Sevgili Halkımız,
Bu sömürü düzeninin arkasında yıllardır başta ABD olmak üzere emperyalist güçler ve onların güdümündeki işbirlikçi iktidarlar var.
Tarımı, hayvancılığı bitirenler, dağlarımıza, yaylalarımıza dadananlar; sularımıza, derelerimize göz dikenler, yerin altında ve üstünde her ne varsa sermayeye peşkeş çekenler, cumhuriyet tarihi boyunca halkımızın dişiyle tırnağıyla kurduğu KİT’leri yok pahasına elden çıkaranlar; kader diyerek yarattıkları yoksulluğa rıza göstermemizi, boyun eğmemizi bekliyorlar.
Bugün çocuklarımız geleceksiz, gençlerimiz işsiz, emeklilerimiz perişan, emekçiler yarı aç yarı tok geçinemiyor ise uygulanmakta olan bu politikalar yüzündendir. Bir avuç sermayedar, mutlu azınlık servetine servet katıyor. Memleketin tüm zenginlikleri, halka ait varlıklar uluslararası tekellere aktarılıyor. Üzüm üzüm eziliyor, limon gibi sıkılıyoruz.
Emperyalist güçler kapitalist sistemin krizinin faturasını dünyanın her yerinde emekçi halklara ödetiyor. Yeniden çok kutuplu dünya tartışmaları yapılırken bölgemizde şiddet ve savaş sarmalı büyüyor. Egemenler arası çıkarlar çatışırken masumlar ölüyor. Ukrayna, Kafkasya ve topyekun Ortadoğu kaynıyor. Büyük Ortadoğu Projesi uygun adım hayata geçiriliyor.
Filistin’de en yakıcı bir şekilde yaşanan, bölgemizdeki tüm şiddet, çatışma ve savaş politikalarının nedeni, başta ABD ve İngiltere olmak üzere emperyalist çıkar odaklarının nüfuz ve hegemonya mücadelesidir.
Emperyalizmin Ortadoğu’daki koç başı Siyonist İsrail, yıllardır Filistin’de sürdürdüğü işgali Gazze’ye saldırarak, adeta etnik temizliğe dönüştürüp insanlığa karşı suç işliyor. Tüm bölgeyi yangın yerine çevirme potansiyeli taşıyan saldırılar karşısında, insanlık vicdanı kanarken Emperyalist odaklar, art arda Israil’e destek açıklamaları yapıyor.
Yeni Osmanlıcılık hayalleri ile emperyalizmin BOP eşbaşkanlığını üstlenenler Ortadoğu’da süregelen kanlı süreçteki sorumluluklarını unutturmak istiyor. Faşist Netenyahu hükümetinin yarattığı vahşet karşısında sadece kuru kınama mesajı yayınlayan BOP’çu AKP hükümeti, halktan yükselen İsrail ile ikili askeri ve ticari antlaşmaları iptal edilsin, başta Kürecik ve İncirlik olmak üzere NATO üslerini kapatılsın talepleri gelince sessizliğe gömülüyor.
Tüm İslam dünyasının kutsal kitabı Kuran Kerim’i yakılmasına sahne olarak İslamofobiyi körükleyen İsveç’in, savaş örgütü Nato’ya Üyelik başvurusunun Cumhurbaşkanlığı tarafından imzalanarak Meclise gönderilmesi emperyalizm ile bağımlılık ve işbirliğini gözler önüne seriyor. Bu ilişkinin üstü ulusal yas ilan edilerek örtülmek isteniyor. Fakat bütün bu çaba beyhude, kral artık çıplak !
Siyonist Israil’in faşist hükümeti, gücünü sadece emperyalizmin efendilerinden almıyor. Aynı zamanda emperyalist merkezlerin tüm Ortadoğu’da yaratıp desteklediği siyasal İslamcı, gerici rejimlerinden de destek görüyor. O nedenledir ki Ortadoğu’da laik, seküler bir rejim bırakmadılar. Siyasal İslamcı, otoriter, demokrasinin esamisinin okunmadığı, tek adam rejimleri tercih edildi. Siyonist İsrail’in Filistin halkına yönelik eşine az rastlanır saldırganlığının karşısında, bölge ülkelerinin içine gömüldüğü tavırsızlığın nedenini buralarda aramak gerekir.
Biz, insanlık onuru hedef alınan, ezilen, toprakları elinden alınıp işgal edilen Filistin halkının yanındayız ve meşru direnişinin bir parçasıyız. Dünyanın her bir köşesinde Filistin halkı ile dayanışma duygularını paylaşan insanlığın ortak vicdanını selamlıyoruz.
Sevgili Halkımız,
Toplum olarak çektiğimiz tüm sıkıntıların, yaşadığımız yoksulluğun sebebi sürüp giden sömürü düzenidir. Bu sömürü düzeninin arkasında yıllardır başta ABD olmak üzere emperyalist güçler ve onların güdümündeki işbirlikçi iktidarlar var.
Tarımı, hayvancılığı bitirenler, dağlarımıza, yaylalarımıza dadananlar; sularımıza, derelerimize göz dikenler, yerin altında ve üstünde her ne varsa sermayeye peşkeş çekenler, cumhuriyet tarihi boyunca halkımızın dişiyle tırnağıyla kurduğu KİT’leri yok pahasına elden çıkaranlar; kader diyerek yarattıkları yoksulluğa rıza göstermemizi, boyun eğmemizi bekliyorlar.
Bugün çocuklarımız geleceksiz, gençlerimiz işsiz, emeklilerimiz perişan, emekçiler yarı aç yarı tok geçinemiyor ise uygulanmakta olan bu politikalar yüzündendir. Bir avuç sermayedar, mutlu azınlık servetine servet katıyor. Memleketin tüm zenginlikleri, halka ait varlıklar uluslararası tekellere aktarılıyor. Fakat gençlerimiz alınmayan tedbirler, yapılmayan bakımlar ve ihmaller zinciri nedeniyle devlet yurtlarında asansör boşluklarında can veriyor. Bu düzeni reddediyoruz.
Sevgili Halkımız,
Emperyalizme karşı Anadolu halkının verdiği bağımsızlık savaşının nişanesi olarak kurulan Cumhuriyetin 100. Yılını karşılıyoruz. Cumhuriyetin 100. Yılında bugün cumhuriyet düşmanı, saltanat özentili rejim arayışına karşı Cumhuriyete, Cumhuriyet fikrine ve idealine sahip çıkacağız. Laik, kamusal, halkın söz ve karar sahibi olduğu, tam bağımsız, eşit, özgür bir Cumhuriyeti kazanma mücadelesini sürdüreceğiz. Bir kez daha “Kahrolsun İstibdat Yaşasın Cumhuriyet” diyoruz !
İnsanlığın çıkarı savaşta değil barıştadır. Savaşlar toplumlara sadece ama sadece acı, gözyaşı, kan, ölüm, yoksulluk ve sömürü getirir. Savaşlar yalnızca emperyalizmin yararınadır. Savaşlar sayesinde emperyalistler, rejimleri gericileştirir, halkları zapturapt altına alır, yoksullaştırır, kaynaklarını ele geçirir, sömürgeleştirirler.
İçinde yaşadığımız ülke ve coğrafyada halkların barış, huzur ve refah içinde özgürce, bir arada yaşamasının yolu emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı bağımsızlık mücadelesini yükseltmekten geçiyor.
Emperyalizme karşı bağımsızlık, yalnızca NATO’dan çıkmakla ve askeri üsleri kapatmakla kazanılamaz. İnsan onurunu yok sayan her şeyi paradan-kardan ibaret gören kapitalist ekonomi sistemini terk etmek; tercihi kamucu, eşitlikçi, toplumsal yararı esas alan, üretken, sosyal bir ekonomik sistemden yana kullanmak gerekir.
Bu nedenle eşitlikçi, özgürlükçü bir toplumsal düzen için her türlü sömürü ve istismarın üzerini örten gericilikle hesaplaşmak zarurettir. Toplumsal eşitsizlik ve adaletsizliği besleyen bu düzene karşı laiklik mücadelesi esas alınmadıkça başarılı olunamaz.
O nedenle biz yurtta ve bölgede barış istiyoruz.
Emperyalizme karşı tam bağımsızlık,
Faşizme karşı demokrasi,
Gericiliğe karşı Laiklik mücadelesine tüm halkımızı omuz vermeye davet ediyoruz.
Trabzon Emek ve Demokrasi Platformu