Onlarca makale ve yazı, yüzlerce kitap, binlerce saha araştırması ve son olarak da Şiddetle Mücadele noktasında bilim insanları ile birlikte proje ortaya koyduklarını belirten Adem Solak, “Sanki havaya konuşuyoruz boşa kürek çekiyoruz. Yazık tır günahtır bizi yok saymayın” şeklinde tepki koydu
27 Devlet Üniversitesi, Adalet Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve daha onlarca kurum/kuruluşla birlikte yürütmeye çalıştıkları “İnsan Hakları ve Şiddetle Sivil Mücadele Bilincini Güçlendirici Saha Aktörleri Yetiştirilmesi Projesinin” önemine değinen Adem Solak şunları dile getirdi:
“Şiddet kültürü diye başladım; Çünkü “şiddet” 21. yüzyılda tam dünyada/ülkemizde bir kültüre dönüştü. Şiddetin her türü (fiziksel, sözel, psikolojik, cinsel, ekonomik, sosyal, siyasal…) bütün geçmiş zamanlara göre büyük bir artış trendi içinde. Şiddet zor ve kompleks bir konu olduğu için ülke yöneticileri anlamayı/önlemeyi daha çok sonraya (kendinden sonra geleceklere) bırakma eğilimi içinde olurlar; bugün ülkenin şiddet yönünden mayın tarlasına dönüşmesinin en önemli nedeni de budur.
HER BEŞ SANİYEDE BİR ÇOCUK ŞİDDETE MARUZ KALIYOR
Artan şiddet türleriyle sarmaş-dolaş yaşamanın zorlukları ve bedelleri vardır. Zorlukları vardır; yurttaşlar kendini güvende hissetmezler, korku kaygı içinde yaşamak iş verimlerini düşürür, hayat kalitelerini yerle bir eder ve daha da önemlisi bir bireysel silahlanma yarışı başlar. Dünden beri tüm medya SPORDA ŞİDDETİ konuşuyor, yazıyor, çiziyor, tartışıyor; Dünden önce ŞİDDET konusu yok muydu? Ülkemizde Her 5 saniyede bir çocuk şiddetin en az bir türüyle karşılaşıyor. Her 5 dakikada, bir çocuk cinsel saldırıya maruz kalıyor.
Cumhuriyet Başsavcılıklarında şiddet nitelikli açık dosya sayısı 10 milyonun şüpheli/fail sayısı 15 milyonun üzerine çıkmış durumda. Okullar dahil hizmet kurum/kuruluşlarımızda açık İDARİ DOSYA SAYISI milyonlarla ifade ediliyor.
ŞİDDET GEOMETRİK BİR HIZLA ARTIYOR…
Kalkınma Planları, İnsan Hakları Eylem Planları gibi üst belgeler aslında şiddet üzerine onlarca görev vazediyor; Cumhurbaşkanlığı şiddetin anlaşılması ve önlenmesi üzerine Genelge yayınlıyor; en son 2023/16 sayılı Genelge var.
NE DESTEK VAR NE SAHİPLENME NE DE SAMİMİYET
Şiddetle Mücadele Vakfı bu üst belgeler gereği 27 Devlet Üniversitesi, Adalet Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve daha onlarca kurum/kuruluşla 10’ar yıllık protokoller imzalıyor, çözüm modelleri ortaya koyuyor. Ancak, sahada şiddetin önlenmesiyle ilgili sahip yok, inanç yok, destek yok… 17 Bakanlık ekseninde 36 Genel Müdürlüğe, Diyanet İşleri Başkanlığına, YÖK Başkanlığına ve böylece yaklaşık 6 milyon kamu çalışanına devletin resmi üst belgeleri hükümleri gereği olarak “şiddet önleme sertifika programlarına, sosyal arabuluculuk sertifika programlarına katılmaları yönünde” Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü üzerinden resmi davet yazıları yazılıyor;
6 MİLYON KAMU ÇALIŞANINDAN SADECE 95 KİŞİ KATILMIŞ!
SONUÇ: Başvuru sayısı 95
Bu sonucun anlamı, Şiddete EVET, yaralanmaya EVET, ölmeye EVET, çocuk taciz ve tecavüzlerine EVET midir? Bu böyle devam ederse elbette EVET; Çünkü, sayılar öyle diyor. Bütün Bakanlıkların ve akıl sorumluluğu olan herkesin, şiddetle mücadelenin aktif olarak işin içinde olma zamanı geldi de geçiyor bile. Şiddet önlemede kayıtsızlık ya da ertelemek insana, insanlığa ihanettir.