GAZZE İMTİHANINI KAYBETTİK
75 Seneden beri toprakları işgal edilen, 75 yıldır her gün katledilen,
Milyonlarcası yurtlarından sürgün edilen, her gün evlerinden dışarı atılıp el konulan,
Mescid-i Aksa’da ibadet ederken her türlü engelleme ve zulüm yapılan, camide basılan, tartaklanan, dövülen, üzerlerine bomba atılan, su sıkılan,
Filistin halkı ve hususen Gazze olarak her taraftan kuşatılıp, tüm dünyadan tecrit edilip, üstü açık hapishaneye mahkum edilen,
Çoğu genç çocuk binlercesi senelerdir cezaevinde aç, susuz ve beton üzerinde hapse mahkum edilen,
Ve bir buçuk ayı aşan süreden beri, insanlığın hiç görüp şahit olmadığı bir vahşilik, canilik ve barbarlıkla Gazze’de bombalanan, taş üstünde taş, beden üstünde baş bırakmayp, yerle yeksan edilen, binlerce insani katledilen,
Kadın, çocuk, yaşlı genç demeden hunharca öldürülen,
Hiçbir savaş kuralı ve hukukunu tanınmadan her türlü savaş ihlali ile yasak silahları ve fosfor bombası bile kullanıp, her türlü imhaya maruz kalan,
Hastahanesi, okulu, camisi, kilisesi ayırt edilmeden vurulan, suyu ve elektiriği kesilen, gelen acil yardımları bile günlerdir içeri sokulmayan,
Su temini peşinde koşan çocukları, beyaz bayrak açıp hicret edenleri, ambulansı, hastası, yaralısı bile hunharca bombalanıp katledilen,
DİRENSELER DE DİRENMESELER DE ÖLDÜRÜLEN,
Savaşı Gazze ile sınırlı tutmayıp, Suriye, Lübnan ve Hizbullah hedefleri bile vurulan, İran’a tehditler savuran, BM çağrılarını ve kararlarını bile dinlemeyen, dünyaya meydan okuyan, onlardan yana olmayan herkesi terörist ilan edip, vuracağını ilan eden,
İnsanlıktan zerre nasip almamış, gözü dönmüş, deli dana hastalığına yakalanmış, kuduz lanetli caniler karşısında,
TÜM MÜSLÜMAN ALEM OLARAK VE TÜM İNSANLIK OLARAK,
Gazze’nin yanında fiili hiçbir yardım ve yaptırımla yer almadık, alamadık.
Gerek Müslüman Alem olarak ve gerekse tüm dünya olarak Gazze’de HAMAS mücahitleri değil, biz öldük, insanlık öldü ve hep beraber Gazze imtihanı kaybettik.
Sözden, laftan, kınamadan, itidal ve ateşkes çağrısı yapmaktan, toplantılar, görüşmeler, mitinglerden başka hiçbir yaptırım yapamadık.
Yaptırım, müeyyide anlamında, caydırıcılık yönünde tek bir adım, fiili olarak bir çakıl taşı, bir kum tanesi dahi ziyonist canilere atmadık, atamadık.
Ziyonist canilere boykot çağrılarında bile yeterince etkili olamadık.
Caniler soykırım yaparken, biz ürün boykotu ile iktifa ettik, onu bile beceremedik.
Bir veya birkaç miting ile halkın gazını alıp, işi bitirdik, bitirdiğimizi, vazifemizi yaptığımızı zannettik, vicdanımızı rahatlatıp, eğlenmeye, bir şey yokmuş gibi hayata devam ettik. Mitinglerde bile devamlılık sağlayamadık. Her hafta sonu meydanlarda olamadık, her Cuma namazı sonrası sesimizi dünyaya duyuracak tepkiler koymadık, koyamadık.
Mitinglere bile yeterli katılımı sağlayamadık. Mitingleri parti ve gurup taassubuyla yaptık. Kim düzenliyorsaya göre hareket ettik. Bizimki ise katıldık, diğeri ise katılmadık. Kendi kalabalığımızı, kendi gücümüzü ortaya koymaya, mitingi bile siyasi, ideolojik ve güç devşirme vesilesine, reklama, desinlere, oy devşirmeye, tabanı tutmaya alet ettik. Ayrı ayrı pırotestolar yaptık. Burada da kardeş ve birlik olamadık.
Batılı ülkelerde bile mitingler bizden fazla oldu. Her hafta sonu mitinglere devam ettiler, çeşit çeşit sivil eylemler yaparak, kendi hükümetleri üzerinde baskı oluşturdular. Bizden, Müslüman ülkelerden daha fazla tepki koydular. Ziyonist izrail’e giden gemilere bile pırotesto eylemleri yaptılar. Bankalarını bile zorladılar, paralarımızı çekeriz diye eylem yaptılar.
Biz cihadı, bazı meşrubatları, hamburgerleri ( BUNA RAĞMEN EDİLMELİDİR) boykot ederek yaptık. Yapabileceklerimizi tümüyle yapmadan, cüzi irademizi sonuna kadar kullanmadan, DUA ederek işi çözmeye kalktık. Bunları bile bile tam yapamadık.
Hatta, boykot edilen yerlerde çalışanlara, oturanlara, kendi insanımızı taciz etmeyi mücahitlik zannettik. Elbette boykot bir eylemdir ve yapılmalıdır. Ama yapılması gerekenler konusunda bunlar ana eylemler, ilk sırada yer alanlar değildir. Tali eylemler, ikincil, üçüncül eylemlerdir.
Boykot ettiğimiz ürünlerin ülkemizde üretildiğini, boykot ile sadece canilere değil, oralarda istihdam edilen vatandaşlarımıza zarar verdiğimizi unuttuk. Hatta, sahiplerini bile karıştırdık. Bir tarafta boykot ettiğimizi, diğer tarafta başka bir faaliyet alanında alkışladık ya da orada ses çıkarmadık.
GAZZE’DE İNSANLAR KIYIM KIYIM KIYILIRKEN, TV’LARIMIZ BİLE EĞLENCEYE, ŞARKIYA, TÜRKÜYE DEVAM ETTİ.
Lanetli eşkıyaların ülkelerimizde ürettikleri, üretip onlara sattıklarımızın bize, Müslüman halklara istihdam, ekmek parası da olan bu ürünleri boykot etmekten daha önemlisi,
SAVAŞA FİİLİEN GİRMEDEN, ABD, AB VE BATININ RUSYA’YA KARŞI UKRAYNA’DA YAPTIKLARI VE HER TÜRLÜ DESTEĞİ, SINIRSIZ DESTEĞİ VERDİKLERİ GİBİ,
Bırakınız Batının Ukrayna’ya verdiği gibi silah, askeri mühimmat vermeyi, İzrail’e giden gemilere yönelseydik, işgalci terör çetesi ile ticareti kesecek, elçileri geri çağıracak, elçilikleri kapatacak, diplomatik ilişkileri kesecek, siyasi, iktisadi, kültürel ve askeri tüm irtibatları sonlandıracak, en azından askıya alacak ve yetkilileri buna zorlayacak sivil eylemler yapsaydık çok daha doğru, samimi ve etkili adım atmış olurduk.
Ziyonist canilerin en büyük destekçisi, hamisi, silah ve para tedarikçisi, azmettiricisi, ziyonistten daha ziyonist, Yahudiden daha Yahudi, esas katil küresel terörist büyük şeytan ABD yönetimlerine değil de,
Piyonu, ileri karakolu, çetesi, tetikçisi izrail’i birincil hedef seçmemiz de, bir başka handikabımız, bataklığı bırakıp sinekle uğraşmamızdır.
Maalesef her zaman olduğu gibi kolay, risksiz ve ucuz mücahitlik peşinde olduk. Çifte sıtandart sergiledik, yanlı korumalara, görmezden gelmelere, bizimki ise başka, bizimki değilse başka davrandık. Birçok alanda olduğu gibi burada AHLAKLI ve DÜRÜST OLAMADIK. Birkaç miting ve boykot ile işi bitirdik. Hatta giderek gündemimizden bile çıkarmaya, gündemdeki yerini azaltmaya başladık.
İnsani yardım, ilaç ve gıda, inşaat malzemesi v.s yardımı hep yaptık, izin verirse caniler şimdide yapacağız. Ziyonist eşkıya vuracak, yıkacak, yaralayacak, biz hademeliğini, hasta bakıcılığını yapacağız, canilerin yıktıklarını, enkazı biz kaldıracağız. Her seferinde böyle oluyor. Elbette yapalım, bu insanlık görevimiz ama onurumuza dokunuyor. Sen yıktın sen kaldır diyebilmeli, hesabını sorabilmeliyiz. Hep yanında kalmamalı, enkazını hep biz kaldırmamalıyız.
Filistinli, Gazzeli imtihanı kazandı. TARİHİN EN KAHRAMANLARI, EN KORKUSUZLARI, TÜM DÜNYANIN TIRSTIĞI KÜRESEL EMPERYALİST VE İLERİ KARAKOLLARI ZİYONİSTLERE MEYDAN OKUYANLARI, EN İMANLILARI olarak ŞEHİT OLDULAR, EBEDİ HAYATI KAZANDILAR. HER GÜN ÖLDÜRÜLMEKTEN, ÖLMEKTENSE, BİR KERE ÖLMEYİ TERCİH ETTİLER.
Dünya da bir avuç sayılabilecek vicdanlı insan hariç, bütün bir halkı Müslüman devlet yöneticileri, halklar ve insanlık olarak biz GAZZE İMTİHANINI KAYBETTİK!
İSLAM KARDEŞLİĞİ ŞÖYLE DURSUN, ASGARİ İNSANLIĞIN, İNSAN KARDEŞLİĞİNİN BİLE GEREĞİNİ YAPMADIK, YAPAMADIK.
ÇEÇENİSTAN’DA, AFGANİSTAN’DA, IRAK’TA, SURİYE’DE, LİBYA’DA, YEMEN’DE, MISIR’DA KAYBETTİĞİMİZ, BURALARDA DA KÜFFARIN YANINDA YER ALDIĞIMIZ, ZALİMLERE MÜTTEFİK OLDUĞUMUZ, İMTİHANI BURALARDA DA KAYBETTİĞİMİZ GİBİ.
Buralarda da emperyalistlerle işbirliği yaptığımız, küffar cephesinde yer aldığımız gibi.
Evet. Gazze’yi insanlık yalnız bıraktı, Müslüman alem yalnız bıraktı, biz yalnız bıraktık.
Pire ile devenin savaşını sadece seyrettik.
Ama Gazzeliler ölmedi, onlar yaşıyorlar. Biz öldük, insanlık öldü!