Şahin’in gündeminde on elçi meselesi, 36 saatlik nöbet sonrası geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybeden asistan hekim ve partisinin teknoloji alanındaki eylem planı vardı.
DEVA Partisi sözcüsü İdris Şahin, partisinin Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla gündemi değerlendirdi.
Şahin’in açıklamaları şöyle:
‘Yangına körükle gitmek dış politikamızda alışkanlık haline gelmiştir’
“Büyükelçilerin kendi ülkelerinin görüşlerini aldıkları talimat üzerine veya talimatsız kendi iradesiyle Dışişleri Bakanlığı nezdinde gündeme getirmeleri diplomatik teamüllere uygundur. Son olayda kamuoyuna açık yapılan ve Türkiye’deki yargı sistemini hedef alan açıklamaları Viyana Sözleşmesinin 41. Maddesinde yer alan hususlara aykırıdır. Bu açıklama usulen yersiz içeriği ile diplomatik teamüllere de aykırıdır. Bu hususta en ufak bir şüphe yoktur. Lakin yangına körükle gitmek bizim dış politikamızda alışkanlık haline gelmiştir. Astarı yüzünden pahalı olacak işlerde şahsi ikbal değil kamunun yararını düşünmek gerekir.”
‘İktidarın en tepesinden verilen orantısız tepki nedeniyle ülkemiz büyük bir krizin eşiğinden dönmüştür’
“Dışişleri Bakanlığında atılacak diplomatik bir adımla krizi çözme imkânı varken iktidarın en tepesinden verilen orantısız tepki nedeniyle ülkemiz büyük bir krizin eşiğinden dönmüştür. Gelinen aşamada büyükelçiler krizinin diplomatik yolla durdurulması memnuniyet vericidir. Krizin büyümesinin vahim sonuçları dışişleri bürokratlarının sağ duyulu yaklaşımlarıyla durdurulmuştur. Bu arada keskin sirke küpüne zarar vermiş, vatandaşımız büyük bir ekonomik bedel ödemiştir.”
‘Vatandaşlarımızın haklarını AİHM’de aramalarına yol açmamalıyız’
“Batılı elçilerin açıklamalarına tepki koymak ve karşılık vermek elbette ki bağımsız bir ülkenin yapması gereken bir davranıştır. Ancak bu aşamaya gelmeden de ülke olarak sorumluluklarımızı bilerek, ev ödevlerimizi de yapmamız gerekir. Buradan hareketle ülkemizdeki yargılamalarda hak ihlallerinin önüne geçmek, adil yargılama ve adil karar mekanizmalarını işletmekle yükümlü olduğumuzu, AİHM öncesi bir mekanizma olan AYM kararlarını tam olarak uygulamalı ve alt mahkemelerin adil kararlar vermesini sağlayarak vatandaşlarımızın haklarını AİHM’de aramalarına yol açmamalıyız. Bu alandaki zaafları ülkemiz aleyhine kullanmak isteyenler olursa ki; her zaman olacaktır. Onlara bekledikleri fırsat ve malzemeyi sunmaktan vazgeçmeliyiz.”
‘Sayın Erdoğan’ın ‘Türk yargısı kimseden talimat almaz’ sözündeki ‘kimse’ kavramına kendisi de dahil’
“Sayın Erdoğan’ın ‘Türk yargısı kimseden talimat almaz’ beyanını çok önemli buluyoruz. Ancak bu ‘kimse’ kavramının içerisinde kendisinin de olduğunu hatırlatmayı bir görev addediyoruz. Uluslararası alanda sözümüzün gücü ve etkisi tutarlı olmakla, anlaşmalara bağlı kalmakla, güvenilir olmakla sağlanır. Türkiye kendi anayasasını ve iç hukukunu bile uygulamaktan uzak keyfi bir yönetimle, uluslararası anlaşmaları yok sayarak veya bir anda anlaşmadan çekilerek batılı hükümetlerin üstenci bakışına ve çifte standardına karşı etkili olamaz.”
‘Diplomasiyi tercih eden Dışişleri bürokratlarımızı kutluyoruz’
“Onlardan bazıları muhtemelen Türkiye’de rasyonel kararlarla davranamayan, günlük duygusal tepkilerle ülkeyi yönetmeye çalışan tek kişilik bir hükûmetin varlığını bilerek nasıl bir tepki geleceğini de öngörmüştür. Türkiye’yi hukuktan, adaletten ve demokrasiden uzak bir dünyaya ve ilişkiler ağına doğru itmeyi amaçlayan bu tür yaklaşımlara karşı Türkiye’nin devlet aklı bu durumu görmeli, aklın, bilimin ve diplomasinin kurallarına uygun çözümler geliştirmelidir. Son olayda diplomasiyi tercih ederek devlet aklını kullanan Dışişleri bürokratlarımızı da buradan kutluyoruz.”
‘Genç hekimler mesleklerini büyük tutkuyla ifa edecekleri dönemde psikolojik şiddete ve insanlık dışı çalışma sürelerine maruz kalıyorlar’
36 saatlik nöbet çıkışı geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybeden asistan hekim hakkında da konuşan Şahin:
“Bu elim kaza bize sağlık çalışanlarının özellikle asistan hekimlerin yaşadığı zorlu çalışma şartlarını bir kez daha hatırlattı. Kanunen ayda 10 nöbetten fazlası yasak. Ve Sağlık Bakanlığı 130 saat üzerinin nöbet parasını ödemiyor. Hastanelerin bazı bölümlerinde ayda 12-15 kez nöbet tutan asistan hekimler var. Asistan nöbet sürelerinin 36 saati bulduğunu duyuyoruz. Genç hekimler mesleklerini en büyük coşkuyla, tutkuyla ifa edecekleri, akademik bilgilerini pratiğe dönüştürdükleri bu dönemde psikolojik şiddete ve insanlık dışı çalışma sürelerine maruz kalıyorlar. Emek ve özverilerinin karşılığını ne maddi ne de manevi olarak alamıyorlar.”
‘Daha geç olmadan asistan hekimlerin çalışma koşulları düzenlenmeli’
“Son iki yılda üç binden fazla hekim emeğinin karşılığını kendi ülkesinde bulamadığı ve yaşadığı mesleki tatminsizlik nedeniyle yurtdışına gitti. Sağlıkta beyin göçü hızla bir halk sağlığı sorunu haline geliyor. Hekimlerimizi tükenmişlik ve çaresizlik yüzünden kaybetmemeliyiz. Onları mesleklerinden, memleketlerinden soğutan koşulları ortadan kaldırmalıyız. Daha geç olmadan asistan hekimlerin çalışma koşulları düzenlenmeli. Nöbet süresi azami 130 saat ve ertesinde izin olmalı. Çalışma süreleri insan haklarına uygun seviyeye getirilmeli ve denetimi sağlanmalı. DEVA Partisi olarak, etkin bir işgücü planlaması ile, sistemin tüm yükünün sağlık çalışanlarının omuzlarına yüklendiği bir sağlık sisteminin adil ve sürdürülebilir olmadığının farkında olarak çalışma ve ekonomik koşulları iyileştirilmiş, iş-yaşam dengesi iyi kurulmuş bir sağlık camiası yaratmayı taahhüt ediyoruz.”
‘‘Yarına atılım’ lansmanı yapılacak’
Şahin ayrıca, partisinin teknoloji alanında yapılacak olan ‘Yarına atılım’ eylem planının lansman davetini paylaştı.
Şahin, “’Yarına atılım’ eylem planımızı, Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan ve Dijital Dönüşüm ve Teknoloji Politikaları Başkanımız Burak Dalgın’ın katılımıyla, 27 Ekim Çarşamba günü 18:00’de İstanbul Uniq’de açıklayacağız. Tüm gençlerimizi ve teknolojiye ilgi duyanları DEVA iktidarında teknoloji atılımının nasıl gerçekleşeceğini duymak üzere bu toplantıya davet ediyoruz.”