Fındık Üreticisinden Fındık Bölgesi Milletvekillerine Çağrı
Fındık Üreticileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nden çağrı.
Yaklaşan yeni fındık sezonu öncesinde basın açıklaması yapan Fındık Üreticileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Fındık bölgesi Milletvekillerine çağrı yaptı.
Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde yapılan basın açıklamasına TMMOB Trabzon Ziraat Mühendisleri Odası, KESK Trabzon Şubeler Platformu, Ziraatçiler Derneği Trabzon Şubesi, Türkiye Emekliler Derneği Trabzon Şubesi, KESK Tarım Orkam Sen Trabzon Şubesi, Trabzon Muhtarlar Federasyonu, Trabzon Ortahisar Muhtarlar Derneği, Türk Eğitim Sen Trabzon Şubesi, Akyazı Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Fındık Sen Trabzon Temsilciliği destek verdi.
Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;
Fındıkta yaşanan fiyat oyununu, sömürünün nasıl devam ettirildiğini, okuduğumuz Gazete başlıklarından da anlıyoruz. Üreticiyi soymak için, uyguladıkları gerçeği yansıtmayan insanlık dışı uygulamaların anlaşılmasını önlemek için, özellikle basın yoluyla yumuşak dilli kafa bulandırıcı açıklamalar yapmaktadırlar.
Bizler yıllardan beri fındıkta yaşanan gerçekleri nedenleri ile açıklamamıza rağmen fındığın önderleri yetkilileri her nedense gerçekleri görmez duymaz anlamaz tavır takınarak yerli ve yabancı tekellerin çıkarlarını gözeterek üreticinin feryadını görmezden geldiler.
Çiftçinin bizzat içerisinde olmayan çeşitli kurum kuruluş ve örgütlerce yapılan yapılan karanfil ve zülüf sayımı ile ülke fındık üretiminin 815 bin ton civarında olacağının tahmin edilmesi gerçekleri ortaya koymuyor üreticinin fındığını düşük fiyatla elinden alınmasının bir oyunudur.
Sermaye ve tekellerin emrinde olanların, nasıl bir Fındık tablosu çizdiklerini, ibret ve izlemekteyiz. Bizler, çok iyi biliyoruz ki; bu durum böyle değildir. Üreten çiftçi hakkını alamamakta ama aracı, kirici, tüccar, ihracatçı, fabrikatör hepsi kazanmaktadır. Fındığın girdilerindeki yani gübre, ilaç, işçilik, nakliye gibi kalemlerdeki fahiş artışlar ve ülkemizde yaşanan enflasyon fındığın maliyetini yükseltmiştir. Fındık maliyet hesabı bizzat çiftçi örğütlerininde içerisinde olacağı bu işin uzmanlarınca hesaplanıp üzerine çiftçinin yaşam ve kar payı konulup belirlenmelidir. Çiftçi piyasanın vahşi insiyatifine bırakılmamalıdır.
Fındık üreticisinin örgütü olan FISKOBİRLİK bir çıkar grubunun elinde yerli ve yabancı fındık tekelerine hizmet eder bir yapıdadır. FİSKOBİRLİK yeniden yapılandırılarak çiftçiye hizmet edecek yapıya kavuşturulmalıdır. Trabzon merkezde 8-9 bin civarında ÇKS kayıtlı fındık üreticisi olmasına rağmen 25 yandaş üye ile Trabzon FİSKOBİRLİK kongresinin yapılmasını ibretle karşılıyor kiniyoruz. Böyle bir kurum üreticiden yana tavır koyamaz tüm üreticiler biraraya gelerek FİSKOBİRLİĞE sahip çıkmalı fındık üreticinden yana tavır koyacak anlayışları yönetime getirmelidir.
ÇAYDA TABAN FİYAT BELİRLENİYORDA FINDIKTA NEDEN BELİRLENMİYOR
Findik rekoltesi bizzat fındık üreticisinin de içinde olduğu Tarım Orman müdürlüğü yetkileri tarafından belirlensin biz üreticiler buna razıyız. Farklı kuruluşlarca belirlenen fındık rekoltesini yüksek gösteren tespitlere karşıyız. Fındık rekoltesi belirlenirken bizzat üreticilerin içinde bulunduğu uzmanlar kurulunca da maliyet belirlensin… Bu maliyet üzerinden enflasyon farkı ve çiftçinin kar paida konularak taban fiyat belirlensin. Ve fiyat hasattan önce açıklansın.
Gürcistan’da Üretime hazırlanan, ya da üretim yapılan fındık bahçeleri ile Şili, Azerbaycan, Çin, Hindistan ve Amerika’da fındık üretim plantasyonları, “büyük üretim alanı” fındık tedarikçileri ve spekülatörleri tarafından tekrarlanan yalandır. Sanayici Iran ABD bademi kullanacak bir oyundur badem fındığın yerini alamaz.
Fındık çikolata sanayisi için çok elzem bir üründür. Yerine hiçbir ürün konulamaz Badem fındığa alternatif olamaz. Türk fındığının kalitesini diğer ülkelerin fındıklarının tutmadığını biliyoruz. Özellikle Doğu Karadeniz fındığı’nın lezzeti ve damak tadının Dünya’nın hiçbir ülkesinin fındığında olmadığını da biliyoruz.
Planlı programlı bir şekilde fındık üretimimizi artırmalı kaliteyi yükselmeliyiz. Dünya’da örneği olmayan, üretime hiç bir yararı olmadığı anlaşılan “doğrudan gelir desteği” adı altında tedarikçilerin alkışladığı bu uygulama (açıkçası üzerinde fındık tarlası yazılı tapunu getir her dönümüne 170 TL paranı al uygulaması artık çökmüştür.)Bu uygulamayı kendi çıkarlarına kullanan tedarikçilerin de şimdi karşı çıktıklarını biliyoruz. Bu nedenle verimi ve kaliteyi artıran destek sistemine geçilmelidir.
Ziraat odalarına sesleniyoruz çiftçinin hakkını arayın yılda birkaç kez çıkıp adet yerini bulsun diye basın açıklaması yapmak o makamlarda oturmanın bedeli değil çiftçiden alınan belge paraları ile makam arabalari, lüks odalar maaşlar için değil çiftçinin alın terinin karşılığını alması içindir. Gelin beraber mücadele edelim.
Sektörün patronlarına sesleniyoruz “fındığınızı satmayın” da görün; naraları atarak üreticiyi tehdit ederek fındık fiyatlarının düşererek fındık üreticini üretimden soğutarak üretimden kopararak bir yere varamazsınız yarın alacak fındık bulamazsınız. Almanyada markette 100 gr mi 7.99 avro olan fındık Trabzonda kilosu 11 TL ise bu gök kubbe altında sizin vicdanlarınıza sesleniyoruz. Bu düzen böyle gitmez.
Fiyat oyunları için TMO ve Fiskobirliğin piyasalara ve birbirine findık vermeleri sömürü düzenine çomak sokmaz sermeyenin ekmeğine yağ sürer üreticinin fındığının yok pahasına gitmesine sebeb olur.
Yöneticiler bu duruma seyirci kalmamalı, tekelci tüccarın fabrikatörün tedarikçinin yanında yer almamalıdır. Milli Ekonominin temeli olan çiftçinin, üreticinin mağdur olmasını önlemeli, acilen rekolte maliyet ve fiyat belirlenerek hasattan önce açıklanmalı üretici lehine fındık fiyatlarının sürdürelebilir bir fiyatta kalması için piyasaya müdahale etmeye yönelik bir alım politikası belirleyerek, fındık üreticisinin mağduriyetini önlemelidir.
FINDIK SEKTÖRÜ YABANCININ ELİNDE, ULUSAL FINDIK KONSEYİ NEREDE?
Fiskobirlik’in devre dışı bırakıldığı günlerde, büyük propagandalarla kurulan, yerel ve genel basında geniş yer verilen, fındık üreticisinin kurtarıcısı olarak propagandası yapılan, Ulusal Fındık Konseyi, bu güne kadar nasıl bir çalışmayı hayata geçirdi ki; Dünya Lideri fındığımızın kaderi bu konsey sayesinde bir yabancı şirketin kontrolü altına girdi. Yaşananlar gösterdi ki, “Ulusal” kelimesi kitleleri uyutmak için seçilmiştir.
TALEP ETTİĞİMİZ ÖNLEMLER
Biz Fındık Üreticileri olarak açık, net tartışmasız olarak Artik buna son demenin zamanı gelmiştir. Fındık yeniden TBMM milli ürün ilan edilerek aşağıdaki tedbirler acilen uygulanmalıdır.
Fındık fiyatlarını düzenleyecek bir alım politikası oluşturarak piyasayı düzenleyici yapı oluşturulmalıdır.
Hasattan önce fiyat belirlenmeli taban fiyat açıklanmalı
Ekonomik ömrünü tamamlamış fındık bahçeleri iklim ve arazi koşullarına göre acilen yenilenmelidir.
Alan bazlı destekleme ödemelerine, verim ve kaliteyi ön planda tutan modelle hemen geçilmelidir
Fiskobirlik üretimden pazarlamaya kadar zincirin her halkasına sahip olacak şekilde ve fındık üreticilerinin yönetimlerini demokratik olarak belirleyecekleri bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Siyasetten arındırılmış ve gerçek sahibi üreticilerin olduğu güçlü bir kooperatif birliği fındığın geleceği açısından çok önemlidir.
Findik üreticilerinin, bağımsız olarak örgütlenmesini sağlayacak iç hukuk düzenlemeleri yapılmalı; Ziraat Odaları, Birlikler vb. çiftçi örgütleri demokratik yapılara kavuşturulmalıdır.
Lisanslı Depoculuk faaliyetleri şirketlere kazandırmaya yönelik değil, fındık üreticilerinin yararına olacak şekilde etkin hale getirilmelidir.
Tarım Sigortaları Yasası şirketlerin kazancını artırmak için değil, fındık üreticilerinin zor günlerinde yardımcı olmak amacıyla yeniden düzenlenmelidir.
Avrupa Birliğinin yalnızca Türkiye’ye kabuklu ve naturel fındıkta uyguladığı % 3 gümrük vergisi sıfırlanmalıdır.
Fındık üreticileri eksiksiz sosyal güvenceye kavuşturulmalıdır. – Çocuk işçiliği konusunda Çalışma Bakanlığı ile ILO’nun yaptığı çalışmalar net şekilde ortaya konulmalıdır.
Mevsimlik tarım işçilerinin özellikle barınma koşullarında yapılan iyileştirmeler, çocuk işçi çalıştırmama konusunda yapılan çalışmalar olumlu karşılanmakla birlikte halen devam eden düşük ücret ve sosyal güvence sorunları çözüme kavuşturulmalıdır.
Rekolte çalışmaları çiftçilerinde içinde olduğu tek (elden) merkezden yapılmalıdır.
Bizzat tarımsal faaliyette bulunmayan, verimliliği ilke edinmeyen, ikamet adresi ve sosyal güvencesi bakımından çiftçilik yapma olanağı bulunmayan kişiler, üreticilere yönelik desteklerden yararlandırılmamalıdır.
Buğün yapılması gereken çitçiye çeşitli söylemler ile ayar vermek değil alın terinin hakkının karşılığını almasını sağlamaktır. Bunun yolu çitçinin malını ucuza kapatmak değildir. Fındığın gerçek değerini bulacak bir piyasa koşulu oluşturmaktır.
Buradan fındık ile ilgili tüm paydaşlara sesleniyoruz. Üreten ülke, kalkınan Türkiye olacaksak sa Milli Tarım politikası oluşturulacaksa öncelikle tekelci sermaye ve tüccar lehine değil çiftçi lehine tarım politikaları oluşturmak gerekir.
ÜRETİCİLERİMİZE TEŞEKKÜR
Yilda 3 milyar dolar civarındaki üretimden hak ettiği payı alamayan, yıllardır fiyat oyunlarına karşı direnen, ürününe ve emeğine sahip çıkan üreticilerimize teşekkür ederiz. Gelin beraber olalım daha da çoğalalım, Üretim ve pazarlama da söz ve karar sahibi olalım. Yaşadığımız olumsuzluklardan kurtulalım, gelecek kuşaklara da örnek olalım. Gerçek güç örgütlü güçtür. Fındığımıza sahip çıkalım hakkımızı alalım.