedi.
Soylu, Türkiye’nin emin adımlarla yürüğünü, demokrasi ve üretim sisteminin gün geçtikçe geliştiğini anlatarak, “Türkiye, fikir, medeniyet, akıl, tecrübe, genç düşünce ve dinamizm üreten bir ülke haline gelmektedir. Biz büyük bir misyonun temsilcileriyiz. Bulunduğumuz şehirde Fatih Sultan Mehmet, Kanuni bizi seyrediyor. Büyük bir tarih, büyük bir medeniyet… Herkesin hakim olmak, ele geçirmek istediği dünyanın en güzel incisinin sahibiyiz. Bu sahipliği, hep birlikte aynı anlayışla kucaklamalıyız.” ifadelerini kullandı.
– “Polislerimizin özlük haklarıyla ilgili temel bir problem yok”
Bakan Soylu, konuşmasının ardından İstanbul Gençlik Festivali Genel Koordinatörü Taha Ayhan ve gençlerle günün anısına fotoğraf çektirdi.
Daha sonra gençlerin sorularını yanıtlayan soylu, bir gencin “Polislerin özlük haklarıyla ilgili ne yapmayı planlıyorsunuz?” sorusuna, “Polislerimizin özlük haklarıyla ilgili temel bir problem yok ama düzeltilmesi gereken, bu da kaynağımıza, imkanlarımıza bağlı yerler var. Beni yanlış anlamayın ama polisimizin, askerimizin, jandarmamızın özlük hakları marifetiyle gündeme gelmesinden rahatsız olan birisiyim. Öyle büyük işler, o kadar büyük kahramanlıklar yapıyorlar ki bu işleri geride bırakan bir gündem oluşturulmaya çalışılıyor. Hükümetimiz bugüne kadar bu konularda hep olumlu adımlar attı. Polisimizin kendi maaş sistemi içindeki dengesizliği aslında 3600’ü istemesinin sebebi de esas itibarıyla emeklilik haklarıdır. Onun ötesinde başka bir şey yok. Bu konuda neler yapılabileceği üzerinde çalışıyoruz.” yanıtını verdi.
Öte yandan, İstanbul Gençlik Festivali’ne katılması beklenen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, AK Parti İstanbul 6. Olağan İl Kongresi nedeniyle programa katılmadı.
Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde 2 Mayıs’ta başlayan İstanbul Gençlik Festivali sona erdi.