Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferinin 180. Yıl dönümü münasebetiyle bir mesaj yayınladı.
Mesajında, “Çanakkale demek Mustafa Kemal Atatürk demektir. Zira O genç subay olmasaydı Çanakkale tarihe bir zafer değil hezimet olarak geçecekti. Yenilgiyle neticelenecek bir Çanakkale Savaşı ise bu milletin yok oluşu anlamına gelecekti” ifadelerini kullandı.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın Çanakkale mesajı şu şekilde;
Tarihimizin en müstesna zaferlerinden biri olan 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferinin 108. Yıl dönümündeyiz.
Yokluklar içindeki bir milletin çocuk yaşlı, kadın erkek demeden başlattığı verdiği destansı mücadelenin adıdır Çanakkale.
Çanakkale demek Mustafa Kemal Atatürk demektir.
Zira O genç subayı olmasaydı, Çanakkale tarihe bir zafer değil hezimet olarak geçecekti.
Yenilgiyle neticelenecek bir Çanakkale Savaşı ise bu milletin yok oluşu anlamına gelecekti.
İşte Mustafa Kemal, savaşın kaderini değiştirerek Çanakkale’yi geçilmez yapan kişidir ki, bu sayede Kurtuluş Savaşına ve dolayısıyla da bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devletine giden yol açılmıştır.
“Ülkemiz liyakatsiz kadroların eline mahkum edildi”
Büyük zaferin üzerinden 108 yıl geçmiştir ve ülkemiz bugün ne yazık ki son derece olumsuz bir manzara içindedir.
Ekonominin durumu herkesin malumu, zamlar önlenemiyor, halkın alım gücü sürekli düşüyor.
Kurtuluş reçetesi olarak sunulan politikalar, tabloyu daha da olumsuz hale getirmekten başka bir işe yaramıyor.
Bunların üstüne bir de deprem ve sel felaketleri eklenince durum çok daha vahim hale gelmiştir.
Deprem vergileri amacı dışında kullanılmış, göz göre göre gelen felakete karşı hiçbir tedbir alınmamıştır.
Bu durumu çok daha vahim hale getiren ise ülkemizin liyakatsiz kadroların eline mahkum edilmiş olmasıdır.
İnsanlarımız depremden sonra arama kurtarma çalışmalarının geç başlaması ve yetersiz kalması nedeniyle adeta ölüme terk edilmiştir.
“AKP iktidarının taviz politikasının yeni bir örneği”
Ekonomiden dış politikaya her alanda bir liyakatsizlik söz konusudur.
Deprem bölgesindeki kifayetsizlik tarihe kara bir leke olarak geçmiştir.
Dış politikada Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine üst perdeden çekilen rest geri adımla neticelenmiş ama bu geri adım büyük bir diplomatik başarı gibi lanse edilmiştir.
Bu bir başarı değil, AKP iktidarında sıkça gördüğümüz geri adım ve taviz politikasının yeni bir örneğinden başka bir şey değildir.
Emin olun bu iktidar İsveç için de aynı kararı verecektir.
“Sorunlar büyük ama çözümsüz değil”
Bugün gelinen noktada her alanda yaşanan yönetim beceriksizliğinden kurtulmanın yolu yeniden bağımsız Türkiye demekten geçmektedir.
Türkiye’nin sorunları büyüktür ama çözümsüz değildir.
Bağımsız Türkiye Partisi duruşu ve çözümleriyle bu ülkenin tek kurtuluş adresidir.
14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde yüce Türk halkının bu gerçeği dikkate alarak hareket edeceğine inancımız tamdır.
Bu vesileyle tekrar 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 108. Yılını kutlar, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu vatan için canını ortaya koyan tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.”