CİDDİ MÜLTECİ SORUNU VARDIR

Sayın Basın Mensupları Peşin söyleyeyim ki; Suriyeli Mülteciler diye bir takındımız yoktur. Ortada Türkiye’nin ciddi bir mülteci sorunu vardır. İyi Parti olarak ülkemizin ve milletimizin sorunlarına ilgi duymak, kulak vermek, göz atmak gibi bir takındımız vardır. Bugün böyle bir sorunla karşı karşıyayız. Ülkemizin geelceği tehdit altındadır. Nasılsa yarın gidecekler, bir şey olmaz anlayışında değiliz. Suriye’li mülteci meselesinin Türkiye’nin bekasını ilgilendiren çok ciddi bir sorun olduğuna inanıyoruz. Bu sorun bu günden çok yarının sorunudur. Biz bir şey demiyoruz; sadece bu soruna önlem alınsın diyoruz. Türkiye’de kayıtlı olarak toplam 4 milyon Suriyeli mülteci bulunurken gerçek aktif rakamın bunun daha da üzerinde olduğu tahmin ediliyor. 18 yaş altındaki Suriyeli göçmen sayısı 1 milyon 660 bin kişi. Bu süreçte her yıl 350 bine yakın Suriyeli çocuk Türkiye’de doğarken 5-18 yaşlarında eğitim çağında 1,5 milyona yakın Suriyeli çocuk Türkiye’de bulunuyor. Bunlardan 600 bini eğitim alabiliyor. 20 bin Suriyeli de Türkiye’deki üniversitelerde eğitim alıyor. Bir milyondan fazla Suriye’li çocuk okula gitmiyor, eğitim almıyor. İşte asıl endişe verici veri bu bence. Bunun üzerinde kara kara düşünmemiz gerekir. Bu çocukları nasıl bir gelecek bekliyor? Çünkü onların geleceği bizim geleceğimiz. Bu çocuklar yarın bizim çocuklarımızla aynı toplum içinde yaşayacaklar.Bu çocukların psikolojisi kesinlikle sağlam değil. Yapılan bir araştırmada her iki Suriye’li çocuktan birisi depresyonda. Her üç çocuktan biri fiziksel şiddete maruz kalmış. Suriyeli çocukların % 40’ı klinik post travmatik stres bozukluğu belirtileri gösteriyor. Bu rakamlar çok korkutucu rakamlar. Yarının Türkiye’sinde ciddi sıkıntıların habercisi rakamlar. Bu rakamlar bizim geleceğimizi karartacak.Bence asıl kriz budur. Bu konu üzerinde çok ciddi çalışılmalıdır. Geleceği görüyorum ve çok korkuyorum. Bu takıntı ise evet ben bu meseleye taktım ve takmayada devam edeceğim. Suriye’lilere yiyecek ve barınma yardımı yapmak, insani olarak kucak açmak meselenin en basit tarafıdır. Sorun daha derinlerdedir. Sorun ülkenin geleceğini tehdit eder boyutlardadır. Şimdiden büyük şehirlerde Suriye’lilerin oluşturduğu uyuşturucu örgütlerinin kurulduğunu duyuyoruz. Toplum olarak alrmda olmayız. Bunu diyoruz. Bana ensar/ muhacir edebiyetıyla insanlık dersi vermeye kalkan muhteremler şu sorunun cevabını versinler;Yarın ülkemizde misafir ettiğimiz 4 Milyonu aşkın Suriyeli’nin akıbeti ne olacak? Bunlar ülkelerine geri dönecek mi? Dönecekse dönmeleri konusunda ne tür politikalar izlenmektedir.. Hayır dönmeyecekseler, kalacaksalar Türk toplumuna adaptasyonları konusunda ne yapılmaktadır ve ne yapılmalıdır? Ortada eğitim almayan bir milyon çocuk var. Yeme içmeyle, barınmayla bu sorunu geçiştiremezsiniz. Sorun yok diyerek sorunu çözmüş olmuyorsunuz. Bilimsel veriler sizleri ne kadar ilgilendirir bilmiyorum ama yapılan araştırmalar ve dünyada ki veriler ışığında görülüyor ki; bu bir milyon eğitimsiz çocuk yarı suç örgütleri ve terör örgütleri için eleman havuzu oluşturacaktır. Bunlar başımıza bela olacaktır. Böyle gidersek bunlar sorun olacaktır. Bunu söylemek size niye batıyor?PKK ve Feto olayını yaşadıktan sonra hala niye akıllanmıyorsunuz? Hatırlayın; PKK terör örgütü ilk çıktığında bu ülkeyi en üst seviyede yönetenler tarafından iki üç çabulcu diye tanımlanmıştı,sonuçta kırk yıldır terör sorunu neler yaşatığımızı milletimiz çok iyi bilmektedir. Keza aynı şekilde fetö terör örgütünün doğuşu yükselişi ve sonuç ortadadır. Birileri sizi uyarırken dindar,din adamı, hoca efendi, Allah’ın aciz kulu edebiyetı yapıyordunuz? Sonucu gördünüz. Şimdide multeci konuusnda aynı çevrelerin aynı tavrını görüyorum. Hala geçmişten ders almadığınızı görmek bana üzüntü veriyor. Muhammet Erkan bu güne kadar iki tane Suriye’liyi maaşlı olarak çalıştırmış, en az yedi tane Suriyelinin evine defalarca giderek çocuklarını muayene etmiş ve tedavilerini sağlamış bir doktordur. Bilen bilir bizi Muhammet Erkan’ı insanlık, yardım, hoşgörü, sevgi kalemlerinden vuramazsınız. Avucunuzu yalarsınız. Bizim derdimiz ülkemizdir, ülkemizin geleceğidir. Yazdıklarımızda bir uyarıdır. Yarın yine çıkıp kandırıldık, aldatıldık, milletimiz bizi af etsin denilsin istemiyoruz. Ciddi bir sorunumuz var. Duyarlı olalım, akıllı olalım,ne yapalım diye düşünelim, tartışalım, konuşalım. Söylediğimiz budur, takıntımız budur. Saygılarımla