*“Dümende ve baş altlarında insanlar vardı ki
Bunlar uzun eğri burunlu ve
Konuşmayı şehvetle seven
İnsanlardı ki
Sırtı lacivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin zaferi için
Hiç kimseden hiçbir şey beklemeksizin bir şarkı söyler gibi ölebilirdiler”
*
-Bugün 15 Eylül 1924
Yaşa büyük Türk Kurtarıcısı, Yaşa… Hoş geldin Gazi Paşa! Çok Yaşa!
İşte o Gazi Paşa, 19 Mayıs’ta yakmış olduğu Kurtuluş meşalesini, 9 Eylül’de Yunan ordusunu kesin yenilgiye uğratarak, Cumhuriyetimizin kuruluşunun büyük önderi olan bir Kuvayı Milliye kahramanıdır.
“Beş sene önce ilk kez Samsun’a ayak bastığım zaman bana kalp gücü veren vatandaşlarımın ilk sırasında Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım. Sakarya büyük kanlı savaşına Üçüncü Tümen ile yetişen Trabzon evlatlarının savaş alanında gösterdikleri özverili çabaların kıymetli anısı, bilincimde sürekli canlı kalacaktır.”
*Mustafa Kemal Atatürk…
Şems oteli ve Suluhan arasındayız. ”Vatan ve Hürriyet” tüm yaşamımızda ki en değerli ve en onurlu varlık sebebimiz olmuş. Bu duygular Anadolu’muzun her köşesinde içimizdeki en büyük zenginlik olarak, her adımımızda ve her gökyüzüne bakışımızda, aydınlanmanın ve ilerlemenin gerekliliğiyle yeni umutlar var etmektedir. İşte tam bu sırada “Buradan denize ulaşan bir cadde açınız” cümlesi bir tebessüm, bir rica ile süslenerek çıkıverir Gazi PAŞA’dan…
*Efendiler…
“ Halkı zeki, üretken, girişimci ve çalışkan olan Trabzon’umuzu; kısa bir süre sonra ülkenin iç kesimlerine demiryolu ile bağlanmış, güzel bir rıhtım ve limana kavuşmuş olarak görmek en önde gelen dileğimdir. Trabzon; Türk camiasında Cumhuriyet’in zengin, sağlam ve duyarlı en önemli güven kaynaklarından biridir.”
*O günlerden, bugünlere geldiğimizde
Mustafa Kemal ATATÜRK’ten sonra her gelen sağ iktidar kendi gerici ve faşist uygulamalarına zemin yaratmak için hem ülkemizi hem Trabzonumuzu kurucu değerlerden, Cumhuriyetimizin faziletlerinden uzaklaştırmayı görev bilmiştir.
Yönetenlerin politik tutarsızlıkları ile eşitlik ve adaletten yoksun tutumları hem ülkemizi hem trabzonumuzu tarihi gerçekliğinden ve cumhuriyete bağlılıktan koparmaya adeta and içmiş gibidirler.
Sosyal adalet, eşit paylaşım ve emeği en yüce değer sayan genç cumhuriyetin anlayışından kopartılarak Meclisin sözüm ona fiili varlığı sürdürerek “Tek adam saray rejimiyle karşı karşıya kalındı.
Ancak ne Samsunda, Erzurumda ne Sivasta Gaziantepte Ne izmirde ne de Trabzonda Cumhuriyet kazanımlarını yok edemeyeceksiniz!
*Unutulmamalıdır ki, Anadolu topraklarının özündeki, kadın-erkek eşitliğinden tutunda, eşitlik ve özgürlüğün her alanındaki o asil ve devrimci damarın kendisi her zaman var olacaktır. Varlığımız ülkemizin ve dünyamızın her yerindeki sorunlarına karşı çözüm üreten ve uygulayan AYDIN GENÇLER olarak mücadelemizi sürdürecek ve 15 Eylül günü ufukta görünen Hamidiye Vapurunu hatırlayarak ve hatırlatarak başka bir geleceğe yürümeye devam edecektir,
Cumhuriyet Gençleri…
*Tüm bu gerçekler ışığında bugün bizlere düşen görev, Kuvay-i Milliye damarını büyütmek, dikatay asla boyun eğmemek, Milli Mücadele ruhunun güncel kalmasını sağlamaktır. Cumhuriyet’in gençleri unutmamalıdır ki; “ Hattı müdafa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.
“Ve çok uzak, çok uzaklardaki İstanbul Limanında,
Gecenin bu geç vakitlerinde,
Kaçak silah ve asker ceketi yükleyen laz takaları:
Hürriyet ve ümit
Su ve rüzgardılar ”