Reklam

Reklam
Reklam
Haberim Hamsi | Trabzon Haber

DİLBER: 2021-2022 EĞİTİM ÖĞRETİM DÖNEMİNİN SONA ERMESİ NEDENİYLE BASIN AÇIKLAMASI YAYIMLADI

2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılı yarın sona eriyor. Öncelikle bir yıl boyunca yoğun bir eğitim hayatı geçiren tüm eğitim çalışanlarını, velileri ve öğrencilerimizi tebrik ediyor, iyi tatiller diliyoruz.


DİLBER: 2021-2022 EĞİTİM ÖĞRETİM DÖNEMİNİN SONA ERMESİ NEDENİYLE BASIN AÇIKLAMASI YAYIMLADI

Öte yandan okullarımızın 2022-2023 eğitim-öğretim yılına hazır olması için yaz tatilinin iyi değerlendirilmesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulların ihtiyaçlarını tek tek tespit ederek, gerekli tedbirleri alması eğitim hayatımız için çok önemlidir.

Bu noktada; MEB bütçesinin istenen ölçüde yeterli olmadığı görülmektedir. Enflasyon gerçeği ve fiyat artışları dikkate alınarak eğitim çalışanlarının maaş ve özlük hakları yeniden düzenlenmelidir. MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı, 2022 yılında yüzde 10.79 olarak belirlendi. Bu rakam 2020 yılında yüzde 11.45’ti. Görüldüğü üzere 2022 yılı için ayrılan MEB bütçesi ne eğitimin ihtiyaçlarını karşılamaya ne eğitimin kalitesini, verimliliğini artırmaya ne de salgın döneminin ağır koşullarının yol açtığı başta öğrenme kayıpları olmak üzere birçok sorunu ortadan kaldırmayı sağlamayacaktır. Okulların, yaşadıkları finansman sorunu Okul Aile Birliği üzerinden çözmeye çalışması, ihtiyaçlar noktasında yalnız bırakılması, bu yönüyle veliye yüklenilmesi önemli bir sorundur. Hükümet, yapılması gereken yatırımlar, okullara ayrılması gereken ödenekleri de göz önüne alarak, MEB’e yeni eğitim-öğretim dönemi başlamadan ek bütçe tahsis etmelidir.

Yardımcı hizmetli personel eksiği okulların yaşadığı en büyük sorunlardan biridir. Ağır bir pandemi geçiren ülkemizde okullarda yeni salgınlar yaşanmaması, hijyen tedbirlerinin artırılması, temizlik malzemelerinin eksiksiz olarak sağlanması, okulların temizlik yönünden yeni eğitim-öğretim yılına hazır olması çok önemlidir. Bu nedenle ilk yapılması gereken husus, okullarımızdaki hijyen tedbirlerini yürütecek yeterli sayıda yardımcı hizmetli personel alımı yapılmasıdır. Okullarımızda ne yazık ki yardımcı personel sayısı ihtiyacın çok altındadır.

Öte yandan eğitimin olmazsa olmazlarından birisi tüm çocukların eşit eğitim imkânından faydalanmasıdır. Eğitimde yaşadıkları sorunları asgariye indiren, reformist, PISA, TIMSS gibi sınavlarda rüştünü ispatlamış, çocukların okuma, anlama, yorumlama, eleştirel düşünme, problem çözme becerilerinin üst düzey olduğu ülkelere baktığımızda, tüm çocuklara aynı imkânları sağlayabildiklerini görüyoruz. Bu noktada uygulayıcılar; sorunu temelde çözmeli, yani bölgeler arası, iller arası, ilçeler arası hatta mahalleler arası eğitim eşitsizlikleri gidermelidir. Ayrıca mesleki eğitimin güçlendirilmesi, meslek liselerinin kalitesinin artırılarak, başarılı öğrencilerin de bu okulları tercih etmesinin sağlanması, meslek liselerinin teşvik edilmesi ülkemiz ekonomisinin kalkınmasının da anahtarıdır. Bunun yanı sıra okulların derslik ihtiyacı mutlaka karşılanmalı, yüksek mevcuda sahip okullarda ek derslikler ilave edilmeli, atıl kalan okullarımızın imkanları kamu yayarına uygun kullanılmalıdır.

Öğretmen açığı sorununun giderilmesi noktasında Türkiye’nin dört bir yanında öğretmen seferberliği başlatılmalıdır. Öğretmen açığı 86 bin ücretli öğretmen eliyle giderilmeye çalışılırken, 121 binin üzerinde norm kadro açığı varken, bunun yanında atama sayısı 20 bin civarındadır. Soruyoruz: 20 bin atamayla mı ihtiyaç karşılanacak? Eğitimin asli taşıyıcısı olan öğretmenlerin olmadığı, öğretmen sayısının ihtiyacı karşılamadığı bir ülkede hedeflere nasıl ulaşılacak? Bu noktada yapılması gereken Hükümet, MEB ve Maliye Bakanlığı’nın bir araya gelerek, her türlü imkânı seferber ederek, 2022 yılında en az 70 bin atama yapılmasının sağlanmasıdır. Takvimin 2022 KPSS sonrasında açıklanması ve başvuruların alınması durumunda, bu kez 2021yılında KPSS’ye girecek adaylar mağdur olacaktır. Bu nedenle yapılması gereken yeni atamanın bir an önce 2021 KPSS sonuçlarına göre yapılmasıdır.

Öğretmenlerin yıllardır beklediği Öğretmenlik Meslek Kanunu ne yazık ki beklentileri ve ihtiyaçları karşılamaktan çok uzak kaldı. Özellikle sınav ve eğitim programı şartı aranmadan 10 yılını dolduran her öğretmene uzman, 20 yılını dolduran her öğretmene başöğretmen unvanı verilmesi gerektiğini ısrarla yineleyen sendikamızın bu

talebinin görmezden gelinmesi kabul edilemezdi. Bu nedenle Öğretmen Meslek Kanunu, başta kariyer basamaklarında sınav şartı olmak üzere öğretmenlerimizin yararına olmayan hususları bakımından sendikamız tarafından yargıya taşındı. Öte yandan ödül sisteminin adil bir şekilde uygulanması, yönetici atamalarında ve ilk atamalarda mülakatın kaldırılarak sadece yazılı sınav esasına göre atamaların yapılması, liyakati sağlayan bir yönetici atama sisteminin ihdas edilmesi, proje okullarına yönetici görevlendirmelerinin MEB yönetici atama yönetmeliğine bağlı hale getirilmesi ve bu şekilde okullardaki öğretmen ve yönetici atamalarındaki keyfiyete son verilmesi, öğretmenlerin muhatap olduğu mevzuat ve süreçlerin tek bir çatı altında toplanması, tüm öğretmenlerin kadrolu olması gibi hususların yer aldığı bir meslek kanunu talep eden sendikamız, bu konudaki ısrarına devam edecektir.

Mazeret tayin dönemlerinde sınırlı kontenjanlar nedeniyle birçok meslektaşımızın nakil talebinin karşılanmaması öğretmenlerin eşlerinden, çocuklarından ayrı yaşamak zorunda kalmasına neden olmaktadır. Sadece iller arası değil, il içi tayinlerde de aynı sorun yaşanmakta, aynı il sınırları içinde birbirinden kilometrelerce uzakta olan eşlerin aile bütünlüklerinin zedelenmektedir. Bu noktada il emri getirilmesi, bulunduğu ilçede 3 yıl çalışma şartı ve özrünün bulunduğu ilçe ile görev yeri arasında 50 kilometrenin üzerinde mesafe bulunan öğretmenlere ilçe emri hakkı verilmesi ve Anayasa ile güvence altına alınan sağlık ve aile bütünlüğü gibi temel hakların korunması çok önemlidir.

Diğer taraftan bakanlığın uhdesinde görev yapan öğretmen dışındaki personelinde atama ve yer değiştirmesi merkezi sistem ve puan üstünlüğüne göre yapılmalıdır. Bu noktada idareci tasarrufuna müsaade edilmemelidir.

360 Ek gösterge tüm eğitim çalışanlarını kapsayacak ara kademe yansıtma oranları ile birlikte acilen yasalaştırılmalıdır. Tüm kamu çalışanlarının olduğu gibi, eğitim çalışanlarının da ekonomik durumları iyileştirilmeli ve hayat pahalılığına ezdirilmemelidirler.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Coşkun DİLBER

Şube Başkanı

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Günebakış Trabzon Haber