CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
AHMET KAYA (Trabzon) – Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Teklifi’nin 57’nci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
AHMET KAYA (Trabzon) – Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Teklifi’nin 57’nci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, corona virüsünün tüm dünyayı tehdit ettiği bu zor ve sıkıntılı günlerde yüce Meclisimizin çatısı altında görevimizin başındayız. Bugün, ülkemizde yüz binlerce insan işine gidemiyor, dükkânını kapatmak zorunda kalan, işini kaybeden, hiçbir geliri olmayan milyonlarca insanımız bir an önce devletimizin kendilerine yardım elini uzatmasını bekliyorlar.
Diğer yandan, cezaevlerindeki binlerce insanımız ve aileleri de büyük bir umutla bizlerden gelecek iyi haberleri bekliyorlar. Bu umutlu bekleyişleri ayrımcılık yaparak, haksızlık yaparak hayal kırıklığına dönüştürmeye hakkımız yok. Bizler, milletvekili sıfatımızla, belli zümrelerin değil Türk milletinin temsilcileriyiz ve milletvekilleri olarak temsil ettiğimiz milletimizin huzurunda, bu kürsüden ilk yemini yaptığımızda milletimizin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağımıza, hukuku üstün tutacağımıza, ayrım yapmadan herkesin insan hak ve hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ve Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağımıza şerefimiz ve namusumuz üzerine yemin ettik. Peki, bugün, çıkarmaya çalıştığımız bu Kanun Teklifi ettiğimiz bu yeminle örtüşüyor mu veya ne kadar örtüşüyor? Her birimiz, elimizi vicdanımıza koyarak bunu düşünmek zorundayız. Çıkarmaya çalıştığımız bu kanun teklifinde hukuku üstün tutuyor muyuz? Ayrım yapmadan herkesin insan hak ve hürriyetlerinden yararlanmasını sağlayabiliyor muyuz? Anayasa’ya sadakatten ayrılıyor muyuz?
Ben hukukçu değilim ama bilgisine değer verdiğim, liyakatine güvendiğim ne kadar hukukçu varsa onları dinlemeye, söylediklerini anlamaya çalıştım. Her biri, “Bu teklifin adil olmadığını, eşit olmadığını ve vicdanlı olmadığını.” söylüyor, “Kanun yapma tekniğine ve Anayasa’ya aykırı olduğunu.” ifade ediyorlar. Teklif, bu şekliyle geçerse yıllarca düzgün esnaflık yapmış ama elinde olmayan sebeplerle hayatında ilk kez çeki yazılmış esnaflarımız, hapiste kalmaya devam ederken; çete üyeleri ve kadınları darbeden caniler dışarı çıkabilecek. Ki, şu anda coronavirüs tehdidi nedeniyle istese de bu zor günlerde çeklerini ödeyemeyecek binlerce esnafımız var, büyük çoğunluğu bu duruma gelebilirler. Peki, ne olacak bu esnaflarımızın hâli, çeki yazıldı diye hapse mi girecekler?
Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler; bu infaz yasasına destek olmak, kader mahkûmlarının salıverilmesine katkı vermek istiyoruz. Tahliyeler için; adaleti, aklı, mantığı ve vicdanı savunuyoruz.
Fakat, ekonomik kriz nedeniyle zora düşen esnaf hapse atılırken; gaspçının, hırsızın, dolandırıcının affedilmesini büyük bir adaletsizlik olarak görüyoruz. Aklı ve bilimi rehber edinmiş insanların, düşünen insanların, sorgulayan insanların, muhalif insanların, gazetecilerin ve yazarların bu yasadan yararlandırılmaması kindarlığın tezahürüdür, büyük bir adaletsizliktir diyoruz.
Masumların, askerî öğrencilerin, engellilerin, gebelerin, hastaların, çocuklu annelerin demir parmaklıklar arkasında unutulmasını kabul edemiyoruz. Eline silah almamış, şiddete bulaşmamış kişileri kapsamayan ama milletin kanına giren eli kanlı mafya ve çetelerin sokağa bırakılmasını içimize sindiremiyoruz.
Hani, hukuku üstün tutacaktık. Ayrım yapmadan, herkesin, insan hak ve hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ve Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacaktık? Bunun için milletimizin huzurunda, bu kürsüde yemin etmiştik. Herkese ettiği yemini ve yeminine sadık kalması gerektiğini hatırlatıyorum.
Kuruluşundan bugüne dek hak, hukuk ve adalet mücadelesi veren Cumhuriyet Halk Partisinin temsilcileri olarak Sayın Genel Başkanımızın öncülüğünde bu ülkenin haksızlığa uğramış, adalet arayan, vicdanlı insanlarıyla birlikte 420 kilometre yol yürüdük. Yirmi beş gün boyunca yollarda, adaletsizliğe uğrayan milyonlarca insanımızın sesi olduk. Bugün de bu kanun düzenlemesiyle adaletsizliğe uğrayan tutuklu ve mahkûmların sesi olarak bu düzenlemeye itiraz ediyoruz. Anayasa’mıza ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu açık olan bu teklifin bu hâliyle çıkarılması durumunda toplum vicdanında derin yaralar açacağını söylüyor ve sizleri tekrar uyarıyoruz: İş işten geçmeden bu yanlışı düzeltin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sözlerinizi tamamlayın.
AHMET KAYA (Devamla) – Değerli milletvekilleri, çok zor günlerden geçiyoruz. Bu zor günleri yardımlaşmayla, dayanışmayla ve ekmeğimizi bölüşerek elbette aşacağız. Her şeyden çok birliğe, beraberliğe ve akıl ortaklığına ihtiyacımız var ama siz bu yasal düzenlemeyi yaparken bunu yok saydınız, muhalefetin ve saygın hukukçuların hiçbir önerisini dikkate almadınız, Meclis çoğunluğunuza güvenerek eksik ve adil olmayan bu düzenlemeyi önümüze koydunuz. Bunu kabul etmiyoruz.
Düşünen, sorgulayan insanlarımızı hapislerde çürüten bu bozuk düzen, güçlünün haklı olduğu, haklının suçlu olduğu bu saray düzeni elbette değişecektir diyorum, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)