“…en az üç dilde ana avrat sövme zamanıdır…”
Tarihte hiç devletsiz kalmamış ve tarihin kadim dönemlerinde kurduğu devletini bugünlere kadar muhafaza ederek getirebilmiş olan tek millet Türklerdir; bir çok ilke imza attıkları gibi bu ilklerden en önemlisi SOSYAL DEVLET (Göktürk Devleti; “Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım; ölesiye, bitesiye çalıştım. Aç milleti tok, az milleti çok, yoksul milleti bay kıldım” Bilge Kağan) ve LAİK DEVLET (Selçuklu imparatorluğu, Abbasi İslam Halife’yi devlet işlerine karıştırmamışlardır) uygulamalarıdır.
Bu felaket günlerinde aslımıza uygun meziyetler sergileyerek bize yakışır davranmak zorundayız. Devlet kolluk gücüyle insan döverek ceza veremez, devlet hukukla, adaletle döver. Meşru uygulama böyledir.
Türk Ordusu her zor şartlar için eğitilmiş, milletine hizmetten imtina etmez, generalinden eratına kadar sahada olmalıdır. Asayişin en büyük güvencesidir, hiç bir vatan hainine fırsat vermez.
Elbette hükümetlerin eksiklikleri karşısında suskun kalmayacağız ama devletimize zeval gelir korkumuzu, vakarımızı da muhafaza edeceğiz.
Zaman hem siyaset yapma zamanıdır hem de Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun dediği gibi “…en az üç dilde ana avrat sövme zamanıdır…”
Toplumumuzun %20-30’luk düşük, çürümüş rezervimiz hariç, bu mübarek, bu necip milletin evlatları yardımı yağdırıyor. Hakkarili kadınlar geç bayatlayan ekmek için harıl harıl çalışıyorken, Karslı Sarıgül nine düvesini satıp depremzedelere yardımına koşuyor. Yani millet yarasını el birliğiyle sarıyor. İşte bizi kıskanacaklar bu özelliğimizden kıskanıp, çatlıyorlardır. Eminim daha büyük kıskanılası işler yapmaya muktedirdir.
Malzemeden çalan müteahhit, Ruhsatı veren belediye başkanı, İmzayı atan denetçi, İmar affı çıkaran siyasiler, siz hesap vereceksiniz, er yada geç ama adalet geçikmez tez verilmeli ki yüreğimizin sızısı bir nebze dursun…!
Devlet aciz değildir, millet çaresiz değildir ama hükümetler sınıfta kalmıştır.
Gazi Mustafa Seydioğlu
“Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.”
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Not: Eşim Kahramanmaraşlı ve deprem günü ailesinin yanındaydı, depremden iki gün önce baldızımın bebeği oldu, gözaydınlığı, mutluluk yaşadığımız bir günün ardından üç günlük bebekle birlikte eşim, kayınvalidem, kayınpederim, baldızım, bacanağım ve bebeğini Kahramanmaraş’tan, diğer baldızım, bacanağım ve iki çocuğunu Şanlıurfa’dan Ankara’ya getirttim. Artık çekirdek aile değiliz geniş aile olduk. Depremin bize öğrettikleri, kazandırdıkları da var. Ama asıl önemlisi milletimiz böylesi bir felakette nasıl sağlam bir aile olduğunu göstermesidir. Geleceğe ümitle bakmamızı sağladı.
12.02.2023