Dini Siyasete Alet Etmek.
Evet,
Bu deyim çok uzun zamandan beri bizlerin hem lügatinde hem de gündeminde vardır.
Kısacası bu deyime yabancı değiliz.
Değiliz de bu deyim en çok İslami kesimler için daha sonraları Muhafazakâr kesimler için sık, sık kullanılan bir deyimdi.
İşte; Rahmetli Erbakan bir yere mitinge giderken aracı durdurup vakit geçmesin diye namaz kıldığında veya bir konuşmasında Allah, din, kitaptan bahsettiğinde veya Peygamber Efendimizden bir Hadis okuduğunda hemen karşı taraf “Dini siyasete alet etme” derdi.
Ertesi gün Hocanın abdest alırken veya namaz kılarken resmî gazetelerde manşet olurdu.
İyi de Hocanın samimiyetine inanıyorduk ve güveniyorduk.
Peki bu işle uzaktan yakından alakası olmayan kişiler şimdi çıkmış.
Türbanın yasallaşması için TBMM. ne Kanun teklifi vermeye hazırlanıyorlar.
Uzun yıllardan beri bu ülkenin öz evlatlarına çektirdikleri acıların yanlış olduğunun muhasebesini yaparak mı bu işi yapıyorlar.
Yoksa 2023’ e hazırlık mı? Bunlar hep bu Milletin kafasında soru işareti olarak kalacaktır.
İnşallah samimidirler. En azından ben öyle inanmak istiyorum. Bu konu da yazılacak çok şey var.
Son gelişmeleri takip ettiğimiz kadarıyla CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu Başörtüsü için Kanun teklifi verecek olduklarını beyan etti.
Bi kere T.C. yönetiminde payı olan herkese gerek şu an ki hükümete gerekse büyük küçük muhalefet partilerine kısaca söz sahibi olan herkesin dikkat etmesi gereken bir husus var o da şu.
Allah CC Kullarına hak olarak tanımış olduğu helali ve haramı kaldırmak veya değiştirmek kimin haddine. Yani %95’ i Müslüman olan bir ülkede Haram ve helal noktasında bir hanımefendinin başını bağlamasının veya açmasının TBMM’nin alacak olduğu karara bağlanması kadar yanlış bir şey yoktur.
İnanmış insana göre Kur ’anın emirlerini yerine getirirsen mükafatı vardır. Getirmesen günahkârsın.
Bu Kanun teklifi yarın öbür gün “Baş örtüsü” yasaklansın diye verilecek olan bir Kanun teklifinin de önünü açar.
Aslında muhafazakarların hoş görü ile baktıkları bu kanun teklifi ileride sıkıntı çıkaracak olduğu kesindir.
Sanki Türkiye de Müslümanlar değil de Hristiyanlar daha çoğunlukta, Müslümanlar azınlıktaymışız gibi bizlere de bazı haklar tanınacak.
Bendeniz Bir Müslüman ve T.C Vatandaşı olarak Kur’ anın bana tanıdığı hakların hepsinden faydalanmak istiyorum. Bunun yasa ile Anayasa ile ilgisi yoktur.
Eğer siyasiler bir düzenleme yapacaklarsa bunun üzerinde düşünsünler.
Ayrıca bundan önce yapılacak olan çok şey var.
Örnek;
Dünya Sağlık Örgütünün araştırmasına göre;
Cinayetlerin %85 ‘i- Tecavüzlerin %50’ i- Şiddet olaylarının %50’ i- Trafik kazalarının %60’ ı- Kadın Şiddet Olaylarının %70’i ALKOLLÜYKEN İŞLENMEKTEDİR. (Bilgi Yeşilay)
Birçok İlimizde Fuhuş yuvaları bulunmakta bunların çoğu da resmi kanaldan çalışmaktadır.
Dolayısıyla İnsani ve İslami açıdan baktığımızda yapılacak çok iş var.
Yüce Rabbimiz,
“Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar, fal okları ancak şeytan işidirler. Murdardırlar.
Bunlardan uzak durun ki, felaha eresiniz. Şeytan, içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister…” (Mâide, 5/ 90, 91)
Ayetleriyle insan ve toplum hayatının düşmanı İÇKİYİ bize tanıtırken,
Efendimiz de (S.A.S.) bir hadis-i şeriflerinde “İçkiden sakının. Çünkü o bütün kötülüklerin anasıdır” (Nesâi, Eşribe, 44) buyurur.
Bugün kanunen uyulması gereken kurallar bir tarafa bırakılıp hiçe sayılmakta birçok caminin ve okulun yakınlarında içki satan iş yerleri bulunmaktadır.
Bunların acilen ruhsatlarının iptal edilmesi ve bu tür yerleri açmak için konulan kuralların daha da ağırlaştırılması gerekmektedir.
Esas tehlikenin nereden geldiğini biliyoruz ama, anlamakta güçlük çekiyoruz.
Veyahut anlamak istemiyoruz.
Günün Sözü; Bir siyasetçi kendi çizgisinden çıkarsa siyasi hayatı biter.