FESTİVALLER ÜZERİNE
Festivaller bir diğer adıyla şenlikler tüm dünyada kutlandığı gibi ülkemizde de gerek ulusal bazda gerekse bölgesel bazda kutlanmakta ve ilgi görmektedir.
Ancak;
Festivaller kendi kanımca mezrasından uzaklaştırılıp farklı yönlere doğru çekilmeye çalışılmaktadır.
Bunda da başı maalesef Kültür Bakanlığı çekmektedir.
Artık festival, festival kelimesini de kullanmak istemiyorum ama Fransız kökenli olan bu kelime Türkçemize öyle yerleşmiş ki, bu kelimenin yerine Sanat ve Kültür Şenliği veya Sanat ve Kültür günleri diyemiyoruz.
Burada Türk Dil Kurumuna sesleniyorum. Lütfen bu “Festival” kelimesinin yerini dolduracak bir kelime ya bulun ya da üretin.
O zaman biz bu yazımızda festival yerine Kültürel ve Sanatsal Faaliyetler diyelim.
Çocukluğumdan bu yana şahit olduğum birçok Kültürel ve sanatsal faaliyetler var.
İlk zamanlar bu tür organizasyonları yöre halkının önde gelenleri tertip ederlerdi.
O yörenin kültürünü öne çıkaran argümanlar o güne damgasını vururdu.
Bu güne baktığımızda, icra edilen ortaya konulan programların çoğunun kültürle hiçbir ilgisi yok.
Sadece birkaç ses sanatçısını bir araya getirerek insanların eğlenmesinden ibaret.
Oysa ki, o yörenin kültürü önemlidir.
Yemeği önemlidir, yazarı, ressamı, sanatı, sanatçısı, tarihi, giyimi, kuşamı her şeyi önemlidir ve bunun tanıtımının yapılması lazım.
Bu tür sanatsal faaliyetler tarihi açıdan da önem arz etmektedir.
Bugün Kültür Bakanlığının desteklemiş olduğu Sümela Kültür Yolu Festivalinin esas amacı nedir. Bilen varsa söylesin.
Bu organizasyonlara kaç sanatçı katıldı ne kadar para aldılar.
Kültür derken sadece o yörenin enstrümanını veya ses sanatçısını mı kapsıyor. Hani bu ilin ressamı, hani bu ilin yazarı çizeri, el sanatçısı, karikatüristi, Tarihçisi örnek gösterilecek ileri gelen şahsiyetleri neden tanıtılmıyor.
Kültür Bakanlığı bu tür organizasyonlara bu kadar bütçe ayırıyor da neden Trabzon’un Fethi için bir bütçe ayıramadı.
Şöyle Ganita bölgesine bir çadır kurulsaydı. İçinde Fatih’i temsilen bir kişi Veziri temsilen bir kişi olsa dışarıda iki yeniçeri askeri olsa ve bunlar tarihi bilseler oraya gelenlere Trabzon’un tarihini anlatsalar.
Başka çadırlarda kurulsa onların içinde de Tarihçiler olsa onlarda Trabzon’un Fethinin tarihçesini ve Trabzon’un önemini anlatsa fenamı olurdu.
Bu tür etkinliklere para yok ama festivallere para var. Öylemi.
Bir yörenin kültürü demek, o yörenin insanının kimliği demektir.
Bu yörenin kültürü Kemeceyse, bu yörenin insanıyla icra edilmelidir. Müzik de olsun ama nereden geldiğimizi unutmayalım.
Müziğin yanında geçmiş kültürümüzü günümüze taşıyalım.
Geçmişine değer vermeyen, geleceğine yön veremez.