ENGİN NUR KESK DÖNEM SÖZCÜSÜ
Takvimler bugün 15 Ocak tarihini gösteriyor. Seçim, yeni rejim, ekonomik kriz derken bir yılı daha geride bıraktık.
Takvimler bugün 15 Ocak tarihini gösteriyor. Seçim, yeni rejim, ekonomik kriz derken bir yılı daha geride bıraktık.
Bugün Kamu Emekçileri olarak yeni zamlı maaşlarımızı alıyoruz. maaşlarımızın zam oranları yandaş sendikanın onayladığı satış sözleşmesinde belirlenen komik zam oranı 6 aylık % 5 ve yıllık enflasyon farkı üzerinden hesaplanmaktadır.
Bilindiği üzere dünyanın neresinde olursa olsun çarşıda, pazarda fiyatlar sürekli artarken, resmi enflasyon rakamlarının sürekli düşmesi mümkün değildir.
Buna rağmen TÜİK, Türkiye’de hayat pahalılığının, döviz kurunun, faizlerin rekor üstüne rekor kırdığı bir ortamda enflasyonun düştüğünü iddia etmiş, emekçilerin temel tüketim ve ihtiyaç maddelerinde yaşanan gerçek enflasyon en az %50 civarında olmasına rağmen ne yapıp edip resmi enflasyonu %20,3’te tutmayı başarmıştır.
Yine enflasyon hesabında dar gelirlilerin, emekçi kesimlerin en yüksek oranda harcama yaptığı gıda ürünlerinin ağırlığını 2011 den bugüne 4.57 puan aşağı çekme başarısı da TÜİK’e aittir. Ülkemizi mutluluk sırlamasında 145 ülke içinden sadece Tunus, Yemen ve Afganistan’ın önünde 142. sırada gösteren uluslararası araştırmayı elinin tersi ile iterek yüzde 58’mizin mutlu olduğunu ilan eden, böylece bizi çekemeyen ecnebilere misliyle karşılık veren de aynı TÜİK’tir.
Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Kamu Emekçileri Sevgili Dostlar
Ne yazık ki, yaşanan süreç ücretli kesimler, dar gelirliler başta olmak üzere toplumun %99’unu sorumlu olmadıkları ekonomik krizin faturasını ödememek için omuz omuza vermeye çağıran, bu doğrultuda 31 Ekim’de ‘Yoksullaşmaya, İşsizliğe, Güvencesizliğe Karşı Birlikte Mücadele’ programını açıklayıp 17 Kasım ile 22 Aralık tarihleri arasında İzmir, Samsun, Adana, Diyarbakır, İstanbul Bölge Mitingleri ile yurdun dört bir yanındaki emekçilerle, halkla buluşan konfederasyonumuz KESK’i haklı çıkarmıştır.
Evet, bizler en başından beri ülkeyi yönetenlerin asıl hedefinin enflasyonu düşürmek değil, enflasyonu düşük göstererek çalışanların maaşlarını, ücretlerini baskılamak olduğunu ifade ettik. 5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine verilmesi gereken enflasyon farkını düşük tutmak için her yolun deneneceğini söyledik.
Üzülerek ifade ediyoruz. Ne yazık ki biz haklı çıktık.
Daha beş, altı ay öncesine kadar, ‘IMF’ye borç verecek hale geldik’ diye övünenler IMF’nin reçetesine sarılmıştır. IMF’nin çalışanlara hedeflenen enflasyona göre ücret verilmesi, enflasyon hedeflenenden yüksek çıktığında ise mevcut fark verilmesi uygulamasından vazgeçilmesi tavsiyesine harfiyen uyulmuştur. Böylece hazırlanan ortamda iktidara enflasyonu düşürmek değil, belirlenmiş hedefe uygun olarak düşük gösterecek yöntemleri bulmak kalmıştır.
Bunun için ilk adım Ekim ayı enflasyonunu hükümetin beklediği oranın üzerinde açıklayan TÜİK’in Genel Müdür yardımcısının görevden alıp yerine Hazine ve Maliye Bakan’ın Enerji Bakanlığı döneminden mesai arkadaşının getirilmesi ile atılmıştır.
Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Bugün ‘hedefleri tutturduk, hatta yepyeni ekonomik program ile hedeflenen enflasyonun altına indik’ söylemlerinin inandırıcı hiçbir yönü yoktur. Bugün kamu emekçileri olarak elimize geçen maaşlarımızı gösteren bordrolarımız da bu oyunları açığa çıkarmakta, artan yoksulluğumuzu belgelemektedir.
Ayrıca kamu emekçilerinin çok büyük bir bölümü yılın dördüncü, beşinci ayından itibaren %20’lik ikinci vergi dilimine girecektir. Önemli bir bölümü de yedinci, sekizinci aydan itibaren yüzde 27’lik üçüncü vergi dilimine girecektir. Kısacası emekçilere kaşıkla verilen enflasyon farkı ve maaş zammı daha cebimize girmeden vergiye gidecektir.
Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Kamu Emekçileri
Dost zor günde, dar günde belli olurmuş. İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz koşulları hangi konfederasyonların, hangi sendikaların kamu emekçilerinin hakları için mücadele ettiğini de göstermiştir. Sadece kamu emekçilerinin değil, tüm ücretli kesimlerin yaşamını alt üst eden ekonomik krize karşı kamu hizmetleri alanında sesini yükselten tek konfederasyon KESK olmuştur.
Bizler, KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak insanca yaşama yetecek bir ücret, güvenceli çalışma, güvenli bir gelecek mücadelemizi sürdüreceğiz.
Yıllardır yaşadığımız kayıpların giderilmesi için;
Sıraladığımız bu talepler sadece bizim değil, tüm kamu emekçilerinin talepleridir. Sendikalı olsun ya da olmasın tüm kamu emekçilerini kendi temel talepleri için birlikte mücadele etmeye, KESK’e bağlı sendikalarda örgütlenmeye çağırıyoruz. 15.01.2019
Engin NUR
KESK Dönem Sözcüsü