Reklam

Reklam
Reklam
Haberim Hamsi | Trabzon Haber

  GEÇEN HAFTANIN GÜNDEM KONULARI

                                     İNSANLIK SEYREDİYOR, SOYKIRIM SÜRÜYOR!
              İnsanlık tarihinin belki de en acımasız, en vahşi, en barbar, en cani, en yasa, kural u. arası antlaşma tanımayan soykırımı bütün hızıyla devam ediyor. Hem de Milenyum’da, ilmin, fennin, teknolojinin, bilginin ve aydınlanmanın sözde zirve yaptığı bir asırda.
              Küresel emperyalist ve ziyonist ABD VE BESLEMESİ TERÖRİST İzrail ( AMEZRAİL) imparatorluğuna karşı bir avuç direniş örgütü, devlet değil  küçücük bir örgüt olan HAMAS ve HİZBULLAH ve emperyalizmin uşağı Suudi Amerika tarafından yerle yeksan edilen Yemen Ensarullah’ının da tüm yoluklara rağmen katkılarıyla( Hiç şüphesiz mühimmat tedariki yapan İran’ı da unutmayalım) 404 gündür ölümüne direniyor ve bu küresel cani imparatorluğu 404 günde en güçlü silahlarına rağmen, hiçbir şeyi olmayan bu kahraman sahabe neslini hala teslim alamadı! Bu durum da gösteriyor ki, bu cani küresel güç esasında bir örümcek ağı kadar zayıf, iman ve cesaretin, şehadetin karşısında hiçbir şey hükmünde ve gücü sadece sivil savunmasız insanlara yetiyor.
                                   SOYKIRIM DA ŞEHİT SAYISI 43 BİN Mİ?
            Gazze’de sadece ziyonist bombaları ile şehit olanların rakamı veriliyor ve yaklaşık 43 bin deniyor! OYSA, SOYKIRIMIN BAŞLADIĞI 07 EKİM 2023’DEN BUYANA YANİ 404 GÜNDE; Lanetlilerin yaraladığı binlerce insandan, hastahane, ilaç ve benzeri tedavi imkanları olamadığı için daha sonra şehit olanlar, 404 günden beri abluka altında olan, suyu ve elektiriği kesilen ve gıda girişine izin verilmeyen yüzbinlerce insandan susuzluk ve açlıktan şehit olanlardan hiç bahsedilmiyor! Tutuklanan, cezaevlerinde ve esir kamplarında tutulan binlerce kişinin akıbetinden de kimsenin haberi yok! G. Lübnan’da katledilen ve şehit edilenlerin sayısı ise hiç verilmiyor! Suriye ve Yemen’de katledilenler ise hiç hesaba girmiyor! BURADA DA EMPERYALİST VE ZİYONİST OYUN VAR ve şehit edilenler 43 bin değil, yüzbinler.
 
                                        AMERİKAN SEÇİMLERİ
             Herkesin malumu olduğu üzere, kim seçilirse seçilsin küresel şeytan ABD yönetiminde değişen bir şey olmayacak ve kim seçilirse seçilsin ziyonist lanetli canilere hizmet edecek. Harris 404 gündür süregelen mezalimin bilfiil uygulayıcı bir hükümette fiilen yer alırken ve terörist cenaha her türlü desteği vermiş iken, Trump’da, bugünlerin geçmiş mimarı olarak, başkan olduğu dönemde Kudüs ve Golan tepelerini babasının malıymış gibi, illegal bir imza, gasp ve eşkıyalık ile lanetli ziyonistlere vermiş ve Kudüs’ü kan içici vampirlere başkent yapmıştı! Yani bir büyük şeytan ve baş ziyonist gitti, diğeri, sarısı, sarı çiyan tekrar gelmiş oldu! Al birini, vur ötekine! Onun için değişen bir şey olmayacak, olsa da kendi lehlerine olursa bir değişiklik olacaktır.
              Bu durumu Hizbullah doğru teşhis etmiş ve “Amerika seçimlerini kimin kazandığı ve Beyaz Saray’a kimin geldiği önemli değil. Biz hiçbir zaman Amerika’nın Demokrat ya da Cumhuriyetçi tarafına bahis yapmadık ve HERKES HER İKİ AMERİKAN TAKIMININ DA İSRAİL’İ DESTEKLEMEK İÇİN YARIŞTIĞINI BİLİYOR” demiş, “İsrail’in saldırılarının durması için seçim sonuçlarına itimat etmediklerini ve saldırıları durduracak tek şeyin sahadaki direniş olduğunu” söylemiş, “İster (Kamala) Harris kazansın ister (Donald) Trump, bizim açımızdan bir kıymeti yok. Hizbullah’ın sergilediği direniş ve İsrail’e gerçek manada bedel ödetmesi, Tev Aviv’i saldırıları durdurmaya mecbur bırakacak.” ifadesini kullanmıştı. HAMAS’ da benzeri bir açıklama ile kim gelirse gelsin canilerin hizmetçisi olacağını beyan etmişti.
                                              NEYE SEVİNMİŞ?
            Basında çok talihsiz bir haber de, akla ziyan bir “sevinme” ile ilgili idi. Ülkemde bir vatandaşımız; “Trump başkan seçilince 500 kilo turp, 2 bin adet ejder meyvesi dağıtmıştı!” TRUMP ve TURP! Bir emperyalist canavarın, soykırım mimarının kazanmasına sevinmek ha!
                                                     KAYYUMLAR
              Şu kayyum meselesi de kokmaya başladı. Hem yöre halkımız nezdinde hem de uluslararası arenada bizi zora sokan bir durum! Hem de “teröristbaşı gelsin mecliste konuşsun” denildiği bir zamanda ardarda kayyum atamaları anlaşılmaz durumda. Hem açılım hem kayyum nasıl izah edilir? Elbette terör ile bağlantılı belediye başkanı ya da herhangi bir kamu görevlisi görevden alınmalı, yargılanmalı ama yerine kayyum değil de belediye meclisinin seçtiği birinin olması, hukuki açıdan, halkımız ve dünyanın bakışı açısından daha doğru değil mi? Efendim, meclis çoğunluğu onlarda, yine benzer biri gelir ve yine teröre çalışır iddiası doğru olsa bile, kanun var, devlet var, burası Dingo’nun ahırı değil, öyle olursa o da alınır, yargılanır, devamında da aynısı uygulanır. Kimse de itiraz etmez, edemez! Teröristbaşı üzerinden açılım meselesi ise tam bir garabet ve U dönüşü! Perde arkası için, eski Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu’nun “ Ağabey Diyor ki, Apo Gündemde” başlıklı makalesini mutlaka okuyunuz
                                                      10 KASIM
               Yıllardır her 10 Kasım geldiğinde belli çevrelerce aynı tartışmalar devam eder. Yok adı anılmadı, yok dua edilmedi, yok şöyle oldu yok böyle oldu konuşmaları hiç eksik olmaz. Şurası itirazsız kabul edilir ki, hiç kimse bir başkasını sevmeye veya sevdirmemeye zorlayamaz, Bu şahsi bir hak ve özgürlüktür ve gönül meselesidir. Sevsek te sevmesek te tarihimizde yer alan tüm isimler bizimdir, tarih bizim tarihimizdir, Hepsinin iyi tarafları olduğu gibi, kötü tarafları da vardır ve hiçbir tarihi şahsiyet pürnur/pirnur olmadığı gibi, pür/pirkötü de değildir. Hatasız kul olmaz sözü boşuna denmemiştir. Hiçbir insan olağanüstü değildir ve hiçbir insan putlaştırılamaz, dokunulmaz kılınamaz. Herkes hakaret etmeden tenkit edilebilir.Bize düşen, sevmek ya da sevmemek değil, tarihten ders almak, tarihin tekerrürünü önlemektir ve hiçbir şahsiyet, adı ve hükümran olduğu dönem ne zaman olursa olsun, MİLLETE SOPA OLARAK KULLANILAMAZ , kullanılırsa, en büyük zarar o şahsiyete verilmiş olur.
                                              CAN YAKAN KİRALAR!
              İktisadi durumumuzun iyi olmadığı bilinen bir gerçek ve bu durum da en çok milyonlarca asgari ücretlileri, düşük emekli maaşı alanları, işsiz ve yeterli geliri olmayanları etkilemekte, ciğerinden vurmaktadır! İktisadi dar boğaz ve geçim sıkıntısının baş aktörü de “FAHİŞ KİRALAR” olmaktadır. Asgari ücretin tamamı bile kirayı karşılamadığı bir kötü zamandayız. Son elli yılı çok iyi bilirim ve asgari ücretin kiraların altında olduğu bir dönemi hatırlamam. Vicdan sahibi ev sahipleri istisna olarak, vicdanı devre dışı bırakan ev sahipleri bu işin sorumlusu olduğu gibi, şüphesiz bu işin baş sorumlusu devleti idare edenler olmaktadır ve çok acil çözülmesi gereken bir sorun olarak önümüzde durmaktadır.
                                     İRAN ÜZERİNE KOMPLOLAR!
           Basında bir haber yer almış ve “İRAN TRUMP’U ÖLDÜRMEYİ PİLANLAMIŞ MIŞ!”
IRAK’I İŞGAL İÇİN, SADDAM ÜZERİNDEN ÜRETİLEN KOMPLOLARI HATIRLATTI!
KİMYASAL SİLAH, CEHENNEM TOPU V.S. Kurt kuzuyu yiyecek ya, suyun başında kurt olduğu halde, suyu bulandıranın kuzu olduğu yafta ve iftirası yine yürürlükte!
                                    NOBEL ÖDÜLÜ
            Acemoğlu;”TÜRKİYE’DE OLSAM NOBEL ALAMAZDIM” demiş ve şöyle devam etmiş:
“Aynı eğitim, aynı bilgi düzeyi, aynı Daron olarak Türkiye’de çalışıyor olsaydın Nobel alabilir miydin?” diye soran Altaylı’ya Acemoğlu’nun yanıtı en ilgi çekici başlık oluyor:
“Alamazdım. Çünkü Türk Üniversiteleri özgür değil. Bir bilim insanına ne yapması gerektiğini söylerseniz o bilim insanı Nobel falan alamaz.” Aklımıza şu soru geliyor: Türkiye’de olmak mı, yoksa Türk ve Müslüman olmak mı belirleyici!?
                                16 YAŞ ALTINA SOSYAL BASIN YASAĞI
             Avustralya’da 16 yaş altına sosyal basın yasağı getirilecekmiş. Çok doğru bir karar ve darısı bizim başımıza. 18 Olsa daha güzel olur.
                                   ÇİFTÇİYE ÜRÜN ALIM GARANTİSİ
          Sosyal basında gördüm, Pırof. Dr. M. Gündoğan “Çifciyi Hor Gören Gıdayı Zor Görür” “ÇİFTÇİYE ALIM GÜCÜ GARANTİSİ VERİN” demiş. Çok doğru demiş. Köprülere, havalimanlarına ve birçok şeye garanti verilirken, hayati öneme haiz gıda üreten çiftçiye neden verilmiyor?
                                   EKMEK BULAMAZDINIZ!
        Yine basından okuduk. Ne kadar doğru bilmiyoruz ama bir vekil: “Bu iktidar olmasaydı ekmek bulamazdınız, vatanınız olmazdı” demiş.
          Bu kaçıncı absürt konuşma! Geçmişte de şirk ifade eden konuşmalar yapan siyasiler olmuştu. Bunlara bir dur diyen yok mu? Reis bunları ne zaman uyaracak, hatta gereğini yapacak? Sorumluluk O’nun!
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Günebakış Trabzon Haber