Türkiye’de 8 Mart dünya kadınlar günü ilk kez 1921’de kutlanılmaya başlanmıştır. “Türkiye’ de 1975’de “kadın yılı” kongresi yapılmıştı.
Türk Kadını haklarını ifade ederken, bir eşitlik kavgası olarak görmeden inanç değerleri ve tarihin yüklediği hakları ile Kadın haklarının insanlık hakkı olduğunu gözeten durum olarak görmek gerekmektedir. Bu duruşu Türk kadınını daha asıl ve saygın bir insan, bir ana, bir eş ve üretken bir kişi olarak belirler. Kadın toplumun problemi değil, problemleri çözen bir kişi olarak toplumun geleceğinin hazırlayıcısıdır. Bu noktada yüce dinimiz İslam, kaynağını dinden almış, gelenek ve göreneklerle şekillenmiş, davranış biçimleri olarak yaşanılan çağın bilim değerleriyle vücut bulmuş, hak ve görevlerin çerçevesini oluşturma gayreti gerekmektedir.
TÜRKAV olarak ifade etmekteyiz ki; Kadının önce “İNSAN” kelimesinde değeri bulunmaktadır. Ve bilgi toplumunda Kadın, Kamu Çalışanıdır, Mühendistir, Doktordur, Maliyecidir, Öğretmendir, Mimardır, Esnaftır, iş insanıdır, Hukukçudur, Gazetecidir, işçidir, Anadır, … Bütün bu görevleri yerine getirirken de başarılı mevcuttur.
TÜRKAV, 8 Mart’a yüklenen anlamı ifade ederken, günümüzde kadına insanlık tarihinin yaptığı zulümleri, Neden? Müslüman ve Türk coğrafyalarında görmekteyiz…
Ortadoğu’ da vatanlarından uzaklaştırılan Kadınlar, ailesiyle yurtlarından kovulmaktadır. Filistin- Gazze’ deki ve dünyanın birçok yerinde zulme maruz kalan kadınlar için zulmü uygulayanlar ne diyecektir? Zulmedenler 8 Mart’ ta dünya kadın haklarını kutlayacaktır. Ancak, vicdan sahibi olarak utanmayacaklar mıdır?
Dünyanın kadına tek taraflı baktığı ve insan hakları zulümlerinin yaşandığı ortada iken, kadınların büyük mücadelesine insanlığın katkı sağlaması gerektiği anlaşılmalıdır.
Her şeyin bir aydınlığı vardır. Dünyanın ışığı da insandır. İnsansız bir dünya ruhsuz bir ceset hükmündedir. Vicdan sahibi insanın varlığı ile özelliğinin bir gereği olarak kadınlar günü kutlu olsun…
Kenan KURU Trabzon TÜRKAV Başkanı