Futbol Uluslararası bir Köprüdür.
Cumartesi günü Taka gazetemizin Spor sayfasında okuduğum bu başlıkla bu haftaki yazımı paylaşmak istiyorum.
Evet, Spor sayfasındaki bir başlıkta “Futbol Uluslararası bir Köprüdür” diyordu.
Haberin devamında, Almanya eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff’ un Trabzon Sporu ziyaret ettiği yazıyordu.
Buradan yola çıkarak, Futbolun dünya siyasetine ve dünya ülkelerine ne kazandırdığı hususunda bir araştırma yaptım.
Bir defa kültür yönünden çok önemli, gittiğiniz yerin kültürü hakkında bilgi edindiğiniz gibi, siz de kendi kültürünüzü gittiğiniz yere getiriyorsunuz.
Geçmişe baktığımızda bile dünya siyaseti açısından Futbol çok önem arz ediyor. Cumhurbaşkanlarının veya Başbakanların çözemediği sorunları çözmüş ve iki zıt gurubu bir araya getirmiştir.
Fenerbahçe 1951 yılının 8 Haziran’ında Şam da Suriye karmasıyla yaptığı maçı 6-2 kazanmıştı.
Yine 3 Nisan 2007 de salı günü Suriye İttihat takımı ile dostluk maçı yapan Fenerbahçe bu maçı da kazanmıştı. En son yaptığı maçta berabere kalmıştı.
Maç ertesi gazete manşetleri “Dostluk Kazandı” diye başlık atmışlar. (Bilgi Fenerbahçe.org)
Bu maçlardan sonraki hava Devletlere de yansıdı Türkiye ile Suriye ilişkiler yeniden yumuşadı. Hatta 2007’deki maça Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Emine Erdoğan da katılmışlardı.
Dünyadan da bir Örnek verelim. “Dünya siyasetindeki yalnızlığından kurtulmak ve Japonya’ya karşı üstünlük sağlamak isteyen Çin dış politikada yumuşama siyaseti izlemeye başladı. SSCB ile Çin arasındaki muhtemel bir ittifakı önlemek isteyen Amerika Birleşik Devletleri ise Çin’e karşı yakınlaşma siyasetini benimsemeye başladı. İki ülkenin izlediği bu dış politika değişimi ile ilişkiler farklı bir boyuta ulaşmıştır. Amerika Birleşik Devletleri ilk olarak Güney Vietnam’dan askerlerini çekti, daha sonra da Çin ile olan ticari ilişkilerini hızlandırma kararı aldı. Amerika’nın bu siyasetine karşı tepkisiz kalmayan Çin yönetimi ise dünya şampiyonası için Japonya’da bulunan Amerikan masa tenisi takımını (ping pong) 1 Nisan 1971 günü ülkelerine davet etti. Bu davet ile Çin yönetimi çoğunluğu Amerikalı olan yedi Batılı gazeteciye de vize hakkı tanıyarak ülkeye girmelerine izin verdi. Amerikan masa tenisi takımına ülke gezdirildikten sonra 14 Nisan 1971 günü Başbakan Chov En-Lai tarafından kabul edildi. Aynı gün içerisinde Amerika Birleşik Devletleri başkanı Richard Nixon ise Çin’e karşı uygulanan ticari amborgoları kaldırdı ve Amerika’ya gelmek isteyen Çin vatandaşlarına vize verilebileceğini bildirdi. Amerikan masa tenisi takımının bu
ziyareti iki ülke arasındaki ilişkilere bu şekilde bir etki yaparak diplomasi tarihine “Ping-pong diplomasisi” terimini kazandırmış oldu. Kaynak Gültekin, Bilgehan. (“Devletlerarası İlişkilerde Halkla İlişkiler ve Siyasal Propagandanın Rolü”)
Başka örnekler de vardır ama biz bunlarla bu hafta yetinelim.
Ülkemizde ve dünyada örnekleri olan bu oluşumun yani futbolun “Barış” adına da kullanılabileceği anlaşılmış oldu.
Bu oluşumlar bana Sayın Cumhurbaşkanımızın Katar’ da Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah es-Sisi ile yapmış olduğu görüşmeyi hatırlattı.
Sayın Cumhurbaşkanı “Siyasette küslük olmaz nasıl bu iş Mısırla yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de girebilir” diyerek Sanki Suriye ile tekrar bir dostluk maçının olabileceğinin sinyalini verdi.
Bu görüşme sonrası siyasi kulislerde ve uluslararası siyasi arenada hemen elçiliklerin açılması ve bazı yarım kalan işlerin tamamlanması yolunun açıldığının tartışmaları yapılmaya başladı.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu tür durumları Ulusunun lehine çevirmeyi çok iyi bilen bir isim.
Gerçi, daha düne kadar Mısır ve Suriye ile neden küs duruyoruz diyenler şimdilerde bu oluşumu da eleştiriyorlar ya! O işin farklı bir tarafı.
Dünya’yı yönetenlerin “Futbol” dili kullanmaları hem ülkelerinin hem de milletlerinin menfaatine olacaktır.
Yapılan her yarışın sonunda mutlaka dostluk kazanmalı. Bu herhangi bir müsabaka olabilir. Veya siyasi bir yarışta olabilir.
Daha güzel günlere doğru. Kalın sağlıcakla.