Devlet Bahçeli’den flaş açıklama: Seçimin tekrarı beka meselasidir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: İstanbul’da seçim tekrarı beka meselesidir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “İstanbul’da seçim tekrarı beka meselesidir. Ne İstanbul ne de Türkiye sokakta bulunmuştur. Nice bedeller ödeyerek devletimizi kurduk. Nice badirelerden geçerek vatanımızı kurtardık. Nitekim Türkiye düşmanlarına çalınmış oylarla hiçbir vatan köşesini veremeyiz, vermemeliyiz.” dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Antalya’nın Manavgat ilçesinde, partisinin yeni dönemde seçilen 235 belediye başkanı ve 81 ilin il başkanlarıyla bir araya geldiği kampın kapanış konuşmasını yaptı. Genel başkan yardımlarının da tam kadro katıldığı toplantıda konuşan Bahçeli, ‘Cumhur İttifakı’nın hamurunun temiz olduğunu belirterek, dönemsel arzuların mahsulü, değişken tutumların malumu olmadığını söyledi. Bahçeli, “Dikkat etmemiz ve üzerinde titrememiz gereken en önemli hususlardan birisi de budur. 31 Mart seçimlerinde özellikle üç büyük şehirde CHP’nin başını çektiği sorunlu ve şüpheli ittifakın sonuç alması elbette tüm yönleriyle analiz edilmelidir. Kötümserliğe gerek yoktur, karamsarlığa geçit yoktur. Bu kapsamda soğukkanlı ve sağduyulu değerlendirmeler yapmak elzemdir. Önemle ifade etmek isterim ki İstanbul, Ankara, İzmir büyükşehir belediyelerinin CHP’nin yönetimine geçmesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne güvensizlik olarak görülmemelidir. Kaldı ki CHP’nin ulaştığı sonuçlar abartılmamalıdır. Nitekim ittifak halinde aldıkları oy oranı Cumhur İttifakı’nın çok gerisindedir” diye konuştu.
‘HİÇ KİMSE BİZE DEMOKRASİ BİLİRKİŞİLİĞİ YAPMASIN’
Milletin verdiği karara riayet edip, saygı duyacaklarını belirten Bahçeli, sandığa yansıyan hür, tertemiz ve şaibesiz iradeye sonuna kadar sadakat göstereceklerini dile getirerek, “Hiç kimse bize demokrasi ahkamı kesmesin. Hiç kimse bize demokrasi bilirkişiliği yapmasın. Hiç kimse demokrasi dersi vermeye çalışmasın. 15 Temmuz gecesi hainlerin lehine kadeh kaldıran şahsın Edirne’ye belediye başkanı olmasını, sırf sandıktan çıktı, diye ahlaken kabul edemeyiz. TKP’den Tunceli Belediye Başkanı olan şahsın Dersim dayatmasına hoşgörü gösteremeyiz, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına gölge düşürme izansızlığına duyarsız kalamayız. Ne yapalım, ‘seçildi’ diyerek komünist şarlatanlığa göz mü yumalım? Ne diyelim, ‘Varsın Tunceli de Dersim olsun’ kepazeliğine sessiz mi kalalım? Herkes kabul etse Milliyetçi Hareket kabul etmez, herkes teslim olsa Milliyetçi- Ülkücü Hareket teslim olmaz, olmayacaktır” dedi.
’31 MART’TA PKK, CHP’NİN LEHİNE ÇALIŞMADI MI?’
“Türkiye düşmanlarına tekmil veren, işgal ve ihanete tezahürat yapan kim olursa olsun, böyle kişiler katıldıkları seçimde kullanılan oyların tamamını alsalar bile, maşeri vicdanda her zaman sorgulanacaklar, meşruiyetleri tartışmaya açık kalacaktır” diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“Biz bu aziz vatanı sandıkta değil savaş meydanlarında kurtardık. Bilfarz, Damat Ferit, Gazi Mustafa Kemal ile seçime girseydi ve oyların kahir ekseriyetini almış olsaydı, ne yapacaktık, ne diyecektik? İhanet ödüllendirilip, ibra edildi, diye suskun mu kalacaktık? 31 Mart’ta PKK, CHP’nin lehine çalışmadı mı? 31 Mart’ta FETÖ karanlık propagandasıyla zilletin yanında durmadı mı? Türkiye’nin siyasi ve ekonomik yıkımını hedefleyen iç ve dış odaklar CHP’nin taşeronluğuna umut bağlamadı mı? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına onca usulsüzlük, onca haksızlık, onca sandık hileleriyle seçilen şahsın Saraçhane’deki konuşmasında selamladığı iç ve dış odaklar hala mı tehdidin anlaşılmasına yetmedi? Terörist Demirtaş övgüleri yakın tehlikenin işareti sayılmayacak mı? FETÖ’cüler kimi kutladı? PKK’lılar kimin için sevindi? İki gün önce CHP’nin destekçisi PKK’lı teröristler dört vatan evladını Türkiye-Irak sınırında şehit etmedi mi? ‘Kanırta kanırta kazanmak’tan bahseden, Sayın Binali Yıldırım’ın fotoğrafını paylaşıp bir bardak soğuk su içmesini öneren alçak FETÖ’cüler kimin şakşakçılığına soyundular?”
‘YALANLARA KANACAK YOKTUR’
“‘Artık normalleşme zamanıdır’ diyerek gizemli mesajlar veren, ‘Hiddetle yola çıkanlar kaybedecek’ sözünü dillendirip Ahmet Yesevi istismarıyla kahinlik yapan siyasi eskiler, içinden çıktıkları partileriyle hesaplaşmak için CHP’yi siper olarak kullanıyor” diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
“Neymiş, 30 kilometre ötesini görebilen dürbünleri varmış da, önceden olacakları öngörüyorlarmış. Bunlar anlaşılan dürbünün tersinden bakıyorlar. Sevsinler sizin küf bağlamış dürbününüzü. Bu nedenle de haksızlığa uğramışlar. Bir metre önünü görmekten acizlerin ellerinde dürbün varsa, bizde de teleskop vardır. Bu sayede siyasetin kara deliklerini görmekle kalmıyoruz, maksatlarını da deşifre ediyoruz. Aldatmaya gerek yoktur. Aldanacak yoktur. Yalanlara kanacak yoktur. Oyuna gelecek hiç yoktur. Bir yanda ekonomik teröristler Türk Lirasının değerine saldırırken, diğer yanda CHP-İP-HDP bu hain operasyona teşrifatçılık ve kuryelik yapmaktadır.”
‘TUZAKLARI AĞIRDAN ALMAYALIM’
Bir yanda ekonomik sorunlardan şikayet edip, diğer yanda ‘Türkiye’de can ve mal güvenliği yok, sıcak para niye gelsin?’ diyen siyasetçilerin Türkiye’yi kötüleme yarışının alenen ortada olduğunu savunan Bahçeli, şöyle konuştu:
“Ülkemizi layık olmadığı bir durumda gösterip jurnal rekabetine girenler yerli değildir, milli değildir, ahlaklı değildir, samimi hiç değildir. Kızgın demiri soğutalım soğutmasına ama demlenen ihanetin, demir alan melanetin ısınan tuzak ve tertiplerini de ağırdan almayalım. Kimseyi dışlamayalım, kimseyi öteki görmeyelim, buna varız, bugüne kadar söylediklerimiz ise bunlardır. Ortak akıl, ortak vicdan, ortak vizyon, ortak değerler vazgeçemeyeceğimiz milli ilke ve inançlarımızdır. Bunlara diyecek bir şey olmayacaktır. Fakat aklı kiralık, vicdanı karanlık, değerleri bulanık olan çevrelerle sırf arıza çıkarmasınlar bahanesiyle Türkiye ortak paydasında nasıl buluşacağız? Bunu nasıl başaracağız?”
‘CUMHUR İTTİFAKI AYAKTA KALAMAZSA TÜRKİYE’NİN BOĞAZINA SARILACAKLAR’
Tuzağa düşülmediğini dile getiren MHP lideri Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Atatürk’ün partisinin Türkiye muhaliflerinin çatı kuruluşu, Türk düşmanlarının ana karargahı, HDP’nin ana kucağı haline gelmesi vahim bir senaryonun varlığına çok net işarettir. Bu senaryonun makul ve mantıki hiçbir yanı görülemeyecektir. Zillet denklemi ilk önce 7 Haziran sonrası takviye ve temin edilmişti. Dış güçler, muhasım odaklar Türkiye’yi bu şekilde teslim alacaklar, istedikleri tavizleri koparacaklardı. Her şey planladıkları gibi gitseydi PKK’nın meşruiyeti sağlanacaktı. HDP devlet yönetimine getirilecekti. AK Parti’yle köprüleri atan FETÖ, bu sayede kaleyi içten çökertecekti. Türkiye federasyona sürüklenecek, bölücülük resmiyet kazanacak, vatan darboğaza düşecekti. Buna izin vermedik, bu tuzağa düşmedik. Ancak 31 Mart’tan sonra PKK bu defa büyükşehir belediyelerine CHP’nin taşıyıcı bedenliğiyle nüfuz edecektir. Dağlarda kovaladıklarımız belediyelere konuşlanacaktır. Bu gidişle FETÖ, kaybettiği mevzileri yerel yönetimler üzerinden tekrar kazanacaktır. Bundan sonra Antalya’da hainler daha fazla cirit atacaktır. Karşımızdaki operasyon küreseldir, mazisi iki asra dayanmaktadır. Bize göre tüm hesaplar 2023’e göre yapılmıştır. Eğer Cumhur İttifakı ayakta kalamazsa, bundan sonra yerel yönetimler kanalıyla palazlanan PKK’lılar, FETÖ’cüler, geziciler, çukurcular, Sorosçular, teslimiyetçiler daha da güçlenerek Türkiye’nin boğazına sarılacaklardır. Hesap kirlidir. Hesap karanlıktır. Hesap vandaldır. Bunu görmek, bunu bilmek lazımdır.”
‘YSK, TÜRKİYE’NİN KADERİYLE OYNAYAMAZ’
İstanbul seçimiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Bahçeli, “İstanbul’daki seçimlere şaibe karıştırılması, uzun vadeli pis bir senaryonun ilk etabı” dedi. Bahçeli, “Sandığa gölge düşürülmesi, Büyükçekmece ve Maltepe’de yaşanan sahtekarlıklar şiddetli bir dalganın ilk habercileridir. Gelişmelere milli beka zaviyesinden bakmak çok mühimdir. CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın sürekli mazbata vurgusu yapması, seçimin ertesinde Anıtkabir ziyareti, her gün televizyonlardan dedikodu yayması, üzerinde özenle çalışılmış sinsi bir hazırlığın eseridir. Bu nedenle YSK İstanbul’daki sandık yolsuzluklarına bigane kalamaz, vebale ortak olamaz, Türkiye’nin kaderiyle oynayamaz” dedi.
‘YSK, MEŞRU VE HUKUKİ DESTEK ALACAK MI?’
Olağanüstü itiraza konu olan iddiaların tam ve eksiksiz incelenip, adalet ve hakkaniyete uygun sonuçlandırılmasının, YSK’nın tarihi görevi olduğunu kaydeden Bahçeli, “Bizim merakımız YSK’nın bu kadar ağır bir yükün altından nasıl kalkacağıdır? YSK herhangi bir şekilde meşru ve hukuki bir destek alacak mıdır? İçişleri ve adalet bakanlıklarıyla birlikte MİT ve emniyet birimleri lazım gelen bilgileri paylaşıp olağanüstü itiraz sürecinin sağlıklı ve vicdanen isabetli bir netice vermesine katkı sunacaklar mıdır? Varsayalım ki FETÖ’cüler tespit edildi. Buna rağmen YSK seçim yenileme kararı almazsa 15 Temmuz’da şehit düşen 251 vatan evladının yüzüne mahkeme-i kübrada nasıl bakılacaktır? 2 bin 193 gazinin hakkını hukukunu kim koruyacaktır? Hatta 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün isim değişikliği gündeme getirilecek midir?” diye konuştu.
‘İSTANBUL’DA SEÇİM TEKRARI BEKA MESELESİDİR’
“YSK’nın 7 asil, 4 yedek üyesinin zillete göz yummaması gerekir” diyen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İstanbul’da seçim tekrarı beka meselesidir. Ne İstanbul ne de Türkiye sokakta bulunmuştur. Nice bedeller ödeyerek devletimizi kurduk. Nice badirelerden geçerek vatanımızı kurtardık. Nitekim Türkiye düşmanlarına çalınmış oylarla hiçbir vatan köşesini veremeyiz, vermemeliyiz. Büyükşehir belediyelerinin imkanlarıyla şöhret, makam ve para sahibi olmak için kollarını sıvayanlara sessiz kalmak, tepkisiz durmak, hukuk ihlallerine, adalet ihmallerine kulak tıkamak biliniz ki Türkiye’yi ateşe atmak demektir. Mesele şu kadar belediye senin, bu kadar belediye benim meselesi değildir. Mesele az yedim, çok kazandım meselesi hiç değildir. Türkiye’yi dört bir koldan kıstırmak, sonrasında yıkmak, bu olmuyorsa tamamen bağımlı ve sömürge artığı bir ülke haline getirmek için çok şer ve melanet bir cephe oluşturulmuştur. Mühürlü kalpler bu tehlikeyi anlayamaz. Üç maymunu oynayan menfaat çeteleri adım adım genişleyen bu anaforu emin olunuz ki idrak edip özümseyemez.”
EKREM İMAMOĞLU’NA ELEŞTİRİ
MHP lideri Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, koltuğuna oturur oturmaz belediyenin ve bağlı kuruluşlarının elektronik veri tabanı ve altyapılarında inceleme ve araştırma yaptırmaya kalkışmasının, iyi niyetli ve safiyane idari tasarruf olarak görülemeyeceğini savundu. Bahçeli, “Zannedersiniz her şey bitmiş, geriye kala kala veri tabanını incelemek kalmıştır. Bu telaş niyedir, bu acelecilik neye yorulmalıdır? Bir nevi kozmik oda operasyonunu andıran bu girişimin İstanbul 4. İdare Mahkemesi tarafından durdurulması isabetli olsa da zorlama ve dayatmalar anlaşılan son bulmayacaktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi veri tabanının kimlerin eline geçeceği meçhuldür. Patlıcan meraklısı olanların musakkayı küçümsemeleri meselenin bir diğer tuhaf ve tutarsız yanıdır. İstanbul’da bir şeyler olmuş, olmaya da devam etmektedir. Bu gelişmeler karşısında Türkiye ittifakından bahsetmek kafamızdaki soru işaretlerini çoğaltmıştır” diye konuştu.
‘CUMHURBAŞKANIMIZIN TÜRKİYE İTTİFAKI İLE NEYİ KASTETTİĞİNİ BİLEMEYİZ’
Ülke bazlı, coğrafya tabanlı siyasi ittifak olmayacağını belirten Devlet Bahçeli, 82 milyon Türk vatandaşının inancının, irfanının, acısının, ahlakının, anısının, adının bir olduğunu söyledi. Bahçeli, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bizim ittifakımız cumhurladır. Bizim ittifakımız vatan ve millet sevgisinde erimiş AK Partili kardeşlerimledir. Milli beka mücadelesinde siyasi görüş ayrılıklarımızı elbette kenara itmeliyiz. Biteviye söylediğimiz de budur. Cumhur İttifakı siyasi kaygı ve gayelerle kurulmamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye ittifakıyla neyi kastettiğini elbette bilemeyiz. Ancak konunun başta gazeteler ve televizyonlar olmak üzere, her zeminde, özellikle zillet ittifakı tarafından istismar edildiğini de görüyor ve çok yakından takip ediyoruz. Bizim bildiğimiz Cumhur İttifakı’dır. Bizim inandığımız milli birlik ve beraberliktir. Bizim amacımız milli bekayı sonsuza kadar yaşatmaktır. Öncelikli gündemimiz Cumhur İttifakı’na yönelik sabotajlara asla fırsat vermemektir. Birer birer gün yüzüne çıkan sabotajcıların aradıkları imkanı fikri veya siyasi muhtevada sunmamak ikinci gündem konumuz olmalıdır. Ekonomideki yapısal sorunlara odaklanmak asıldır. Milli güvenliğimizi yakından etkileyen çetrefilleşmiş sorunlara kafa yormak esastır. Buna diyecek bir şeyimiz yoktur. Seçim tartışmaları artık hukukun konusudur. Ama görüşlerimizi paylaşmak en doğal hakkımızdır. Yanlışa yanlış demek ahlak ve adamlığımızın alametifarikasıdır. Haine hain demek cesaretimizin nam ve şerefidir.”