BİR HİLAL UĞRUNA YARAB…
Türk dünyasının, Müslüman dünyasının önüne yığınla problemlerin çıkarılmakta olduğu görülmektedir.
TÜRKAV ifade etmektedir ki, Şeyh Edebali Hazretlerinin Osman Gaziye dediği gibi; Gerçek inanç ve dava adamları ”Sabah doğup akşam ölenlerden olamaz.
” BİR İÇ NEFRETİN DIŞA DÖNÜŞÜMÜDÜR
Bakın dünyadaki yaşananların uluslararası haklarla, adaletle, insan haklarıyla ve ülkelerin hukukuna saygı denen varlıkların hiçbiriyle değerlendirmekle mümkün müdür? Uluslararası hak ihlallerine yaptırımı neden olamamaktadır? AP. da Bayrak yırtılmasında Yunanistan’ın
İÇ NEFRETİNİN DIŞA DÖNÜŞÜMÜ
olarak eyleme dönüşmesinde alçağa Bayrak sevgisi verememesinin görüntüsünden kurtulamaz.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜTK, 10 Eylül 1922’de önüne serilen Yunan bayrağını çiğnememiş,
Yunan Kralı Kostantin’in aşağıların aşağısı durumuna düşmemişti. Ve Demişti ki, Bayrak bir milletin onurudur. Ne olursa olsun yerlere serilemez ve çiğnenemez. Bizi Türk milleti yapan haslet ve hakikat da buradadır. Avrupa parlamentosun’ da Türk Bayrağının yırtılmasını Milletin hizmetinde olan Kamu çalışanları ve onun temsilcisi TÜRKAV adına şiddetle kınıyoruz.
EVRENSELLİKLE DEĞERLENDİRMEK
Kimileri batının büyük gücünün geride kaldığını ifade ederek 21. Yüzyılın Asya çağı, Çin çağı olarak kabul edildiğinden dem vurmakta olduğunu görmekteyiz. Çin’ deki Sağlık durumuna dünya sağlık örgütü olağanüstü çözüm aramakta olduğu ve Dünya gündeminde yer aldığı ortadadır. Elbette sağlık önemlidir. Evrensellikle değerlendirilerek çözüm aranmalıdır. Çin esir kamlarında tutulan Doğu Türkistanlı vatandaşların da sağlık, insanlık hakları dâhil esaretleri öncelik olarak dünyada yer almalıdır. Küreselcilerle bazı Arap Ülkeleri, Türkistan’ in herhangi bir bölgesinde haklar ve cesetler çiğnenirken ne yapabildiyse bugün Kudüs’te kötü tablo beklemektedir.
Trump’la ABD, Uluslararası haklardan yana taraf olmak yerine, kendi bildiğince hareket etmenin hesabı içindedir. Doğu Türkistan’a kulak tıkayan dünya Japonya’nın Doğu Türkistan’daki Çin’in alçaklıklarına karşı ortaya koyduğu tepkisine, Çin’ in tepkisiz kalmaması ve yaptırım uygulaması çabalarında ikiyüzlü küreselcilerin varlığı görülecektir…
Edilgen ve geçmişte kalmış kimlik yerine, etken ve harekete dönük özdeşleşmeye bakmak gerekmektedir. Tarihin süzgecinden değerlendirme yapamayan Müslüman Ülkelerinin bazıları, Din kardeşlerinin katliamlarına destek olmaları bardağın doluluk, boşluk özelliğini tarif edememektedir.
KUDÜS’te de durum böyle sonuca gitmektedir. Bardak boş mu, dolumu Müslüman Ülkelerinden ABD’nin sapık düşüncesine verilen destekle aranmalıdır. Fransa’nın Doğu Akdeniz deki durumu, Belçika’nın pkk ile varlığı Türk ve Müslüman dünyasının köşeye sıkıştırılması çabalarıdır. Milletin hizmetinde olan TÜRKAV adına tarihi gerçeklerden uzak anlayış içindeki kararları şiddetle ret ediyoruz. İnsan toplulukları ve ABD ve onun uzantıları tehlikeli şekilde gevşeyen bağların aydınlatması başarılmadığı takdirde, millet ve din arasında boşanma, insan hakları açısından ve Hıristiyanlar içinde tehlikeli olacağı muhakkaktır.
MİLLİYETLERİNİ BİLMEYENLER DOLARLA DEĞERLENDİRİLİR…
Kudüs İslam dininin mabedidir. Hz. Muhammed’in (a.s) Miraca yükseldiği kutsal topraklardır. Kudüs, Kur’an-i Kerimden kısa sürelerle Müslümanlığın vazgeçemeyeceği önemli yerdir. Kudüs, Trump’ in Yahudi yakın duyarlılığıyla karar verebileceği bir yer de değildir? İngiliz’ler milliyetçiliği unutturmak için dini, bir araç olarak kullanıyor olmasını anlayamayan bazı Arap Ülkelerinin yöneticileri, Camide Arapça okunan süreleri, duaları anlatanda olmazdı. Bakın, Bu anlayış sahiplerinin aklına
okunan bu sürelerinin Arapçalarını okumak, hem de bunların anlamını öğrenmek gelmezdi. İslam dinini öğretmek isteyen İngiliz ve diğer Ülkeler, İslam dinini gerici gibi değerlendirmelerle tarif etmekte olduklarını anlayamayanlarla Müslümanlığın Kudüs içinde anlamını değerlendirmeleri mümkün değildir. Bir taraftan Trump ve İngiliz’lerin lider addettiği bir grup Müslüman halkı olan Arap Ülkelerinin zavalı yöneticileri, bir taratandan da, ilerici liderler arasında sıkışmış şaşırmış bir halk. Bu yol çıkış yolu değildir. Allah sevgisi ve Allah korkusu ile güçlenmiş imanlı bir Müslüman dünyası istiyorsak,
Haksızlığa, zulme, adaletsizliğe, insan haklarına saygısızlığa, Müslümanları suçlu gibi gören bakışa omuz silkip yüz çevirmeliyiz.
Bu düşünceler Kur’an-i Kerimden aldığımız ilhamla Müslümanlara haksızlığı reva görenlere hatırlatıyoruz. Müslüman’ım çok şükür, Türküm bana ne mutlu demeyi tarihten günümüze öğreten ecdadın varlığıyla, alçaklık içindeki Trump’ a ve onun piyonları olan bazı Müslüman ülkelerinin yöneticilerine hatırlatıyoruz. Kudüs Müslümanların İlk KIBLESİDİR.
Müslüman’ım diyen ABD’nin piyonları, sizin kıblenize karşı olan alçaklarla hangi kıbleye dönmektesiniz! Allah sevgisi ile her zorluğu aşacak, Allah korkusu ile de doğru yoldan ayrılmayacak olan insanlık, İsrail güdümlü Yahudi sempazıtanı Trump ve onun destekçilerinin hesabını boşa çıkaracak aklıselimdir. Müslüman Kur’an-i Kerimi Allah’ın buyruğu olarak kabul eder. Allah’ın tek rakipsiz olduğuna gönülden iman eder. Hz. Muhammed’in Allah’ın insanlara gönderdiği son Peygamber olduğuna ve ahret gününe inanır.
Müslümanların ilk Kıblesi olan Kudüs’e Trump’ ın karar vermesi ise beyninin zayıflığını göstermektedir. Selahaddin Eyyübi’yi hatırlamadan Kudüs’e karar verme arzusu ise hayallerinin esiri olmaktan öteye geçmeyecektir. Yahudi merkezli arzuların geleneksel yönlerinin açıkça sorgulanmasının eşiğinde olan Trump’a, Hıristiyan dünyası da değerlendirme yapacaktır.
Uluslar arası ilişkiler tarihini nispeten uzun süreli bir çerçeve üzerinde gözden geçirdiğimizde kültür ve medeniyetin anlam ve önemi anahtar bir konu olarak karşımızda duracaktır. Kudüs için önemli bir noktayı göremeyen Trump’a soruyoruz? Her bir toplum inancına kendi kültür ve medeniyetin bütünlüğünü sağlamaya çalışırken, Arap dünyasının bazı yöneticileri kendi medeniyetinin bütünlüğünü sağlamaya karşı küreselcilerin oluşumuna neden çanak tutmaktadırlar.
Kudüs Yahudi’nin düşünce dünyasının evrensel meselelerinden birisini önemli hale getirse de, küreselleşme olgusunu tarihin sonunu ifede eden mükemmeliyetler zinciri olarak gören İslam birliğinin eksikleriyle gerçeklik olarak kavramak ve bu sürece insanı bir boyut kazandırmak isteyenler arasındaki mücadeleyi oluşturmaktan öteye geçemeyecektir.
Trump Kudüs için Müslümanlara biçtiği ekonomik miktar ile de hedefine ulaşamayacaktır.
Böyle bir anlayışla da ayrıca alçaklık içindedir. Trump Yönetimindeki ABD’de Yahudi etkisindedir. Kendi ülkesinin ve insanının samimi bir dostu olmadan, başka dünyaların değerlerinin sözcüsü olmaya adaydır. Trump, Evrensel doğru olarak takdim edemediği bir süre diliminin hayal dünyasındadır.
Dünya tarihinin bir çok döneminde olduğu gibi yine sıkıntılı günler yaşanacağı muhakkaktır. Bu sıkıntılı günlerden çıkmanın yolu Türk Milletine inanan ve kendisini Türk Milletine adayan mefkûre sahibi varlığın etkin ve hâkimiyeti önemlidir. Bir dayanışma şarttır.
Tarihten getirilen, büyük ve kutsal mefkûresini bir bayrak olarak en yüksek burçlara dikmek azminin önemi de görülmektedir. Bu büyük Ülküye inananlar gündelik telaşından birbirlerini kırsalar da İslam birliği daha güzel başarıları temin edecektir. Kamuoyuna saygı ve sevgilerimizle duyurulur.