Toptancı bir yaklaşıma girmeden ve istisnaları da varsayarak,

Hemen herkesin belli ölçüde bildiği, yaşayarak şahit olduğu,

Ama dillendirmediği, dillendiremediği, üstelik peşlerinden sürüklendiği fevkalade mühim bir mevzuyu,

Bütün çıplaklığı ile ortaya koyan,

Bütünüyle katıldığım ve artık masaya yatırılması gerektiğine inandığım pırofesyonel futbol dünyası ile ilgili bu yazıyı mutlaka okuyunuz!

 

“ YÜKSEK GELİR VAADLİ FUTBOLCU DOLANDIRICILIĞINDAN FUTBOL SEKTÖRÜNE BAKIŞ.

Spor denince akla, ahlak, terbiye, disiplin, azim, mertlik, centilmenlik, fedakârlık, onur, dürüstlük, ödev bilinci, hakseverlik, ahde vefa, kurallara saygı vb gibi pek çok olumlu kavram ve özellik geliyor değil mi?

Bu sayılanlar, kendi kısıtlı imkan ve araçlarıyla bir şeyler yapmaya çalışan ve ayakta zor durabilen amatör spor oluşumları ve oyuncuları için büyük ölçüde geçerlidir.

Ama profesyonel spor dünyasına gerçekçi bir gözle baktığımızda gördüklerimiz:

Sahtekârlık, dolandırıcılık,

Vurgun, Yalan,

İkiyüzlülük, ayak oyunları,

Kirli ilişkiler, ahlaksızlık,

Avantacılık, tıransfer tezgahları,

Komisyonculuk, kirli kazanç,

Kongre dolapları, mafya,

Sömürü, haksız kazanç,

Sahtecilik, kara para aklama,

Vergi kaçırmak, devlete vergi borcunu silmek,

Kumar, yasa dışı bahis,

Adam kazıklamak, hak gaspı,

Borç-Alacak davaları, çek senet tahsilatı,

Borsa manipülasyonları,  icralık olmak,

Şiddet, cinayet,

Adam vurdurmak, küfür ,

Alkol, uyuşturucu…

Say say bitmez…

Bir bankacıyla bir futbolcu arasındaki “tuhaf ve ibretlik” buluşma, futbol sektörüne önce kuşbakışı bakmamızı, sonra kabuğundan çekirdeğine kadar tüm katmanlarını dikey ve ayrıntılı incelememizi gerektiriyor

Bir sektör, taşıması gereken ve görünürde taşıdığı sanılan pek çok olumlu özellikle taban tabana zıt bu kadar çok olumsuz özelliği bünyesinde nasıl barındırır, anlamak gerçekten zor…

Tüm bu olumsuzluklar, futbol kulüpleri, sermaye çevreleri, medya, yeraltı dünyası, eğlence sektörü, menajerlik ve aracılık kurumları ve futbolcular arasında kurulan kirli ve girift ilişkiler ağının örgütlenme ve işleyiş yapısı içinde şekilleniyor.

Bu sistemin temel motivasyon kaynağı ve sürükleyici unsuru havadan, kayıtsız, vergisiz, zahmetsiz, kolay ve yüksek para kazanma tutkusu…

On milyon dolarlar havada uçuşuyor, çantalar dolusu bagajlarda taşınıyor, ondan ona “elden” veriliyor…

İşin üzücü yanı, dışarıdan alkışlanan ve imrendirici gözüken, ancak içyüzü karanlık, kirli ve kokuşmuş olan bu yapının; siyaset, toplum ve medya çevrelerinden en üst seviyede ilgi ve yakınlık görmesi ve sürecin içinde bulunanlara aynı zamanda kısa yoldan şöhret ve itibar kazandırması…

İşbaşına geçen yöneticilerden kulüplerini borçlandırmayan ve bir sonraki yönetime enkaz devretmeyen yok gibi…

Transfer bedelleri üzerinden alınan avantalar…Kulüp bütçesinin içini boşaltmalar..

Dağ gibi yığılan vergi borçları…

Nasıl olsa kulüp ne kadar büyük ve borcu ne kadar çoksa bir kalemde çizilerek affedilmesi ihtimali o kadar fazladır.

Çok ve havadan gelen paranın olduğu yerde, daha çok kazanma hırsı, doğal olarak akıl ve basiretin bağlanması, hesapsız kitapsız harcamalar ve buharlaşan paralar da çok oluyor.

İşte, kamuoyuna ve sosyal medyaya yansıyan “yüksek kazanç vaadi ile dolandırıcılık” hikayesinin açtığı pencereden dikkatlice baktığımızda ve dışarıdan içeriye sistemin katmanlarına neşter vurduğumuzda karşımıza çıkanlar…”

Dip not: Sosyal basında değerli dostumuz, üst düzey bürokrat Pırof. Dr. Ulvi Saran’ın “ YÜKSEK GELİR VAADLİ FUTBOLCU DOLANDIRICILIĞINDAN FUTBOL SEKTÖRÜNE BAKIŞ” başlığı altında kendilerine ait yazı ve paylaşımı olup, iktibas edilmiştir. Çok mühim bir yaraya parmak bastığı için kendilerini tebrik ile  teşekkür ediyorum. Artık bu kirli dünya temizlenmeli, sıpor asli gayesine döndürülmelidir.