DÜNYA FINDIK HAFTASI
Fındık Karadeniz bölge halkının önemli bir kısmının geçim kaynağıdır. Aynı zamanda fındığın sosyal boyutu da oldukça önemlidir.
Fındık Karadeniz bölge halkının önemli bir kısmının geçim kaynağıdır. Aynı zamanda fındığın sosyal boyutu da oldukça önemlidir. Üretim alanı Düzce’den, Artvin’e, Trabzon’dan, Gümüşhane, Tokat’a kadar 16 ilde 123 ilçede ve 3200 köyde 720 bin hektar alanda 500 bin çiftçi ile her yıl Dünyanın fındık ve mamulleri ihracatına konu olan fındığın yaklaşık % 75’i ülkemizden karşılanmaktadır. Üretici, tüccar, fabrikalar ve ihracatçıları da hesaba katarsak direk ve dolaylı olarak 5 milyondan fazla kişiyi ilgilendirmektedir. Bu kadar geniş bir etki alanına sahip olan fındık politikalar oluşturulurken çok daha hassas davranılmalı. Ülkemizde yetişen fındığın kalitesi ve aroması bakımından tartışmasız Dünya’da olmazsa olamaz bir kalite. Bu değeri bilerek stratejilerimizi bu realite doğrultusunda yapmalıyız.
Karadeniz’in olmazsa olmaz tarım ürünü fındığın belirsizlik içerisinde olmasının kabul edilemez bir durum. Dünya fındık piyasanın %75’ine hükmeden 3 milyar dolar ihracat gelirine sahip ülkemizde, 500 bin direkt 5 milyon kişiyide dolaylı olarak ilgilendirmektedir. Bu kadar geniş bir kitlenin çiftçi örgütleri, fiskobirlik, fındık üreticileri derneği, sahada çalışan teknik elemanlar ve sivil toplum örgütleri olmadan hep söylenen “katılımcı yaklaşım” “birlikte yönetim” gibi sihirli sözlerin sadece lafta kaldığı, yöneticiler tarafından kutlanan “Dünya Fındık Haftası” etkinlikleri ne Dünyada, ne de ülkemizde inandırıcı olur!
Fındık hasadının başlamasına ramak kala, her zaman olduğu gibi birilerinin çıkarlarına uymayan 650 bin ton rekolteyi biz istemezuk, rekolteyi yeniden belirleyelim talebi neden? Hoşuma gitmedi, oynamıyorum yeniden başlayalıma geldik. Yıllardır oynanan oyun tekrar tekrar sahneye koymak isteyenler kendi kararlarını kendileri veriyor. Oyun içinde oyun oynanıyor. Aslında her şey ortada. Her zaman olduğu gibi büyük balık örgütsüz küçük balığı yutmaya çalışıyor. Şöyle ki, gibi 2020 yılında 27 liradan 17 liraya kadar fiyat çekildi.
Gazetelere yapılan açıklamalarda dayanağı olmayan ifadeler ile çiftçiye ayar vermeye çalışılmasın. Açıklamada konu edilen “bir takım çevreler” karşılıksız olarak fındık alım satımı yapmayan, hiçbir karşılık beklemeden üreticisinin alın terinin karşılığının verilmesini savunan insanlardır. Fiyat belirlenirken öncelikle sorgulanması gereken ana gider kalemini oluşturan gübre, ilaç ve hasat masraflarıdır. 2020 ile kıyaslandığında bu ana harcama kalemlerinde 2021 yılında yüzde seksene varan artışlar söz konusu. Görüne o ki çifçilere 2021 yılında 2020 yılını aratacaklar. Fındıkta alın teri olmayanlar fındık üreticisi hakkında ahkâm kesmemeli. Herkes işini yapmalı. Unutmayın ki, siz çiftçinin ürününü almazsanız alan birileri olur. Fakat çiftçi üretmezse sizin ticaretini yapacağınız malınız olmaz.
Dünya fındık piyasasının %75 ine hükmettiğimiz ve 5 milyon insanımızın içerisinde olduğu Fındık yabancı tekellere bırakılacak bir ürün değildir. Fındık üreticileri; Bölge milletvekillerinin “Çay üreticilerine verdikleri desteği ve gösterdikleri ilgiyi fındık üreticileri içinde göstermelerini” beklemektedir. Fındık üreticileri kaderine mahkûm edilmesin. Çay kanununu hazırlayanlar, meclise getirenler fındık üreticisini üvey evlat yerine koymasın. TBMM’de, iktidarı ve muhalefeti ile birlikte Milli Ürün olmanın bütün şartlarını sağlayan fındığı Milli ve stratejik ürün kapsamına alınmasını ve fındık kanunun çıkarılmasının mimarı sizler olun.
Cemil PEHLEVAN
ZMO Yönetim Kurulu Adına