DAVUT ÇAKIROĞLU 15 TEMMUZ BASIN AÇIKLAMASI
Toplum olarak tarih boyunca birçok acı yaşadık ve millet olarak birçok ihanetle karşılaştık.
Toplum olarak tarih boyunca birçok acı yaşadık ve millet olarak birçok ihanetle karşılaştık. En hazini de birçok ihaneti bu devlete, bu millete, bu devletin ve milletin parçası olan kişilere yaptırdılar…
15 Temmuz, yine bu milletin parçası olan kişilere yaptırılan bir hainlikti, ihanetti… Birilerinin hesabına bu milletin üzerine kurşun sıkıldı. Ancak bu millet, ordusuyla bir kez daha kenetlenerek vatanına atılan kurşunların önüne bedenini siper etti…
Bu millet bir kez daha gösterdi ki “söz konusu vatansa gerisi teferruattır”.
Bu vesile ile hain kalkışmanın sene-i devriyesinde, hem o gece şehit olan vatan evlatlarına hem de bugüne kadar bu ülke için şehit olan kahraman milletin aziz evlatlarına rahmet diliyorum. Gazilerimizi saygıyla selamlıyorum ve sağlık, şifa diliyorum.
Bu ve benzeri olaylardan ders çıkarabiliyor muyuz?
Belki de yarın adına bize fayda sağlayacak doğru soru budur. Bu sorunun cevabı bugünlerde herkes tarafından verilmeli.
Hala gerek yerelde gerekse ülke genelinde kendi asli görevlerinden sapma gösteren sayısızca yap, belediyelerde, kurumlarda, bakanlıklarda ve iktidar etrafında kendine alan açmaya çalışmaktadır.
Üzülerek ifade etmeliyim ki yerelde milletin acil sorunları ortadayken ilk iş olarak vakıf, dernek, tarikat, cemaat gibi yapıların isteklerini daha elzem gören seçilenlerle karşı karşıyayız.
Yani ders almayı bir yana koyalım birine karşı diğerlerine güç vererek denge oluşturmak gibi hala siyasi hesap ve oy kaygısıyla hareket edilmektedir.
15 Temmuz ihaneti ve bu ihanetin içinde olan paralel yapı tabi ki benzer yapıları aynı kefeye koymamızı gerektirmez ancak siyaset, halktan aldığı yetkiyi bu gibi yapılarla bölüşmemeyi, bu gibi yapıları yönetime ortak etmemeyi öğrenmeli. Milletimiz bu konularda siyasilere prim vermemeli ve tepki ortaya koymalıdır…
Bugün daha etkili olacağını düşünerek değinmemiz gereken ikinci bir konu da yargılamaların siyasi ayağıdır. İyi Parti olarak defaatle bu konunun üzerinde durmamıza hatta araştırma önergeleri vermemize rağmen konu kapatılmakta, ısrarla kamuoyundan kaçırılmaktadır.
Unutulmamalıdır ki bütün unsurlarıyla ortaya çıkartılmayan, devletten temizlenmeyen bu yapı ile verdiğiniz mücadele samimiyetten uzak olur.
Yargılamalar hususunda da hepimizin hassasiyet göstermesi, geceye ait karanlık noktaların aydınlatılması, masumiyet karinesinin önemsenmesi gerekmektedir.
İnsanları, siz suçlu oldukları konusunda ikna edeceğinize onların kendilerinin suçsuz oldukları konusunda yargıyı ikna etmelerini beklemek adil yargılamaktan uzaklaşmaktır.
Siyaset Allah’tan af dileyerek suçunu ortadan kaldıramaz ve sorumluluktan kurtulmamalıdır.
Dün siyaset eliyle bu yapının içine itilen kişilerin varlığı kadar siyasetin menfaatine olduğu için devletin içine çekilen kişilerin varlığı da milletimizce tasvir edilmeli.
Hala siyaset eliyle yaşatılan, milletin imkânlarını sömüren, siyasetin baskısıyla milletin hakkıyla finanse edilen benzer yapıların, yarın ülkenin, belediyelerin yönetimlerinde kendilerine hak görmeyeceklerinin, yetki istemeyeceklerinin garantisi yoktur.
Devam eden nakdi katkılar ve arazi tahsisleri ivedilikle adli ve idari soruşturmalara konu olmalıdır.
Evet…Bir acı, ihanet, yıkım vuku bulduktan sonra acımızı yaşamalıyız ancak unutmamalıyız, gerekli dersleri almalıyız ki verilen şehitlere, ülkenin kayıplarına karşı vicdani, insani ve vatani sorumluluğumuzu yerine getirmiş olalım.
Duamız, temennimiz bu acıları ülkemiz yaşamasın, teröre fırsat vermesin, hain yapılar yaşam alanı bulamasın ancak gayretimiz de bu minvalde olmalıdır.