Seçim gündemine ilişkin değerlendirmeler yapan BTP lideri, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) seçime girme yeterliliğine sahip parti sayısını 36 olarak açıklamasını eleştirdi.
Baş, “Ne olabilir, bu konuda bir senaryonuz var mı?” sorusuna şu cevabı verdi; “Şimdi oy dağılımı konusunda belli manipülasyonlar varsa bunlar küçük küçük, 0.3, 0.5, 0.7 şeklinde dağıtılarak toplamda yüzde 3-5 oy bir şekilde iç edilebilir. Bu olacaktır diyemem, hiçbir siyasi partiyi de böyle bir zan altında bırakamam, ancak bunlar mümkün matematiklerdir.”
“Kararımız çok kısa zamanda netleşmiş olacak”
Hüseyin Baş, BTP’nin seçim kararının ne olacağıyla ilgili soruya, “Yönetim organlarımızda son kararı hep birlikte istişare ederek vereceğiz. Seçim takvimi belli. Adaylar netleşecek, biz bunları gözlemleyeceğiz. İttifak süreçleri var. BTP bir ittifaka dahil olabilir, yeni bir ittifak kurabilir, hiçbir ittifakta olmayabilir. Bunları seçenekler olarak söylüyorum, zaten 3 seçenek var. Bu çok kısa bir zaman içinde netleşmiş bir durum olacaktır” dedi.
“İçinde yer alacağımız ittifakın cumhurbaşkanı adayını destekleriz”
BTP lideri Baş, “Meclis seçimleri için iş birliği yapacağınız bir ittifakın otomatikman cumhurbaşkanı adayını da destekleyecek misiniz ,yoksa ikisinde farklı tutum sergiler misiniz?” sorusuna ise, “Biz parlamento seçimleri için birlikte olacağımız bir parti olursa o partinin ortak cumhurbaşkanı adayını mutlaka destekleriz” şeklinde cevap verdi.
“Yıkılacak binaya imar affı çıkardıysan ben hakkımı helal edemem”
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deprem bölgelerinde vatandaşlardan helallik istemesini değerlendiren Hüseyin Baş şunları söyledi; “Sizin de orada bir hakkınız var, o topraklar sizin. Benim de orada bir hakkım var. Benim Nurdağı ilçe başkanım 5 gün 5 saat enkaz altındaydı. 1 saat bir yerde hareketsiz oturmayı kendimize zul gören insanlarız. 5 gün boyunca kimse o insana dönüp selam vermedi. Ben Hatay il başkanımı kaybettim enkaz altında. Benim de orada bir helallik hakkım var. Ben de hakkımı helal edemiyorum. Çünkü orada o kadar yıkılacak binaya ruhsat verdiysen, o kadar binaya imar affını çıkardıysan, o kadar kötü zeminlere o binaları yaptıysan, ben hakkımı helal edemem. Ben size hakkımı helal ettim ne olacak? Kamu hakkı ne olacak? Ben etsem ne olur! Hükümet büyük umutlarla seçildi 2002 yılında. 20 yıldır Türkiye’yi O’na çok bel bağlamış, inanmış insanlarla ülkeyi yönetmeye çalıştı, ama günün sonunda şunu anladık ki, şahsi menfaatlerinin dışında hiçbir şeyi düşünmeyen bir iktidar var. Dolayısıyla iktidar, şunu bilmeliyiz ki ne yapıyorsa kendi menfaati için, rantı için yapıyor. Bunun ispatı ne, 6284 konuşuluyor, kendi içlerindeki grup başkanvekili hanımefendiyi bile linç etmekten kaçınmıyorlar.”